Politikacı babayla güzel kızının ortak röportajıdır

Güncelleme Tarihi:

Politikacı babayla güzel kızının ortak röportajıdır
Oluşturulma Tarihi: Mart 29, 1998 00:00

Haberin Devamı

Tunceli'nin kalbinde birinciyim

Güzellik yarışmasına katılma fikri nasıl doğdu, arkadaş ısrarıyla mı?

- Hayır. İki yıldır aklımda olan bir şeydi. Ama öyle değişiklik olsun diye değil. Kazanmak için. Dereceye gireceğim diye düşündüm.

Yarışma öncesi kampta ruhen farklı hissettin mi?

- Birbirimizle diyalog kuracak vaktimiz olmadı. Ama ben girdiğim her yere uyum sağlayan bir kişiyim. Kendimi yabancı hissetmedim. Ilımlı davrandılar bana.

Yarışmada kendini Kürt kızı olarak mı, Türkiyeli olarak mı temsil ettin?

- Doğrusunu söylemek gerekirse Tunceli'yi, Doğu'yu temsil etmek amacıyla katıldım. Tunceli, farklı bir gündemle Türkiye'de yer alıyor. Bundan sonra başka yarışmalara katılmayacağım. Benim yerime Doğulu başka kızlar katılacak.

Tunceli senin gözünde neyin simgesi?

- Bütün güzelliklerin ve haksızlıkların simgesi. Ben küçüktüm, 14 yaşına kadar orada bulundum. Olanları çok iyi anlayamıyordum. Ama şimdi bakınca, hangi durumda olduğunu çok bariz biçimde ve daha iyi anlayabiliyorum.

Şimdi Tunceli'de tenis oynanıyor?

- Son iki yıldır başladı. Yoksa Tunceli her bakımdan eksik bir yer.

Tunceli'deki akrabalar, arkadaşlar nasıl karşıladı yarışmaya katılmana?

- Kimse bilmiyordu o ana kadar. Annem, babam ve kardeşim biliyordu. Gazetelere yansıdıktan sonra çok güzel tepkiler aldım. Belki ben Türkiye güzeli olamadım ama biliyorum ki Tunceli'deki yüzlerce, binlerce insanın kalbinde birinciyim. Bu bana yetiyor. Bunun için girdim ve kazandım.

Bundan sonra ne olacak?

- Mankenlik, sunuculuk gibi tekliflere açığım. Zaten bunları yapmak istiyordum. Olaya kalkıştıktan sonra yapmak istedim. Direkt yapmaya kalkıştığınızda olmuyor. Daha güvenilir insanlarla olmak istedim. İnşaallah, bundan sonra onlarla çalışırım.

Teklifler var mı?

- Mankenlik olayı var. Daha ziyade fotomodellik var.

Okul ne olacak?

- Hiçbir şekilde aksatmayı düşünmüyorum. Okulu bitireceğim.

Temsil ettiğini söylediğin Tunceli'ye yönelik hedeflerin var mı?

- Var tabii, olmaz mı? Tunceli'yi her zaman düşünüyorum. Bu yarışmaya girmemiş de olabilirdim. Oralar için bir şeyler planlıyorum. Özellikle kadınlar ve çocuklar için.

Ne tür planlar?

- İş olanağı yok. İş olanağı gerektiren şeyler düşünüyorum. Çok güzel şeyler var kafamda. Şimdi söylemek istemiyorum. Dilin kemiği yok derler ya? Benim dilimin kemiği var. Onun için görecekler...

Tunceli planlarınız için güzellik yarışması şart mı olmuştu?

- Hayır. Bence herkes gibi kendine güvenen Doğu kızları, bu işi yapsınlar. İnanıyorum ki bu tür yarışlara çok yatkınlar.

Hayatın değişti mi?

- Hayır. Sadece basınla tanıştım, televizyona çıktım. Bunun dışında hayatımda, düşüncelerimde bir hiçbir değişiklik olmadı.

