Hastalığın keşfi ve kıssadan hisse

ORAL Çalışlar’ın 15 Nisan 2008 tarihli Cumhuriyet’te yayınlanan "58.5 Yıl Yatan 5 Devrimci" başlıklı yazısı, yıllardır aradığım hastalığı bulmamı sağladı.

Hastalığı buldum ya da teşhis ettim diyelim, şimdi ilacını bulmak "herkes"in görevi. Oral Çalışlar’ın yazısından aktarıyorum:

MİHRİ BELLİ’NİN GÜNAHI!

"19 Mayıs 1969 gecesi, o dönemde gençlik hareketini etkileyen en önemli isim olan Mihri Belli’nin annesinin Ankara Kızılay’da Çelikkale Sokak’taki dairesinde toplanmıştık. Mihri Belli ile topluca görüşmek istiyorduk.

Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, Gülten (Şavaşçı) Çayan, Doğu Perinçek, Yusuf Küpeli, Cengiz Çandar, Oral Çalışlar, Gün Zileli, Ömer Özerturgut, Tarık Almaç, Mustafa Kemal Çamkıran gibi o dönemde gençlik hareketlerinin önde gelen isimlerinin çoğunluğunun katıldığı bir görüşmeydi bu. Bir başka yönüyle TİP’e karşı muhalefetin, MDD’nin tüm temsilcileri oradaydı.

Hepimiz Mihri Belli’den bir inisiyatif bekliyorduk. Bu beklenti yasal bir parti üzerineydi. TİP’ten umudumuzu kesmiştik ve yeni bir yasal parti, artık eylemlerimizi, sınırlı bir gençlik hareketi olmaktan çıkarır, daha etkili bir siyasi mücadeleye dönüştürebilirdi.

Bunu o dönemdeki büyük ağırlığı nedeniyle bir tek Mihri Belli yapabilirdi. Hepimiz bu beklentiyle Mihri Ağabey’in çağrısına uyarak bir araya gelmiştik.

Mihri Belli bu beklentimize uygun bir tutum göstermedi. Bu nedenle herkes ona kızdı. Sonraki yıllarda da bu kritik toplantının günahı hep onun üzerine yıkılır."

DARBELİKHAREKETLER


Doğu Perinçek, Ömer Özerturgut, Gün Zileli, Cengiz Çandar ve Oral Çalışlar, Mihri Belli’nin evinden ayrıldıktan sonra, bir pastanede bir gizli parti kurmaya karar veriyorlar. Öte yandan THKO’yu Denizler kuruyorlar; Mahirler THKP-C’yi kuruyorlar. Yani, Milli Demokratik Devrim (MDD) lideri Mihri Belli’nin evinden ayrıldıktan sonra devrimci gençlik üçe bölünüyor. Sonrası malum: 12 Mart 1970 darbesinin gerekçesini oluşturan hareketler.

Bu hareketlerin içinde yer alan ve o sıralar yirmili yaşlarını yaşayan devrimciler (Dev-Genç’ten Ertuğrul Kürkçü, Dev-Yol’dan Oğuzhan Müftüoğlu, Halkın Kurtuluşu’ndan Aydın Çubukçu, Kurtuluş’tan Mahir Sayın, Aydınlıkçı Oral Çalışlar) geçenlerde bir panelde bir araya gelmişler.

Neler konuştular bilemiyorum. Oral Çalışlar, konuşulanları yeri geldikçe aktaracakmış.

İŞBİRLİKÇİMİ İSLAMCI MI!

Benim konuşmuş olmalarını temenni ettiğim birkaç başlık var: Mihri Belli’nin bunca etkisinde olmak doğru muydu, TİP’ten neden umut kesmişlerdi, bunların hepsi konuşulabilir. Asıl konuşulması gereken illegaliteye düşmüş yenik gençlik önderlerinin (sadece panelde konuşanlar değil) ve gençlik kadrolarının daha sonraki davranışları: Kıssadan çıkacak hisse ne? İllegaliteye karşı legalite mi, legal sol partiler mi, legal sol partilerde demokratlaşmak mı yoksa demokrasi adına sol illegaliteden sol düşmanlığına, kapitalizmle, neo-liberalizmle, emperyalizmle işbirliğine transfer mi? Yoksa İslamcılık mı? Günümüz gençlerine ne söylenecek? Yoksa yatılan bunca hapisler ne işe yarar?! Ve idamlar?! Ve ölümler?!
Yazarın Tüm Yazıları