Siyasetçinin zafer sömürüsü

(SEVGİLİ okuyucularım, yazımın bu bölümünü dünkü maçtan önce yazdığımı bilmenizi isterim.)

Türk siyasetçisi, sineğin yağını çıkarmanın ustası olmuş. Nerede bir başarı varsa, oraya akbabalar gibi üşüşüp ziyafet sofrasına konmaya kalkışıyor.

Son futbol başarılarında da bu tabloyu aynen yaşadık.

Milli Takım'ın maçlarından önce gazete bürolarına çeşitli partilerden fakslar çekiliyor, telefonlar ediliyor ve muhabir, kameraman, foto muhabiri gönderilmesi isteniyor.

İşte dünkü fakslardan birkaç örnek:

- ‘‘Demokrat Türkiye Partisi Genel Başkanı Sayın Mehmet Ali Bayar, milli takımımızla Brezilya arasında Japonya'da yapılacak dünya kupası yarı final maçını Atatürk Bulvarı No. 169'daki Atayurt İş Hanı'nda esnafımız ve halkımızla birlikte izleyecektir. Saygıyla duyururuz.’’

- ‘‘Sayın istihbarat şefinin dikkatine: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Yaşar Okuyan, 26 haziran günü saat 9.30'da Karen Fogg'u makamında kabul edecek, saat 14.30'da ise Bakanlık çalışanlarıyla birlikte Türkiye-Brezilya maçını Bakanlık bahçesinde kurulacak dev ekrandan izleyecektir.’’

- ‘‘DYP Basın Müşavirliğinden bildirilmiştir. DYP Genel Başkanı Sayın Tansu Çiller'in bugünkü programı aşağıda sunulmuştur. Saat 10: Ankara Sanayi Odası Meclis toplantısına iştirak. Saat 14.30: Türkiye-Brezilya maçını milletvekilleri ile birlikte TBMM DYP Grubunda izleme. Not: Sayın Çiller işlerinin uzaması durumunda bile maçın ikinci yarısını milletvekilleri ile izleyecektir.’’

Oh ne güzel!

* * *

Sadece bunlar değil, başka bakanlar, parti genel başkanları ve siyasetçiler de sinekten yağ çıkarmanın peşinde. Türkiye bir coşku yakalamış, ille de paylarını alacaklar!

Gazete ve televizyonlara haber salınacak, muhabir ve kameraman istenecek. Gol atarsak beyefendi veya hanımefendi yukarı doğru zıplayacak, sevinç gösterisi yapacak. Gol kaçırırsak, yenilirsek, başını ellerinin arasına alıp üzüntüsünü sergileyecek!

Ama mutlaka kameraların, muhabirlerin önünde ve çekim yapılacak!

Amaç, milletin coşkusunu siyaset reklamına dönüştürmek!

Eğer yenersek, özel kalem veya sekreterler tarafından saatler öncesinden hazırlanmış olan kutlama mesajları hemen ajanslara ve medya kuruluşlarına geçilecek!

Bazıları da maçı yerinde izleyecek. Örneğin, Tayyip şimdi Japonya'da, dünkü maçı izlemeye gitti. Tayyip önceki maçları genel merkezde izler, önceden medyaya haber verirdi ki reklamı yapılsın. Tayyip bunları niçin yapar? Durup dururken Japonya'ya niçin gider? Amacı şu: ‘‘Yenersek coşkuya ortak olurum, Japonya'da kameralara nutuk atarım, kendimi halka şirin gösteririm, şeriatçı olmadığımı belleklere yerleştirmeye çalışırım...’’

Çünkü şeriatçı gazetelerin bir bölümü futbolu ve maçlarımızı görmezden geliyor. Zaferlerimize sayfalarında yer vermiyor. Niçin?

Top tepmek günah!

Tayyip
onlardan biri olmadığını, Japonya gezisiyle kanıtlıyor!

* * *

Özellikle Japonya ve Senegal galibiyetlerinden sonra Ankara'da, Kızılay Meydanı'nda parti otobüsleri vardı. Hepsi hoparlörden kendi çaplarında yayın yapıyordu.

İ. Melih, yüz milyarlarca lira verip belediye kesesinden aldığı topları dağıtıyor, milletin parasıyla kendisine siyasi çıkar elde etmeye kalkışıyordu.

İstanbul'da Ali Müfit Gürtuna konvoylarda ve Taksim'de boy gösteriyor, zaferlerin siyasal rantından pay kapmaya çalışıyordu.

Futbolcunun başarısı, siyasetçinin başarısızlığını örtbas etmek, unutturmak için kullanılıyordu.

Millet bu ucuz işleri yemez. Millet, coşkusunu veya üzüntüsünü, Türkiye'yi bu duruma getirenlerle paylaşmaz. Siyaset bezirgánları bunu bir türlü öğrenemedi.

* * *

(Sevgili okuyucularım, yazımın bu bölümünü dünkü maçtan sonra yazıyorum.)

Buraya kadarmış. Oynadık, bir dünya devine yenildik ve belki de ucuz atlattık. Örneğin 3-0 olabilirdi.

Milli Takım görevini yerine getirdi, hasret duyduğumuz ulusal coşkuyu bize yaşattı. Türkiye'ye saygınlık kazandırdı, bizi dünyaya tanıttı. Ülkemizin başka yolla yapılması asla mümkün olmayacak propagandasını Afrika ormanlarından kutuplara, Arap çöllerinden Sibirya'ya, beş kıtada yaptı. Onları kutlayalım, üçüncülük maçında başarı dileyelim.
Yazarın Tüm Yazıları