Batımızda bomba var

Güncelleme Tarihi:

Batımızda bomba var
Oluşturulma Tarihi: Aralık 03, 1999 00:00

Haberin Devamı

Ambarlı Dolum Tesisleri'nde yedi büyük petrol şirketine ait en az 25'er tane petrol tankı var. Üstelik tanklar yanyana. Ayrıca Aygaz'a ait LPG tankları ile bir elektrik santrali ve bir doğalgaz dönüşüm santrali de aynı yerde. Olayın en vahim yanı tesisin Haramidere'nin alüvyon zemininde kurulu olması. Tesisler apartman ve sitelerle çevrili.

Ambarlı Dolum Tesisleri'nin İstanbul için üretilen deprem senaryolarında her zaman önemli bir yeri vardır. Bilim adamlarına göre burası olası bir depremde önemli hasar görecektir. Dolum Tesisleri'nin şehri ne kadar tehdit ettiğini, alınan güvenlik ve yangın önlemlerini görmek amacıyla tesislere gittik.

Tesislere tatlı bir yamaçtan iniliyor. Haramidere'nin, gönlünce ve tesislerin tam ortasından aktığı bir çukur alan burası. Girişte tesiste hangi firmaların olduğunu gösteren bir tabela mevcut. Tabelaya göre Ambarlı'nın sakinleri şunlar: Fuel oille çalışan Ambarlı Termik Santrali, TEAŞ'ın Doğalgaz Termik Santrali, Petrol Ofisi, BP, Elf, Tabaş, Türk Petrol Aygaz ve Castrol. Tabelaya aldırmadan devam ettiğinizde atacağınız her adımın işaretlerle planlandığını görüyorsunuz: Aracınızı nereye park edeceğiniz, kaçış yönünüz, aracınızı bırakma noktanız... Şirketlerin güvenlik kapılarından cep telefonu, çakmak gibi araçlarla geçemiyorsunuz. Tankların etrafında ise kaskı olmayan hiçbir görevli dolaşmıyor.

Günlük yaşama ilişkin güvenlik tedbirleri güven verici. Tesislerle ilgili bilgi aldığımız bir petrol şirketi yetkilisine göre, güvenlik önlemleri dünya standartlarında. Herşeyin planlandığını ve kontrol altında olduğunu söyleyen yetkili, LPG tanklarıyla petrol tanklarının yanyana olmasının tehlikesine ilişkin sorumuza ise ‘‘Bu sorun yaratabilir ama bunun için yangının sıçraması gerekir. Oysa tanklarda olabilecek bir yangının sıçrama ihtimali çok az’’ diyor. Yetkili ayrıca zeminin çok da kötü olmadığını söylüyor. Bunu ispatlamak için bize gösterdiği zemin etüdü raporu ise Ekim 1999 tarihli. Yani 17 Ağustos depreminden iki ay sonra hazırlanmış.

Ambarlı Dolum Tesisleri'nin tamamına yakınında yangın sistemi kuran Doğan Yangın Sistemleri Şirketi yetkililerinden Rahmi Hasan'ın anlattıkları ise durumun pek de iç açıcı olmadığını gösteriyor: ‘‘Bir tesiste 50 tank varsa bunun ellisinin birden yanması düşünülemez. Bu nedenle yangın senaryolarında bir tankın yanacağı öngörülür ve sistem bir tank baz alınarak hazırlanır. Seçilen tank bütün alanda riski en büyük olandır. Mesela bir tank sekiz tanka komşuysa bu tankta yangın çıkacağı ve diğerlerine sıçrayabileceği varsayılır. Köpük ve soğutma ihtiyacı buna göre belirlenir.’’

Rahmi Hasan en büyük felaketi ise şöyle tanımlıyor: ‘‘Uzun süreli yanmalarda tankların çeperleri erimeye başlar. En kötüsü yakıtın sızmaya başlaması ve sahaya yayılmasıdır. Tank soğuduğu sürece herşey yolundadır.’’

Üç yanı ev dolu

Ambarlı'da kurulan yangın sisteminin tankların vanasını keserek sıçramasına engel olmak üzerine kurulu olduğunu anlatan Hasan'a ‘‘Ya şiddetli bir deprem olur ve sekiz tankta birden yangın başlarsa ne olur?’’ şeklindeki hayati soruyu soruyoruz. Cevap kötü: ‘‘Yapacak birşey olmaz.’’

Avcılar Belediyesi İmar Müdürlüğü'nden Yüksek Mimar Tuncay Gürpınar ise önce Ambarlı Dolum Tesisleri'nin tarihçesini kısaca anlatıyor:

‘‘1964'te Beykoz Çubuklu'da büyük bir tutuşma oldu. Yangın önemli bir tehdit oluşturunca petrol şirketlerinin şehir dışına çıkartılmasına karar verildi. O zamanlar tabii Ambarlı hiçbir yerleşimin olmadığı bir yerdi. Oturma izninin de verilmemesi gerekiyordu. Ancak 1988'den itibaren toplu konutların plansız bir şekilde teşvik edilmesi işi çığrından çıkardı. Bugün tesislerin üç tarafı evle doldu.’’

Olası bir depremde tehlike oluşturabilecek böyle bir tesisin 200 metre yakınına kimin ev yaptırdığına ilişkin soruyu ise Gürpınar şöyle cevaplıyor:

‘‘Bölgenin imar planları 1978'de gündeme gelmişti. Darbe olunca kesintiye uğradı. Planlar daha sonra 1982'de onaylandı. Güngören, Bağcılar gibi yerlerle birlikte.’’

Bölgenin dere yatağı olmasını ise Gürpınar şu şekilde yorumluyor: ‘‘Cumhuriyetin ilk yıllarında fabrikalar bütün yurda dağıtılmaya çalışılıyordu. Ama Menderes hükümetleri döneminde bütün yatırım dere yatağı ya da fay üzerinde olduğuna bakılmaksızın Marmara'ya kaydırıldı. Ambarlı'nın zemini belli. Ayrıca dere yatağı olması da riski çok arttırıyor.’’

Yangın nasıl çıkıyor?

Yakıt tankı ağzına kadar doluysa yangın çıkma ihtimali neredeyse hiç yok. Bir tankta yangın tehlikesi tankın yarısından çoğu boş olduğunda başlıyor. Yakıtlar arasında en tehlikelileri beyaz ürün denen benzin ürünleri ve uçak yakıtı. Bunlar çabuk ve yoğun buharlaşıyor.

Tanklar metalden yapıldığı için şiddetli bir sarsıntıda kıvılcım oluşuyor ve benzin buharı tutuşuyor. Bu nedenle hemen her tankın olası bir depremde tutuşma ihtimali çok fazla. Yangın sistemleri yanmayı önlemeye değil, sıçrama ve patlama ihtimalini azaltmaya yönelik kuruluyor. Yani tanklar soğutularak saçın erimesi ve patlama engelleniyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!