Tunceli'yi, Doğu'yu temsil etmek amacıyla katıldım. Tunceli, farklı bir gündemle Türkiye'de yer alıyor. Bundan sonra başka yarışmalara katılmayacağım. Benim yerime Doğulu başka kızlar katılacak.

Kraliçe olamadı ama dikkatleri çekti

Kanal D'nin düzenlediği Türkiye Güzellik Yarışması'na katıldı. İlk 10'a kaldı ama dereceye giremedi. Adı aslında Şiedal. ‘‘Kürtçeyle Türkçe yanyana gelmiş, Sidal olmuş’’ diyor. Anlamı: Ağaç Gölgesi... Adını çok seviyor. Evet, Sidal Yerlikaya. SHP Tunceli Eski Milletvekili, CHP Genel Sekreter Yardımcısı Sinan Yerlikaya'nın kızı. Sinan Yerlikaya, ‘‘CHP'nin solcu kanadından’’ olarak nitelendirilen, zaman zaman sert çıkışlarıyla tanınan bir politikacı. Böyle bir babanın kızının güzellik kraliçeliği için jüri ve milyonlarca televizyon seyircisi önünde arz-ı endam etmesi, tüm dikkatleri üzerine çekti. Dereceye giremeyişi de kimilerince babasının siyasi kişiliğine bağlandı.

Sidal, babasına çekmemiş. Halalarından almış güzelliğini. Bir de henüz bebekken daldırıldığı Munzur suyundan... Sidal, babasına göre olağanüstü hal koşullarında Munzur gözelerinin ‘‘süt gibi’’ sularıyla, alabalıklarıyla büyüdüğü için böyle güzel. Allah için haklı. Boyu, posu, çakmak çakmak gözleri ve esmer teniyle güzel kız... Babası kızıyla gurur duyuyor. Zaten kızına hayran hayran bakışından hemen anlaşılıyor. Yanyana durduklarında yeni neslin boy avantajı hemen göze çarpıyor.

Sidal, 20 yaşında. Anadili Zazaca. Türkçe ve İngilizceyi çok iyi biliyor. Başkent Üniversitesi Yiyecek-İçecek İşletmeciliği Bölümü Hazırlık Sınıfı'nda öğrenci. Gazeteci olmayı çok istiyormuş ama yarışma sonrası gazetecilerin koşturmacasından, bu mesleğin çok zor olduğunu görüp vazgeçmiş. Şimdi kalbi mankenlik ve oyunculuk için çarpıyor. Bu işten kazanacağı paralarla Tuncelili kadınlar ve çocuklar için şimdilik saklı tuttuğu planlarını gerçekleştirecek.

Tunceli'de

vatandaşlarla

seyrettim

Kızınızın yarışmaya katılacağını öğrendiğinizde ne yaptınız?

- Fotoğraf çektirmek için benden para istedi. Neden diye sorduğumda önce söylemek istemedi. Sonra da güzellik yarışmasına katılmak istediğini söyledi. Şöyle bir yüzüne baktım. Kendine güveniyor musun, dedim. Neden güvenmeyeyim, dedi. Güveniyorsan olur, dedim. Motive ettik, heyecanlanmamasını, genel bir olay olduğunu, kendisini değil Türkiye'yi ilgilendirdiğini telkin ettik. Dereceye giremezse üzülmemesini, önemli olanın yarışmaya katılmak olduğunu söyledik. Hazırdı Sidal. İlk 10'a da girdi.

O gece çok heyecanlandınız mı?

- O gece Tunceli'deydim. Vatandaşlarla birlikte izledim. Heyecanlarını görmeliydiniz.

Tunceliler'i heyecanlandıran gerçek neden neydi?

