Günlerin Köpüğü

Güncelleme Tarihi:

Günlerin Köpüğü
Oluşturulma Tarihi: Ekim 09, 1999 00:00

Aylin LİVANELİ
Haberin Devamı

Gitarın ağıdı

Tarih: 26 Eylül 1999, Pazar

Yer: New York

‘‘Müziği yaratan biziz,

Biz, bütün düşleri düşleyenler...’’

O gün, ünlü şair Arthur O'Shaugnesy'nin bu sözlerini haykırıyordu adeta, dünyanın en iyi caz sanatçıları.

Ben de katıldım onlara.

Kısa bir konuşma yaptım.

Bir tek nedenle oradaydık, yüreğimiz buruk: Türkiye'de yaşadığımız o felaket. Sözlerin anlatmaya yetmediği acı.

Acıyı yok etmeyi ummuyorduk elbette (bunun kolay olmadığını hepimiz biliyorduk) ama bir kaç kişiye yardımımız dokunur belki diye umutlanıyorduk.

Bu nedenle haftalar önceden kolları sıvamıştı Ali Sarıkaya ve Serdar İlhan.

Daha birkaç ay önce kurdukları Soon Productions şirketine bir tek lira kazandırmak amacı gütmeden.

Ceplerinde ne var ne yok harcayarak.

Belki bir faydamız olur diye.

O nedenle oradaydı dünyaca ünlü Türk caz sanatçıları, Atilla Engin, Ara Dinkçiyan, Arto Tunçboyacı, İlhan Erşahin ve Yasin Uygunca.

Al Di Meola, Badal Roy ve Mordy Ferber de aynı amaçla katılmışlardı konsere. Soru sormadan, hiçbir şey beklemeden ağıtlar yaktılar gitarlarla, baslarla, tablalarla.

Söze gerek yoktu.

Sanatçılar, izleyiciler ve tüm gönüllüler oradaydı.

Yüreklerinde aynı hüzün, dudaklarında aynı melodiyle.

Müze kapattıran müstehcen tablo

Biz, Türkiye'de belediye başkanlarının bale yasaklamasına, heykel kaldırmasına alıştık. Hatırlarsanız Tayyip Erdoğan bale için ‘‘Ahlaksızlık’’ demişti. Melih Gökçek ise bazı heykelleri, ‘‘İçine tükürürüm böyle sanatın’’ diyerek kaldırmıştı.

Keşke bu belediye başkanları gelip de şimdi New York'da yaşananları görseydi.

Çünkü aynı şey burada tekrarlanıyor.

New York belediye başkanı Rudolph Giuliani, Brooklyn müzesini kapattırmaya çalışıyor.

Ama arada bir fark var.

Giuliani'nin müzeyi kapatmak istemesinin sebebi bir tablo.

Hem de ne tablo.

Yani New York'un dört bir yanında sergilenen güzelim heykeller, estetiği en incelmiş biçimiyle gözler önüne seren bale eserleri değil başkanın derdi.

Onun derdi bir tek resim.

Herkesin istediğini yapma özgürlüğüne sahip olduğu; her türlü aykırı fikrin bir arada yaşadığı bu şehirde, müze kapatılmasına neden olan tablonun ne gibi bir özelliği olabilir?

Ben fikrimi söyleyeceğim.

Sadece tabloyu anlatıp yorumu size bırakacağım.

Zenci bir Meryem Ana.

Üstüne gerçek gübre bulaştırılmış. Etrafına da porno dergilerinden kesilme cinsel organ fotoğrafları yapıştırılmış.

Siz belediye başkanı olsanız ne yapardınız?

Aslında bir tek tablo için koskoca müzeyi kapatmak gerekmezdi.

Sözü geçen tabloyu kaldırmak, herkes için daha kolay bir çözüm olabilirdi. Ne dersiniz?

Çocuk ve para

Küçükken ne kadar da müsrif bir çocuktum.

Hala da pek değiştiğim söylenemez ya neyse.

Ailemin tüm uyarılarına rağmen olur olmadık yere para harcardım.

Gereksiz bir sürü ıvır zıvıra dünyanın parasını yatırırdım.

Okuldaki öğretmenlerim ise ‘‘Çocuk işte’’ der geçerlerdi.

Oysa öyle dememek gerekiyormuş.

Merill Lynch, Amerika'nın en büyük finans şirketlerinden biri.

Çocukları para konusunda bilinçlendirmek amacıyla bir program hazırlamışlar.

İlkokullara gidip çocuklara, onların anlayacağı bir dille para biriktirmeyi ve bir harcama planı oluşturmayı öğretiyorlar.

Değişik banka hesap türlerini anlatıp, biriktirdikleri parayı nasıl değerlendireceklerini gösteriyorlar.

Tüm bunlar, oyunlarla, çocuğun katılımı sağlanarak yapılıyor.

Ders sonunda da çocuklara, küçük şirin kumbaralar hediye ediliyor, sınıfta anlatılanların yer aldığı rengarenk çizgi romanlar dağıtılıyor.

Şimdi gel de kıskanma.

Benim çocukluğumda böyle bir uygulama olsaydı, yıllardır nereye gittiği belli olmayan paralar şu anda bir banka hesabında katlanmış olarak duruyor olurdu.

Bizdeki şirketler ve bankalar da para konusunda çocukları eğiterek geleceğe yatırım yapmayı düşünmez mi acaba?

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!