Dinci medyanın tümü bir Sözcü etmiyor!

GEÇEN gün dağıtım şirketlerinden gelen satış raporlarına bakarken ilginç bir ayrıntının farkına vardım.

AKP destekçisi "dinci medya" (dini bir ticari ve siyasi unsur olarak yayınlarında kullanan medya anlamında!) satış bakımından yerlerde sürünüyor.

Haberin Devamı

Vakit’in 32.166, Zaman’ın 25.154, Yeni Şafak’ın 16.837 adet bayi satışı var.

Bunu yazdım diye hemen ortaya atılıp, "Ama bizim abonelerimiz var" diyeceklere şunu sorayım: Neden uluslararası tiraj denetim sistemi ABC’nin abonelikle ilgili standartlarına uymaya çalışmak yerine, Rekabet Kurulu üzerinde siyasi baskı kurdurarak, bu denetim sisteminin çökmesine yol açtınız?

Neyse konu bu değil. Üç kardeşin toplam satışı, hiçbir gruba bağlı olmadan, sadece bir avuç gazetecinin ortak gayretleriyle yayımlanan, AKP muhalifi Sözcü’nün yanına bile gelemiyor.

Sözcü, 119.231 adetle, hepsine uzak ara fark atmış durumda.

Bundan Ahmet Çalık’ın çıkaracağı bir ders olmalı! Hükümet borazanı olmak, gazetelere yaramıyor, satışlar bunu anlatıyor bize.

Bu satış sefaletini promosyon ile aşmaya çalışan Vakit, 59 kupon karşılığı yapılacak çekilişle 150 okurunu Mekke ve Medine’de "Eğitim, Araştırma ve Bilgilendirme Semineri’ne" götürmeyi vaat ediyor.

Talihlilere bir Vakit yazarı da eşlik edecek.

Sanayi Bakanlığı’nın bu "çekilişli promosyona" nasıl izin verdiğini merak ettim.

Bakanlık bana açıklarsa, okurlarıma da duyururum.

Öte yandan talihlilere eşlik edecek insana bakınca bir uyarı yapmayı gerekli görüyorum:
Bu adam Vakit yazarları içinde ağzı en bozuklardan.

Bence kadınların ve çocukların bu işten uzak durmalarında yarar var.

Erkek talihlilere ise önerim, kulaklarına tıkamak için yanlarında pamuk bulundurmaları.

Böylece kötü sözler duyarak abdestlerinin sakatlanmasını engelleyebilirler.

Haberin Devamı

BAŞKAN HAKLI, HEPSİ KAPATILSIN!
PROF. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın, imam hatip liselerini kastederek "Gerekiyorsa kapatalım bu zıkkımları" demesi, YÖK Başkanı’nın genel düzeyi konusunda fikir veriyor.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün "ince eleyip, sık dokuyarak" atadığı isim böyle çıktığına göre, ince eleyip sık dokumadan yapacağı atamaların nasıl çıkabileceğini varın, siz hesaplayın. Başkan Bey, dün bu sözlerinin gazetelere yansıması nedeniyle gazetecilere de sinirlenmiş. "Artık basınla konuşmayacağım" demiş.

Unuttuğu şu ki, tarihe geçen sözlerinin hiçbiri basına verilmiş demeçlerden alınmadı.

Ya mikrofonu açık unuttu konuştu, ya da etrafta kimlerin olduğunu fark etmeden sesini yükseltti.

Bence söylediği sözlerle yeni potlar kırmak istemiyorsa, yapması gereken basınla konuşmamak değil, hiç konuşmamak.

Öte yandan Başkan’ın söylediği sözler, ifade ediliş tarzı itibarıyla tuhaf olabilir ancak gerçek bir duruma işaret ediyor.

Bu okullar, memleketin eğitimli din adamı ihtiyacını karşılamak amacıyla bir "meslek okulu" olarak kuruldular.

Ancak sonra politik beklentilerle, bu okulların normal lise eğitimine bir alternatif olarak konumlanması durumu ortaya çıktı.

Sıkıntı da bundan kaynaklanıyor.

Bu okullar eğer meslek lisesi ise, kendi gerçek işlevlerine dönmeli, normal eğitime alternatif olarak kullanılmasına izin verilmemeli.

Bu okullardan artık meslek lisesi olarak yararlanmak mümkün değilse de ikili bir eğitim yapısı yaratmamak için hepsi kapatılmalı.

Haberin Devamı

FATİH VE BEYOĞLU İSKELELERİNİ GÖREN VAR MI?
İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan bir açıklamaya göre şehir hatlarında kullanılmak üzere yaptırılan yeni vapurlara "eskiden olduğu gibi" semt isimleri verilecekmiş.

Açıklama, bunun "sürdürülmesi gereken güzel bir gelenek olduğuna" dikkat çekiyor.

Nitekim yeni hizmete girecek arabalı vapurlara bu hatlarda eskiden hizmet veren gemilerin isimleri konulacak: Suhulet, Sahilbent, Sultanahmet ve Sadabat! Ne yaratıcı bir yaklaşım!

Bu yeni gemiler süratli ve konforlu. Bu vesileyle emeği geçenlere teşekkür ederim.

Şehir hatlarında kullanılacak yeni gemilere İstanbul’u anlatan yazar isimleri vermeyi ve her gemide bir bölmenin bu yazarların kitaplarına ayrılmasını önermiştim.

Anlaşılıyor ki Büyükşehir Belediye Başkanı bu önerime olumlu bakmıyor.

İBB Basın Danışmanlığı’nın açıklamasında şöyle bir cümle var, dikkatle okuyunuz lütfen:

"Modelini İstanbulluların belirlediği yeni şehir hatları vapurları sıklıkla sefer yaptıkları semtler dikkate alınarak, sırasıyla Fatih, Kadıköy, Beyoğlu, Beykoz ve Sarıyer olarak isimlendirilmiştir. Bu, kültürel ve tarihsel mirasa, İstanbulluların ortak değerlerine sahip çıkma adına uygun bir adımdır. Böylece güçlü ve yaşayan bir geleneği devam ettirmek, hem kentsel hafızayı hem de müşterek kültürel değerleri gözetmek mümkün olmaktadır."

Beykoz, Kadıköy ve Sarıyer iskelelerine uğramışlığım var da Fatih ve Beyoğlu iskelelerine hiç gitmediğimi fark ettim açıklamayı okurken.

Başkan’ın basın danışmanı bana bir e-posta ile Fatih İskelesi ile Beyoğlu İskelesi’nin adreslerini yollayabilir mi acaba?

Yazarın Tüm Yazıları