’Cumhuriyet’ ve İlhan Selçuk düşmanlığı

CHP’nin 1 Mayıs’taki AKP terörü nedeniyle Başbakan hakkında verilen gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmaması görüşülürken, AKP Grup Başkanvekili Nihat Ergün’ün, daha hastaneden yeni çıkmış olan Cumhuriyet Gazetesi imtiyaz sahibi İlhan Selçuk’a yönelik bazı ağır sözleri tartışma yarattı.

Ergun, Selçuk için "Darbe teşvikçisi" ve "İlhan Selçuk sütten çıkmış ak kaşık mı? Hálá bu yaşında darbeciliğe fücur finansmanı sağlamanın neresi ak kaşıklık?" diyor.

Başta DSP İstanbul Milletvekili Ahmet Tan olmak üzere öteki DSP ve CHP’liler tepki gösteriyor

Kürsüye yürüyen Tan, TBMM Başkanı’ndan söz isterken, tepkisini şöyle dile getiriyor:

"Bir cümlenin tavzih edilmesini istiyorum. AKP Sayın AKP Grup Başkanvekili, Sayın İlhan Selçuk’la ilgili çok açık ve net olarak ’darbe teşvikçisi’ ifadesi kullandı. Bu biçimde itham ettiği başyazarın gazetesinde 20 yıla yakın çalışmış bir kişi olma sıfatımla sayın sözcünün İlhan Selçuk’la ilgili kullandığı ’darbe teşvikçisi’ ifadesini tavzih etmesini, geri almasını istiyorum.

Başkan: Zabıtlara geçti Sayın Tan. Teşekkür ederim. (AK Parti sıralarından gürültüler.)

A. Tan: Geçti ama...(AK Parti sıralarından gürültüler.)

Başkan: Teşekkür ederim, Sayın Tan.

A.Tan : Türk basınının en önemli ve kıdemli yazarlarından birisinin taburcu olduğu bir günde kendisine ’geçmiş olsun’ demek yerine böyle bir ifade kullanmasını ayıp karşılıyorum."

Tan, AKP’li sözcünün ’Fücur’ demekle çirkin anlamlarıyla birlikte yalan-iftira anlamına da gelen ’fücur’u bizzat yaratmış olmuyor mu diye soruyor.

Başbakan Erdoğan’a yönelttiği bir soru önergesinde de, "AKP’li Ergün acaba bu iddiasını, Başbakan olarak emrinizde bulunan istihbarat birimlerinden aldığı bir istihbarata mı dayandırmaktadır? Ayrıca Ergün, İlhan Selçuk’u ’darbe finansmancısı’ diye göstererek, Cumhuriyet Gazetesi Başyazarı’nı karanlık güçlerin yeni saldırılarına hedefi haline getirmiyor mu?" diye soruyor.

Tan devam ediyor:

"AKP’deki İlhan Selçuk’a duyulan öfkenin nedenlerinin açığa çıkarılması gerekiyor.

Aslında bunun için soru önergesi yetmiyor. Bu konuda bir TBMM Araştırma Komisyonu kurulması gerekiyor."

İkinci vaka

TBMM’de önceki gün 19.00 sıralarında bu gelişmeler olurken, bundan biraz sonra NTV’deki ’Yorum Farkı’ programında, ’darbe’ tartışmaları nedeniyle Cumhuriyet yazarı Prof. Emre Kongar ile Referans yazarı Cengiz Çandar birbirlerine giriyordu. Meclis’te Tan, Selçuk’a "Darbe finansçısı" diyen AKP sözcüsünün sözünü geri alması için Köksal Toptan’a itiraz ederken; Emre Kongar, Cumhuriyet yazarlarının darbe taraftarı gibi gösterilmesine kızıp "Bunu söylerken utanmıyor musunuz?" diye çıkışıyordu. Çandar da "Terbiyenizi takının" diye yanıt veriyordu. Karşılıklı yorumlarla hakarete varan programı daha sonra Kongar "Bu program bitiyor ama kavga yüzünden değil" diyordu.

