Son fotoğrafı

Güncelleme Tarihi:

Son fotoğrafı
Oluşturulma Tarihi: Kasım 01, 2007 00:00

  

Türk siyasi hayatının önemli ve renkli isimlerinden eski SHP Genel Başkanı Prof. Dr. Erdal İnönü, dün sabaha karşı kanser tedavisi gördüğü ABD’nin Houston şehrinde hayatını kaybetti. İnönü son nefesini verirken yanında eşi Sevinç İnönü bulunuyordu.

KENDİNE
özgü üslûbu, kendine özgü siyaset anlayışı ve kendine özgü esprileriyle Türk siyasitine damgasını vuran, uluslararası bilim çevreleri tarafından ünlü bir fizikçi olarak tanınan Prof. Erdal İnönü, 81 yaşında hayatını kaybetti. Yaklaşık iki yıl önce Prof. İnönü’nün aile doktoru, rutin kontrolleri sırasında, kan değerlerinde anormal değişiklikler tespit etti. Lösemi tanısı konulan Prof. İnönü, deneysel tedavi görmek üzere Houston Saint Andrew’da tedavi görmeye karar verdi. İnönü, Houston’a tedaviye gitmeden önce "yurtdışı çıkış yasağı" üzüntüsü yaşadı. SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın’ın devreye girmesi ve dönemin İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun talimatıyla çıkış yasağı kaldırıldı. Tedavisi boyunca kendisine, eşi Sevinç İnönü ve aile dostları Şule Bucak eşlik etti. Moralini hiç bozmayan Prof. İnönü, sevenlerine "Buraya gelmenize gerek yok. Beni karşılamaya gelirsiniz, yeter" diyordu.

HASTALIK NÜKSETTİ

Başarılı geçen ilk tedavinin ardından Türkiye’ye dönen İnönü, kanser hastalığına bağlı zatürree teşhisi ile 20 Ağustos 2007 tarihinde yeniden hastaneye kaldırıldı. Tetkikler sonucunda, ilk tedavi döneminde kontrol altına alınan lösemi hastalığının tekrar ortaya çıktığı belirlendi ve yine ABD’ye götürüldü.

İnönü’nün kız kardeşi Özden Toker, kardeşinin ölümüyle ilgili olarak Pembe Köşk’ün önünde yaptığı açıklamada, "İnsan, Türk, İnönü olmanın zevkini her zaman çıkardı. Çağdaş Türkiye için her zaman mücadele etti" dedi.

Prof. Erdal İnönü’nün ölümü bütün yurtta üzüntü yarattı. Başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMMBaşkanı Köksal Toptan, Başbakan Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve DTP Grup Başkanı Ahmet Türk olmak üzere siyasi liderler birer başsağlığı mesajı yayınladılar.

DUR ÖLME, BİR OY BİR OYDUR
/images/100/0x0/55ea93a9f018fbb8f88909e1


GÖREMEZSİNİZ TABİİ

Kendisini sinema çıkışında yakalayan bir gazeteci sorar:

- Sayın İnönü, sizi bu sıralar sinema salonlarında göremiyoruz pek?

- Tabii göremezsiniz sinema salonları karanlık oluyor.

ÖLÜRÜM YOLUNA

Seçmenlerden biri seçim otobüsünün önüne atılır ve Erdal Bey’e hitaben "Ölürüm yoluna" diye haykırır.

Erdal Bey cevap verir: Dur, ölme. Bir oy bir oydur.

BİRBİRİMİZİ YİYECEĞİZ

SHP genel başkanlığı döneminde diğer sol parti liderleri ve bürokratlarla bir restorana gider. Garsonun "Bir şey almak ister misiniz, efendim" sorusu üzerine "Teşekkürler biz birbirimizi yiyeceğiz" yanıtını verir.

KARAYALÇIN YAPAR

Kars ve Van mitinglerinden Ankara’ya dönüyordu. Sivas üzerinde uçağın pilotu, "Efendim Ankara semaları kapalı. Kirli bulutlar var. İnişimiz çok güç olabilir" dedi. Ön koltukta gazete okuyan İnönü’nün cevabı ise şöyle oldu:

- Hiç bir şey olmaz merak etmeyin. Ankara Belediye Başkanı Murat Karayalçın çok çalışkandır. O kirli bulutları hemen temizler.

BEN KEDİ MİYİM?

İnönü gençlik yıllarında evinde otururken mutfaktan bir çığlık duydu. Eşi Sevinç Hanım "Erdal koş fare var" diye bağırıyordu. İnönü istifini bozmadı ve eşine öyle seslendi:

- Ne yapayım Sevinç. Ben kedi miyim?

