Çakmur neden suçlanır ki...

Güncelleme Tarihi:

Çakmur neden suçlanır ki...
Oluşturulma Tarihi: Mart 13, 2000 00:00

Haberin Devamı

1995 seçimleri öncesiydi... Bugün bir partimizin üst düzey yöneticilerinden biri, milletvekili aday paketi içine konmuş ve seçilmek üzere İzmir'e gönderilmişti. Kendisi seçim çalışmaları sırasında Hürriyet EGE'ye ziyarete geldi.

Diyordu ki;

‘‘ÖZELLEŞTİRMELERİN önündeki engelleri kaldıracağız. İki de bir Anayasa Mahkemesi'ne başvurup, engel çıkaran Mümtaz Hoca (Prof. Dr. Mümtaz Soysal) gibilerin çanına ot tıkayacağız...''

BU sözler üzerine istemeyerek de olsa, bir misafire gösterilmesi gereken nezaketin dışına taşıp, láfá karıştım ve ‘‘Allah Mümtaz Hoca gibilerini bu düzenden eksik etmesin. Birilerinin kalkıp, ‘bakalım sizin yaptığınız iş yasalarımıza uygun mu?' diye yargıya başvurması sizi neden rahatsız ediyor? O zaman, özelleştirmenizi yasalara uygun yapın. Hatta Mümtaz Hoca gibilerden rahatsız olmak yerine, teşekkür etmeniz gerekir'' dedim.

KENDİSİ, benim gösterdiğim nezaketsizliğe karşı işi alttan aldı ve ‘‘Seninle birlikte bir yemek yiyelim ve enine boyuna tartışalım'' dedi ve gitti...

* * *

BURADAN şuraya gelmek istiyorum. Hangi mevkide olursa olsun, herkes işlerini mevcut kanunlara uygun olarak yapmak zorunda. Kanunu beğenmemiş, eksik bulmuş, yanlış bulmuş olabilirler. Güçleri yetiyorsa, değiştirsinler. Eğer yetmiyorsa, ‘‘tanımamak-takmamak'' gibi bir ısrarları olamaz. Olursa suç işlerler.

* * *

İZMİR'de son aylarda, yoğun bir tartışma ve karmaşa yaşanıyor. Basmane'de eski garaj yerine yapılan inşaat... Hatırlanacağı gibi; bir önceki belediye başkanı, kendisinden sonra geleceklere hiç bir tapu, işletme, tesis bırakmamaya and içmişçesine herşeyi sattı, savdı, devretti. Basmane arsası da bir ihale sonrasında Güçbirliği ile EGS'ye Dünya Ticaret Merkezi yapılmak üzere verildi.

ONLAR da dünyanın en ileri teknolojisiyle harekete geçip, İzmir'e bir eser kazandırmanın da heyecanıyla milyonlarca doları su gibi harcamaya başladılar. Ancak İzmir'de de bir Mümtaz Hoca vardı.

ESKİ Başkan Yüksel Çakmur, çıktı ve idare mahkemesine başvurdu. Dedi ki; ‘‘Belediye yönetimi proje aşamasında hata yaptı. Burası onanmış planlara göre Kültürpark alanı içinde değerlendirilmeliydi. Oysa plan dışına çıkıldı...''

NİTEKİM mahkeme Çakmur'u haklı buldu ve projeyi iptal edip inşaatı durdurdu. Bundan tabii ki yüklenici firmalar büyük zarar gördü. Sorunu kucağında bulan Ahmet Piriştina yönetimi de, (tıpkı TANSAŞ'ın satışındaki usulsüzlükte olduğu gibi) dönüşü olmayan bir yolda çözüm arayışına gidip, plan değişikliğine gitti. Bir anlamda da, ‘‘sakat işi'' itiraz nedenine uygun hale getirdi. Şimdi bu da tartışılıyor ya neyse...

* * *

ŞİMDİ bu kargaşada;

MİLYONLARCA dolarını gömen, büyük zaman ve para kaybına uğrayan yüklenici firma mı hatalı?

HAYIR...

‘‘YAPILAN iş mevcut plan ve projelere aykırıdır'' deyip, bu iddiasına mahkemeden teyit alan Yüksel Çakmur mu hatalı?

HAYIR...

BİR çok kanunsuz, kuralsız, yöntemsiz işi kucağında bulan Ahmet Piriştina mı hatalı?

HAYIR...

GÖREV alanına girdiği için, yeni projeyi meclisinde onaylattıran Konak Belediye Başkanı Erdal İzgi mi hatalı?

HAYIR...

O halde kim hatalı... Kuralsızlığı kural haline getiren, yaptığı her işin altından bir çapanoğlu çıkan eski yönetim hatalı.

YAŞANAN kargaşanın, zaman ve para kaybının sorumlusu olarak Yüksel Çakmur'u görmek ve göstermek isteyenler, büyük bir yanılgı içindeler.

KAPINIZI kilitleyeceksiniz, komşunuzu hırsız tutmayacaksınız..

İŞİNİZİ kanunlara uygun yapacaksınız, işinizin kanunsuzluğunu ispat edenleri suçlamayacaksınız.

ALLAH kural tanımazları, kural çizgisine çekmeyi görev edinmiş Prof. Dr. Mümtaz Soysal, Yüksel Çakmur ve örneklerini bu düzenden eksik etmesin.

GEÇEN haftaki yazıda, iki sendika yönetimi tarafından yayınlanan bir basın bülteni üzerinde durmuş, ‘‘Kira rakamı olarak açıkladığınız 1 milyar lira değil, 300 milyar liradır. Bu yanılgı sizi utandırmıyor mu?'' demiştim. Konunun muhatabı SES ve OES'ten gerek yazılı, gerek sözlü açıklamalar aldım. Diyorlar ki; ‘‘Biz 1 milyar lira açıklamasını, elimizde bulunan devletin resmi belgesi tapu kayıtlarına göre yaptık. Oysa EÜ Rektörlüğü, kiracı firma ile ayrıca noterden sözleşme yapmış ve kira bedelini 300 milyar lira olarak belirlemiş. Bir resmi kurumun, tapu harçlarını düşük ödemek amacıyla böyle bir ikilem içinde olabileceğini nereden bilelim?'' dediler. Doğrusu, bir arsaya iki ayrı kira bedeli benim de aklımın ucundan geçmezdi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!