Fotoğraflara bakarken...

Altın Kelebek sonrasının en keyifli yanı nedir biliyor musunuz; sabah bilgisayar başına oturup davete gelenlerin yüzlerce fotoğrafına tek tek bakmak...

Bunu genelde Fikret Ercan, Selim Akçin ve Emre İskeçeli’yle birlikte yaparız.

Gecenin yorgunluğu üzerimizde olmasına rağmen işin stresinin bitmesinin verdiği rahatlıkla saatlerce her fotoğrafı yorumlarız.

Konuklar gece eğlenirken, bizim Altın Kelebek’teki asıl eğlencemiz sabah bilgisayar başında bu iştir...

Geceden çekilen fotoğraflara bakarken kimilerine güleriz, kimilerine şaşırırız, kimilerine hayran oluruz...

Birimizin beğendiği elbiseyi diğerimiz beğenmez, birimizin büyütelim dediği kareyi diğerimiz önemsemez.

Dün sabah da aynı eğlenceli işi yaptık, seçtiğimiz fotoğrafları bugün Kelebek’in sayfalarında göreceksiniz...

Siz de tek tek inceleyin çok eğlenceli oluyor.

O fotoğraflara bakarken gördüm ki, gerçekten Altın Kelebek bu ülkenin en önemli ödül töreni.

35 yıldır devam etmesi bir yana, katılan konukların kalibresi bile bu işin tüm sanat ve tv camiası tarafından ne kadar önemsendiğinin kanıtı...

Ödül gecesinde bize konuklar tarafından hep aynı şey söylendi; "Bu kadar ünlü ismi ancak Kelebek bir araya getirebilirdi"...

Bence burada en büyük övgüyü ödül alsa da almasa da Altın Kelebek’i önemseyen ve davetimizi kırmayıp geceye katılan sanat ve televizyon dünyasının ünlüleri hak ediyor.

Hepsine bir kez daha teşekkür ediyoruz.

* * *

Bir şeyi daha itiraf etmeliyim, ben geçen hafta New York, Los Angeles gezerken bizim ekip başta Selim Akçin olmak üzere sabahlara kadar çalıştı ve muhteşem bir Altın Kelebek 35’inci Yıl Sayısı hazırladı.

Gece boyunca herkesin elindeydi dergi.

1972’den bu yana yıl yıl ödül kazananlar, o yılların en önemli magazin olaylarının toplandığı dergi, 35 yılın bir magazin bilançosuydu aynı zamanda.

Tüm konukların ortak muhabbeti bu dergide yer alan eski yeni magazin haberleri oldu.

"Aaa bak bu da vardı, bilmem kimin haberini gördün mü" diye başlayan nostaljik sohbetler gece boyu sürdü.

Sahnede dekor olarak kullanılan ünlülerin büyük boy fotoğrafları dergide de yer alıyordu.

Herkesin tek tek incelediği bu fotoğraflar içinde yılların değiştiremediği iki isim vardı; Erol Evgin ve Ahmet Özhan...

Kendilerine de söyledim, mutlaka bu iki ustanın genleri anti-aging uzmanları tarafından incelenmeli.

1970’lerdeki fotoğraflarında nasıllarsa bugün de aynılar.

35’inci yıl özel eki ince işçiliği olan tam bir arşivlik çalışmaydı, emeği geçen herkese tebrikler...

* * *

Ülkede artık ödül enflasyonundan geçilmiyor, üniversiteler, liseler, çeşitli kurumlar çeşitli vesilelerle ödüller dağıtıyor.

Ama ne yazık ki çoğu ya sadece ünlüleri getirebilmek için ya da çeşitli hesaplarla verilen ödüller.

Altın Kelebek’te ne jüri ne de seçici kurul var; halkın oylarıyla verilen tek ödül.

Bu yüzden de en hakkaniyetli şekilde, kim izleniyorsa kim popülerse ona gidiyor ödüller.

Bu yılki törene damgasını üç ödül alan Yaprak Dökümü ile ikişer ödül alan Acun Ilıcalı ve Tolga Çevik vurdu.

Tıpkı bu yıl ekrana damgalarını vurdukları gibi.

Yaprak Dökümü hem en iyi dizi hem de Bennu Yıldırımlar ve Halil Ergün’le en iyi oyuncu ödüllerini aldı.

Acun en iyi erkek sunucu ve yarışma, Tolga en iyi komedyen ve komedi programı ödülerini kazandılar.

Biri Kanal D’nin, diğeri Show TV’nin, ötekisi TRT’nin programları.

Kimsenin tartışamayacağı sonuçlar bunlar.

Tıpkı en iyi talk show’un NTV’nin Haydi Gel Bizimle Ol’una, en iyi magazinin Fox’un Bizden Kaçmaz’ına gitmesinin tartışılamayacağı gibi...

Ben bu yılki sonuçlardan çok memnun kaldım, belki de kafamdaki isimlere gittiği için ödüller.
Yazarın Tüm Yazıları