Liberaller bölündü mü?

AMAN efendim aman, hazretlerde bir sevinç ki, değme gitsin! Etekleri zil çalıyor.

Neymiş, "liberaller" (!) bölünmüşmüş! "Türban sorunu"ndan (!) dolayı hem AKP’yle araları açılmışmış, hem de kendi bünyelerinde ayrışma gerçekleşmişmiş.

Fesüphanallah!

Taha Akyol çok net biçimde açıkladı ama, ben de yine terminolojiden başlayacağım.

* * *

YENİ Dünya İngilizcesinin dünya çapında sulta kurmuş olmasından olacak, zaten ileri geri kullanılan şu "liberal" deyimi Türkiye’de en çok "Amerikánvari" bir içerik taşıyor.

Şöyle ki, siyasi lûgatin kökleşmiş olduğu Yaşlı Kıta’da "özgürlükçülük"; "hür düşünürlük", "demokratlık" diye sıfatlandırılan genel etik ve felsefi tutum, böyle bir kökten yoksun ABD’deki gibi bizim ülkemizde de "liberal" diye vaftiz ediliyor. Hoppala!

Sanki bu sözcükle vasıflandırılan ülkemiz insanları New York "intelligentsia"sına mensup pembemtırak "solcular"dır da, East Village kahvelerinde çene yormaktadır.

* * *

OYSA, liberalizm kavramı esas olarak ekonomiktir. Kökenleri Adam Smith’e uzanan bu ideoloji devlet müdahalesini kesinkes reddeder. Serbest piyasayı mutlak şekilde savunur.

Tamam, zaman içinde sivri yanları kısmen yontulmuş ve "sosyal liberalizm" denilen "ehli" bir varyant ortaya çıkmıştır ama yine de, doktrini daima o iktisadi öz belirler.

İmdii, Keynesçi ekonomi politikalara yakın duran bu satırların yazarı dahil, ülkemizde sırtlarına aynı etiketin yapıştırıldığı pek çok insan yukarıdaki Smith’in "bırakınız yapsınlar" sloganını hiç benimsemediğine göre, bizler hangi akla hizmet "liberal" (!) addediliyoruz?

* * *

FAKAT, koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler misáli, "liberal" sözcüğündeki "Amerikanvári" tanımı bile kabullendiğimi varsayalım.

Böyle dahi olsa, "liberaller bölündü" diye zil takan zevát baltayı yine taşa vuruyor.

Yine yanlış tahlillerden hareket ediyor ve yine yanlış sonuçlara varıyor.

Hadi, daima "bir avuç" diye küçümsedikleri öz-gür-lük-çüler’in pire "ayrışması"nı şimdi neden deve yaptıklarını, o zevátın nicelik çokluğuna rağmen nitelik cüceliğine vereyim.

Ancak, esas nokta şurada odaklanıyor:

Atom çekirdeğinden bahsetmiyoruz, bütün olmayan bir şey bölünmez ve bölünemez!

* * *

ÖYLE, çünkü zaten köken itibariyle farklı ufuklardan inen o öz-gür-lük-çü-ler veya diğer tábirle "liberaller", hiçbir zaman yekpáre bir blok oluşturmadılar. Oluşturamazlar.

Ez kázá oluşturdukları takdirde de, ne özgürlükçü, ne liberal tanımını hak ederler.

Zira, "hür düşünce" insanlarını belirleyen hayati özellik onların b-i-r-e-y varlığıdır!

Biat kültürlerine ve sürü organizmalarına uzak dururlar. Biraz da "ego"ları ağır basar.

Ve o birey ki, liberalizmin felsefesinde de, siyasetinde de, ekonomisinde de temeldir!

Dolayısıyla, aynı özgürlükçüler ancak demokrasi, insan hakları, çoğulculuk, sivillik gibi genel ilkelerde birleşebilirler. Ortak paydalar gevşektir. Çatı ve amentü yoktur. Bu kadar.

Ve yine dolayısıyla, "türban sorunu"nda da olduğu gibi, yukarıdaki ilkelere varmak ve onları savunmak konusunda tabii ki yöntem farklılıkları ortaya çıkar ve çıkacaktır.

* * *

KALDI ki, "ayrışma" ne ilktir, ne de son olacaktır. Kıyamet de kopmayacaktır.

"Tezkere"de de aynı "bölünme" yaşanmıştır. Fakat o vakit kimse feryát etmemiştir.

Evet evet, kendi sürü ideolojileri ve dogma kültürleriyle karıştırdıkları içindir ki, bugün "liberaller bölündü" diye sevinenler, özgürlükçülüğün de darbe yediğini sanıyorlar.

Ama boşuna seviniyorlar, zira zaten özgürlükçüğün gücü "sürü bütünü" olmamaktır.
Yazarın Tüm Yazıları