- Sidal'ın Tunceli'den yetişmiş bir insan olmasıydı. Tunceli hep ezilmişlikle, geri bırakılmışla, acılar içinde olagelen bir ilimiz. kızım yarışmayı İstanbul'da izlememi istemişti ama ben hayır, dedim. Tunceli'de izleyeceğimi söyledim. Televizyonu izlediğim kahvehanede yüzlerce genç-yaşlı vatandaş bulunuyordu. Hepsi, yaşadığı onca yoksulluk ve acıya rağmen Sidal'ı zevkle, onurla izledi. Sidal, Tunceliliyim dediğinde, bir başka onurlandılar. İlk 10'a girince özellikle genç kızlar çok heyecanlandı. Hatta bayılma noktasına gelen kızlar oldu. O gece bütün Tunceli televizyona endeksliydi. Bütün kahvelerde, garnizonda ve Emniyet birimlerinde Kanal D izlendi. Vali de izlemiş. Böyle bir olay Tunceli'de ilk kez oluyor.

İlk üçe girmeyişini başka nedenlere bağladığınız yer aldı basında?

- Üçüncü ya da dördüncü olacağını tahmin etmiştim. Ama jüri üyelerimiz böyle takdir etmişler. Bu bir yarışmadır. Kızım son ana kadar güzellikle götürdü. Üstelik düşündüğümden daha iyi, olgun götürdü.

Peki sizce neden dereceye giremedi?

- Mankenlik yarışmalarında, güzellik salonlarında kendini tanıtamadı. Fiziğini güçlendirecek, güzelliğini artıracak olanaklar elde edemedi. Sidal tamamen tabii ortamlarda bu hale geldi. Son üç ay spor yaptı. Yarışmacı arkadaşlarının çoğu mankendi ve daha elverişli ortamlardan gelmişlerdi. Bu nedenle Sidal amatör kaldı. Sonuç benim için önemliydi. Güneydoğu ve Doğu'nun bir temsilcisiydi çünkü.

Önceki röportajlarda, siyasi nedenlere bağlamıştınız?

- Sidal bu tartışmaların dışında. Yarışma sonrası beni arayıp tartışmaya girmememi, jürinin kararını saygıyla karşılamamız gerektiğini söyledi. Sözlerim basına yanlış yansıdı. Söylemek istediğim, bu tür büyük yarışmalarda, jürinin mümkün olduğunca siyasi parti hüviyeti olmayan, konunun uzmanlarından oluşması gerektiğini söylemiştim. Gencay Gürün, Bahattin Yücel ve Hülya Koçyiğit'e saygı duyuyorum.

YEŞİL ARAMADI

Yarışmayı ailedeki yaşlılar nasıl karşıladı?

- Annemler İzmir'de izlemiş. Çok heyecanlanmışlar. Anneannesi de iyi karşıladı.

Parlamenterler nasıl karşıladı?

- Genel Başkan çok sevindi. Arkadaşlar da öyle. Hepsi sağolsunlar, tebrik ettiler. Kadın Kollarımız da kutladılar.

Doğulu kaç baba, mayolu kızının güzelliğini teşhir etmesine izin verir?

- Tunceli bu konuda ayrıdır. Çağdaş, Atatürkçü, laik ve kültür düzeyi yüksek bir ildir. Bu özellikleri nedeniyle bir ayrıcalığı var. Çobanlarımız bile lise mezunudur. Siyasi bir insan olmama rağmen hepsi tebrik etti. Demediler ki mayo giymiş! Diğer Güneydoğu illeri daha kapalı ve tutucu. Ama çok güzel kızlar var. En son Siirt Kadın Kurultayı'nda gördüm. Rengarenk giysiler içinde o kadar güzeldiler ki hayretler içinde kaldım. Sidal'ın bunlara bir kapı açtığına, öncülük yaptığına inanıyorum. Güzelliğin dışa vurumudur, Türkiye'yi temsildir.

Çete mensupları, özellikle Yeşil, evinizi sık sık aradı. Yarışmadan sonra da telefon etti mi?

- İki yıldır Yeşil'le ilgileniyorum. Sidal da iyi biliyor. Bu insanı avukatlık dönemimden iyi tanıdığım için, beni çok tehdit ettiler. Susurluk Raporu'ndan kısa süre önce aradıklarında, Sidal çıkmıştı telefona. Son zamanlara kadar devam etti. Ama yarışmadan sonra aramadılar, sessizleştiler.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!