NECCAR BEY

İnönü, İzmir’e mitinge gidiyordu. Uçakta İzmir milletvekili Neccar Türkcan, yanına gelerek "Efendim İzmir’de vurucu bir konuşma yapmalısınız. Yumruğunuzu da kürsüye vurun. Nasıl iktidara geleceğimizi sert bir üslupla anlatın lütfen" dedi. İnönü ise şu cevabı verdi:

- Peki ben anlatırım, sonra sözü size bırakırım. Vuruculuğu ve diğer işlemleri siz yaparsınız...

Türk siyasetinin ve bilim dünyasının renkli yüzü

ERDAL İnönü, İsmet İnönü ve Mevhibe İnönü’nün oğlu olarak 1926 yılında dünyaya geldi. Doğduğunda babası ülkenin başbakanıydı. Henüz ilkokuldayken ise babası cumhurbaşkanı oldu. Küçüklüğünden itibaren beynine kazınan, "İsmet Paşa’nın çocuğu" sıfatı peşini hiç bırakmadı. Atatürk’ten kalan miras ile ABD’de öğrenimini sürdürdü. Heybeliada’da komşu oldukları armatör Ali Sohtorik’in kızı Sevinç Hanım’la 1957’de evlendi. 1960’ta Türkiye’ye döndü ve bir süre sonra ODTÜ rektörü oldu.

Kendi anlatımıyla, "12 Eylül’ün dağıttığı sosyal demokratları bir araya toplamak" amacıyla çoğunluğunu babasının siyaset arkadaşlarının oluşturduğu bir grup tarafından siyasete davet edilişine değin, bir bilim çevresinde yaşadı. Genel Başkanlığını yapacağı SODEP, doğum günü olan 6 Haziran 1983 yılında kuruldu.

O tarihten itibaren "Paşa’nın oğlu" yakıştırmasından, Erdal İnönü’ye dönüşü başladı. SODEP ile Halkçı Parti birleşmesinden doğan SHP’nin maddi sıkıntıya düşmesi nedeniyle kendi özel mallarını ipotek ettirip partisi için para buldu. Tüm gezilerinin masraflarını kendi cebinden ödeyen İnönü, siyasete girdikten sonra mal varlığı azalan ender siyasetçilerden biriydi. Gezilerde, omuzlara alınma taleplerine karşı, "İnönü Yatışı" adı verilen yöntemi buldu: Böyle bir durumda hemen yere yatarak omuzlara alınmasını fiilen ve fiziken önlüyordu. El öptürmekten, çantasını taşıtmaktan, kendisi için trafiğin kapatılmasından ise hiç hoşlanmadı.

SHP-HEP ittifakı, İnönü’nün, "Kürt siyasi hareketinin parlamenter sistem içinde kendisini var etmesi gerektiği" inancına dayanıyordu. Ancak, bu beklenti uzun sürmedi. Önce "Kürtçe yemin krizi," arkasından 1992 Nevruz Bayramı’nda çıkan olayların ardından HEP’liler SHP’den ayrıldı. Siyasetin yorucu temposundan fizik problemleri çözerek uzaklaşan Prof. İnönü, "İnönü-Wigner Kontraksiyonları" adıyla anılan teoremiyle bilim tarihine de geçti. Hastalığını ilk öğrendiğinde yakın çevresine yaptığı değerlendirme de bilim adamı bakışını ortaya koyuyordu: "Her şeyin bir başı olduğu gibi bir de sonu var. Yaşam da böyle bir şey. Bu yüzden ben çok rahatım."

Politikacılar, vatandaşları birbirine karşı kışkırtmamalı

İNÖNÜ’nün ölmeden önce verdiği son mesaj, Türkiye’nin birliğine yönelik oldu. İnönü, "Nutuklarla halkın kışkırtılmaması"nı istedi. ABD’de tedavi gördüğü M.D. Anderson Kanser Merkezi’nde kendisini en son gören siyasetçiler Dışişleri eski Bakanı Hikmet Çetin, Bayındırlık eski Bakanı Onur Kumbaracıbaşı ve Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül oldu. Kumbaracı, İnönü’nün terörle ilgili son yorumlarının "birlik" yönünde olduğunu kaydederek, şöyle konuştu: "Terörle ilgili, ’Aşırı tepki doğru değil. Ayrımcılık tehlikeli, düşmanca bir hareket gelişmemeli. Terörün amacı zaten bu’ demişti. İnsanların her etnik kökenden gelebileceğini, bunun onları suçlu yapmayacağını söylemişti. Politikacıların kesinlikle nutuklarla vatandaşı kışkırtmaması gerektiğini vurgulamıştı."

İnönü’nün en çok merak ettiği konunun Kuzey Irak ve terör örgütü PKK olduğunu anlatan Çetin ise "Siyasette ne yapacaklarını merak ediyordu. PKK’yı yakından izliyordu. Endişeliydi" dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!