Anlamak

ONU korumak adına yapılabilecek tek şey vekaleti geri almaktır.

Yolsuzluk, kanun, nizam benden sorulurculuk, had bilmezlik, her platformda beceriksizlik buna bağlı prestij yitirimleri, benden olan-olmayan ayrımcılığı, futursuz din istismarcılıklarında kayırmacılık, demokratik hukuk devletimizde bu gün için, bizler için, yönetsel icracılarınca yaşama geçirilmiş, geçirilen, sürdürmekte olunan, reva görünenlerinden bir kaç kesittir.

Çağdaş, üst gelişmişlik düzeyli, ayrıcalıklı insanların yönetim biçimi olması, demokrasi ile idare edilir olmamızın yitirilmemesi gereken bir değer olduğunu ortaya koymaktadır.

Bu güne deyin zaman zaman kesintilere uğramasına rağmen sürdürülmekte olan demokrasimiz kendini yer yok eder süreci yaşamaktadır. Onu korumak adına düzeysiz, onur kırıcı, yapılan icraatlara dahi göz yumulmaktadır. Demokrasiyi, birlikte yaşamı, her açıdan, bireysel ve toplumsal özgür yaşamı içine sindirme bilincine erişmiş olanların benimsedigi çağdaş, uygar yönetim biçimi olan demokrasiyi, sürdürebilme kesintiye uğratmama adına tüm düşünsel destekli eylemci dürtülere uygun platformlara ulaşılma zamanına kadar gem vurulmuş olmasına karşın, her geçen gün katlanım skalası güç kaybetmektedir.

Özellikle hukuk adına ihlaller, yıpratıcı, yıldırıcı eylemler içinde başı çekmektedir.

Benden olan diye suçu sabit olana dahi yargı yoluyla had bildirim gereği hissedilmemekte, suçu sabit olan hüküm giyen affedilmekte, benden olmayan denilene, canı cehenneme denilerek, iddianame olmaksızın tutuklanarak cezaevi reva görülmekte, sağlık koşulları dahi göz ardı edilip, ölüme, komaya girmeye, hata yanlı medya linç girişimlerine bağlı hayatına son vermeye giden vakaların yaşanmasına kulak tıkanmakta aldırmaz tavır takınılmaktadır.

Devlet güvenliğini söz konusu ederek hukuk güvenliğinin ortadan kaldırılması demokratik hukuk devletinin yok oluşunu hazırlar.

Ben yapıyorum oluyor kimsede ses çıkarmıyor diye icraatlarını yürüten zihniyete sağlıklı idareci, icracı denilebilir mi?

Fikri, ideolojisi, tarzı bilinen, gitmek ulaşmak istediğine erişebilmek için uygun zaman ve zemin aradığı bilinen değişmez düşünce yapılı insanların yüce saydığımız birçok değeri, yaşam ve yönetim biçimimizi tehdit eder boyutlu icraatlarını önleyemezsek, demokratik eylem birliğiyle uygun zaman ve zeminde had bildiriminde bulunamazsak bizler için çok geç olacak, vekaletlerimizin azli zaruri bir hal almıştır.

Caner ACUNAZ

Mezarlıkta bahşiş var

HÜRRİYET
Ankara Eki’nde ’Mezarlıkta bahşiş vermeyin uyarısı’ (22.9.2008) başlıklı bir haber okudum. Yazıda, Ankara Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Şube Müdürü Mustafa Çelik’in "mezarlıklarda verilen hizmetin kamu görevlilerince sağlandığı, vatandaşlardan görevli personele bahşiş vermemeleri gerektiği, mezarlıklarda mezar ücreti dışında hiçbir hizmetten ücret alınmadığı" sözleri yer alıyordu.

Güzel sözler ancak, bahşiş vermediğiniz takdirde de mezarın üstüne diktiğiniz çiçekleri bir daha bulamıyorsunuz.

20 Temmuzda Cebeci Asri Mezarlığı’na babamın kabrini ziyarete gittim. İki kese mezar çiçeğini mezarın üzerine diktim, üç dört defa da sulamaya gittim. Her gittiğimde üç dört kişi başıma tebelleş oldu sulayalım diye, istemediğimi söyledim. Yaklaşık bir ay sonra gittiğimde mezarın üstü talan olmuş vaziyetteydi. Yerlerde ekmekler domatesler, rakı şişeleri, mangal külleri gördüm. Güvenliğe şikayete gittim, beni müdürlüğe yönlendirdiler. Oradan bir yetkiliyi alıp mezarın başına getirdim bana "burası böyle, yapacak birşey yok bize de bıçak çekiyorlar" dedi.

Büyükşehir Belediyesinin mezarlıklara ne kadar önem verdiğini görüyoruz. O halde kapıya yazı assınlar "Güvenlik nedeni ile kabir ziyareti yapmayınız" diye ya da cenazeyi versinler evin bahçesine defnedelim.

Bülent OKTAY

AOÇ, Atatürk’ün emanetidir

YENİMAHALLE
Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürü Bahattin Akyön, "Atatürk’ün mirası talan ediliyor" (23.9.2008) yazısına şu yanıtı veriyor:

"Atatürk Orman Çiftliği’ne ve bölgenin korunmasına yönelik çalışmalara destek veren bir belediyeyiz. Bu konudaki Hürriyet Ankara Gazetesi Yazı İşleri Koordinatörü ve Yazarı saygıdeğer Yaşar Sökmensüer’in zaman zaman Atatürk Orman Çiftliği ile ilgili köşe yazılarına ve destek çağrılarına ilk cevap yazarak destek veren belediyeyiz.

Bu konuda Atatürk Orman Çiftliği arazisine yeşil dokuyu korumak ve gelecek nesillere aktarmak için kent omanları oluşturarak, kurak yerlere, izin almak suretiyle boylu selviler ve çamlar diktik. Halen dikmeye devam ediyoruz. İstanbul Yolu sağlı sollu bu çalışmalarımız görülebilir.

Atatürk Orman Çiftliği bize Atatürk’ün mirası ve emanetidir. Bu emanete sahip çıktığımızı belirtirim."

KISA...KISA...

ATATÜRK’ün başlattığı Dil Devrimini sürdürmek için 21 yıldır çabalayan Dil Derneği, "76. Dil Bayramı"nı çeşitli etkinliklerle kutluyor. Ankara’daki tören, bugün 11.00’de Anıtkabir ziyaretiyle başlıyor. Derneğin 76. yıl onur ödülleri şu isimlere verilecek: Ahmet Necdet Sezer, Prof.Dr. Bektaş Açıkgöz, Talip Apaydın, Orhan Bursalı, Hikmet Çetinkaya, Emin Çölaşan, Ali Dündar, Refet Eirm, Muzaffer İzgü, Prof.Dr. Ahmet Kocaman, Ahmet T. Küflü, Prof. Dr. Özdemir Nutku, İskender Özturanlı, N. Berin Taşan, Muzaffer A. Tunçağ, Prof.Dr. Türkán Saylan, Prof.Dr. Sevda Şener.
Yazarın Tüm Yazıları