Büyükşehir’in cinliği/images/100/0x0/55eb5889f018fbb8f8bb4b77

ANKARA Büyükşehir’in Anneler Günü etkinliği duyurusu amacıyla kullandığı afişte ilk bakışta Belediye Başkanı Melih Gökçek’in eşi Nevin Gökçek’i andıran fotografla ilgili olarak geçen cuma günü Hürriyet Ankara Eki’nde Eray Görgülü, ’Kent Fısıltıları’ köşesinde konuyu gündeme getirmiş.

"Başı kapalı olan Zübeyde Hanım yok, başı eskiden beri açık olan Nevin Gökçek’i niye var? Gökçek’in ’Laiklik oyunu’ oyunu mu?" diyen bazı okurlarımız eleştirileri üzerine Melih Bey’in basın müşaviri Avni Kavlak aradı. "Bu resim Nevin Hanıma ait değil" dedi. Ama herkes benzerliğinden ötürü böyle algılamış. Büyükşehir’in ’Anket’ şirketinin hatırladığı afişte sarışın Nevin Hanım’a benzer bir fotoğraf kullandığı açık. Afişte ’büyük anne’ yerine neden ’küçük anne’ öne çıkarıldı? Bunlardan biri çocuk olamaz mıydı? Örneğin, küçüğün büyük anneyi öpmesi gerekmez mi?

Algılama Nevin Hanım

’Benzetme’
reddedilirse dahi çoğu Ankaralı, bu afişteki fotoğrafı Nevin Gökçek olarak algılıyor. Fotoğrafı bulan, onu montajlayan ve bu başarıya imza atan Büyükşehir’in ’cin’ personelini kutlamak gerek!

43 saniyede bir seks olur mu

ULUDAĞ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi hocalarından Prof. Süleyman Uludağ, 14 yaşındaki bir kıza tecavüzle suçlanarak yakalanan 80’i aşkın bir cinsel sapığı savunmak için bakın neler söylüyor:

Şeyh Ahmet Cam Namati hazretleri, 14 yaşındaki kızla bir gecede 60 defa cinsel birleşmeden sonra, "Eğer sana acımamış olsaydım, bu sayıyı 100’e çıkarırdım" demiş.

"Hz. Süleyman’ın da 1000 karısı olduğu ve bir gecede hepsini hamile bıraktığı rivayet edilir" diye beyanda bulunmaktadır.

Günlerdir halkın arasında çok konuşulan bu söylemlerle, pek çok erkeğin kendini güçsüz hissetmesi veya kadınların eşlerini yetersiz bulması da gündeme gelmiş bulunmaktadır.

Bir hekim olarak, bu masallara gülüp geçmek gerektiğini, insan bedeninin anatomik yapısının ve fizyolojisinin buna imkan vermeyeceğini, en sağlıklı cinsel yaşamın, yaşa ve kişisel performansa göre ’bir gecede’ bir, iki hadi üç defa doruk noktaya ulaşabileceğini, adet arttıkça kalite ve doyumun azalacağını, hele hele İlahiyat hocamızın bahsettiği 1000 birleşmede, 43 saniyede bir seks hesabıyla, motorun hava basacağını, conta yakacağını ve imam efendiye sevki gerekeceğini maalesef söylemek zorundayım.
(İnanmazsanız Dr. Haydar Dümen Hocamıza sorun.)
Jin. Dr. Erdinç KÖKSAL

MESAJ PANOSU
'KRALİÇE Elizabeth bizi niye öpüyor?’ yazısı üzerine:
Batan gemini malları kapış kapış gidiyor.
Bir parça da o (İngiltere) alacak. Her halde ulu önder Atatürk’ün sarşın gözleri için gelmedi Kraliçe...
İsmet TEZEL
Yazarın Tüm Yazıları