Bugün Gazetesi’nde 16 Mayıs’ta çıkan bir habere göre külleri Boğaz’a dökülen bir diğer ünlü de
Atatürk’ün gizli aşkı Safiye Behar’mış.
Haberin o bölümünü aynen aktarıyorum: "Avusturyalı tarihçi Michael Blum’un Atatürk ile gönül ilişkisi olduğunu öne sürdüğü Safiye Behar’ın da külleri Boğaz’a savruldu. Cumhuriyet dönemi reformlarında etkili olduğu dile getirilen Behar, 1965 yılında Chicago’da öldü. Vasiyeti üzerine, Behar’ın naaşı yakıldı ve küllerinin yarısı Chicago’daki bir mezarlığa yarısı ise İstanbul Boğazı’na serpildi. 1890’da, Yahudi bir bar sahibinin kızı olarak Pera’da doğan Behar, Atatürk’ün ölümünden sonra Chicago’ya gitti. Orada sosyalist mücadele içinde yer aldı ve 1965 yılında burada öldü."
Gazeteci arkadaşımızın yazdığı bu biyografi doğru ancak kurmacadır. Gerçekle kurmacayı ne yazık ki karıştırmış ya da ikisinin arasındaki farkı bilmiyor. Belli ki internetten almış bilgiyi ama eksik kopyalamış. Haberin biraz daha altlarına inse bunun Avusturyalı tarihçi dediği Michael Blum tarafından İstanbul Bienali’nde sergilenen bir eser olduğunu öğrenecekti.
9. BİENAL’DE SERGİLENEN HAYALİ BİR KARAKTER
2005 yılında, 9. İstanbul Bienali’nin adından en çok söz ettiren işiydi bu. İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın yeni merkezi yapılmak üzere satın alınan, Şişhane’deki Deniz Palas Apartmanı’nda sergilenmişti.
Avusturyalı tarihçi değil sanatçı Bloom bu çalışmasıyla "tarihe atfedilen mutlak doğruları" sorgulamayı ve sorgulatmayı amaçlamıştı. Safiye Behar da, gerçekte varolmayan, kurgu bir karakterdi. Eserin adı da "Safiye Behar’ın Anısına"ydı. Michael Bloom, 9. Bienal öncesinde Radikal’den Mahmut Hamsici’ye bir röportaj vermiş ve kurmaca kahramanını gerçekmiş gibi hayatının en ince detaylarına kadar anlatmıştı. Röportajın sonunda da bu söyleşinin kurgunun bir parçası olduğu belirtiliyordu.
Ne kadar güçlü bir işmiş yaptığı, zaman geçince daha iyi anlıyoruz. Baksanıza sürekli güncellenen bir eser haline geldi. Üç yıl önceki kurgunun üzerine hep yeni şeyler ekleniyor.
LEYLA GENCER ANISINA DOLMABAHÇE CAMİİ’NDE MEVLİT OKUNDU
Bu arada 25 yıldır İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nda çalışan protokol müdürü Zeliha Kaya, Leyla Gencer’i yakından tanıyor ve çok seviyordu. Leyla Gencer’in inancıyla ilgili yazılan bazı haberlere çok üzülmüştü. Leyla Hanım’ı çok yakından tanıdığı için onun inancına duyduğu inanç da büyüktü.
Zeliha Hanım 22 Mayıs Perşembe günü Leyla Gencer için Dolmabahçe Camii’nde bir mevlit okutmuş. Zeliha Kaya’nın şahsen organize ettiği mevlide, yine Gencer’in küllerinin Boğaz’a savrulması sırasında Süreyya teknesinde bulunan en yakın dostları katılmış.
Leyla Gencer’in hayattayken yardımcılığını yapan Gül Hanım ve Gencer’in özel şoförü Süleyman Bey de mevlide katılanlar arasındaymış.