Diyet kitabı okumakla kilo verilmiyor

Yazının başlığı sizi şaşırtmasın. Eğer sorununuz fazla kilolarınız ise okumak bu problemi çözmenize yetmiyor!

Bunu sakın "Okumayın, öğrenmeyin, kilo probleminizin biyolojik ve ruhsal temellerini araÅŸtırmayın" gibi yorumlamayın. SaÄŸlık sorunlarının çözümünde okumak, öğrenmek tabii ki faydalı. Ama sorun kilo fazlalığı veya ÅŸiÅŸmanlık ise okumak da bilmek de yetmiyor. Çünkü problemin kaynağı birden çok! Neredeyse ondan fazla faktör rol oynuyor. Ä°ÅŸin kötüsü bu faktörlerin hangisinin ne oranda, hangi yaÅŸlarda ve ne ÅŸekilde etkili olduÄŸunu biz doktorlar bile çözemiyoruz. Ä°tiraf etmeliyim ki kilo sorununun çözümü (eÄŸer çözümden anladığınız ÅŸey fazla kilolarınızı vermek ve saÄŸlıklı bir kilo aralığına yerleÅŸip "Oh be hayat varmış, hafifledim!" diyerek ÅŸeker hastalığı, hipertansiyon, kalp krizi, felç, romatizma, cinsel güçsüzlük, safra kesesi taşı gibi sorunlardan uzak, keyifli bir hayat sürmek ise) sadece bilmekle de olmuyor. Öyle olsaydı etrafınızda kilo sorunu yaÅŸayan doktor, diyet uzmanı, diÅŸ hekimi, eczacı göremezdiniz. Yani saÄŸlık takımının tüm oyuncularının "incecik" olması gerekirdi. Â

FORMÃœLLERE BEL BAÄžLAMAYIN

Her yıl yeni diyet formülleri geliştiriliyor. Sadece Amerika Birleşik Devletleri’nde her ay üç-beş adet yeni diyet kitabı "mucize öneriler" ile huzurunuza çıkıyor. Bu kitapların hepsinin ortak bir iddiaları var: Eğer onların belirttikleri yiyecekleri, onların size dikte ettirdikleri miktar ve zamanlarda, gramı gramına aynı olmak şartıyla ve aynı yöntemlerle hazırlayarak yerseniz veya bu "diyet bilgesi" bay ve bayanların önerdikleri egzersizleri onların istedikleri şekilde yaparsanız kilolarınızdan kurtulmakta zorluk çekmezsiniz. Peki ya sonrası? İşte orası tam bir bilinmezler alanı...

KÄ°LO VERDÄ°NÄ°Z, YA SONRA

Kilo probleminin çözümüyle uğraşmak için sorunun neden ve nasıl oluştuğunu öğrenerek işe başlamak doğrudur ama soruna kişiye özel çözümler oluşturmak da en az o kadar önemlidir. Eğer fazla kiloluluk veya şişmanlık probleminin kişiye özel bir problem olduğunu fark etmez, size uygun çözüm ve formüller geliştirmez, bu çözümleri hayatınızın bir parçası haline getirmezseniz kilolarınızdan geçici olarak kurtulsanız da sorununuzu kökünden çözemezsiniz.

Ä°KÄ° TEMEL SORUN VAR

Her diyet planı az veya çok belirli bir miktarda kilo kaybı sağlar. Birinci sorun bu kitaplardan bazılarının kilolarınızla birlikte sağlığınızı da kaybettirme tehlikesi taşımalarıdır. İkinci sorun ise "paketlenmiş planların" verilen kiloları belli bir süre sonra yeniden ve çoğu kez fazlasıyla geri aldırmalarıdır. Bu nedenle kilo alıp vermekten bıkan, gittikçe genişleyen karnı ve kalçalarına bakarak diyet ve diyet uzmanı görünce yolunu değiştiren, bıkkın, umutsuz ve üzgün insanların sayısı çığ gibi artıyor.

Kilo probleminin en önemli nedenlerinin beslenme ve aktivite yanlışlarının olduğunu unutmayın. Bu sorunun altında çoğu zaman hastalıklardan çok genetik faktörler ve metabolik yapılanma ile yaşam tarzı yanlışlarının yattığını unutmayın. Mucize çözümlerden, formüllerden, iğnelerden, haplardan medet ummayın. Çareyi hızlı ama yanlış çözümlerde aramayın.

Bebek ve çocukların beyin gelişimi için Omega-3 şart

Omega-3 yağlarını vücudunuz üretemiyor. Bu yağları hayvansal (balık, balık yağı) ve bitkisel (ceviz, fındık, soya ürünleri, yeşil sebzeler özellikle semizotu ve keten tohumu) besinlerle almak zorundayız. Sağlığa yararları saymakla bitmeyen Omega-3 yağlarına en çok ihtiyaç duyanlar bebekler ve çocuklardır. Omega-3 besinlerini bol tüketen anneler, hamilelik süresince kazandıkları bu yağları bebeklerine de aktarıyorlar. Doğumdan sonra emziren anneler sütleri ile çocuklarına Omega-3 vermeye devam ediyorlar. Omega-3 bebeklerin beyin ve gözlerinin gelişmesini destekliyor. Çocuklarda okuma, öğrenme, yazma becerisini güçlendiriyor. Matematik zekasını geliştiriyor. Yeteri kadar Omega-3 alamayan çocuklarda okuma güçlüğü, problem çözme yeteneği azalıyor. Ayrıca düzenli Omega-3 kazanan çocukların vücudu ileride kalp-damar hastalıklarından ve bellek bozukluklarından da korunuyor. Bu çocukların ciltleri, saçları parlak ve sağlıklı oluyor. Omega-3 yağları ayrıca bağışıklık sistemine de güç veriyor. Çocuklar daha az hastalanıyor. Kısacası çocuklarınızı yeteri kadar Omega-3 alıp almadıkları yönünden izlemenizde fayda var.

C vitamini, cildin en büyük dostu

Suda eriyen C vitamini vücudun ana antioksidanların biridir. Bu güçlü vitamin kolajenin yapımı, saklanması ve üretiminde yer alır. C vitamini ciltte oluşan iltihaplanmaları ve yangısal süreçleri iyileştirme konusunda oldukça başarılıdır. Askorbil palmitat ise doğal C vitaminin yağda eriyebilen formudur. C vitaminiyle aynı fizyolojik yararları sağlamakla birlikte hücre çeperinden kolayca geçtiğinden hem hücre zarında, hem de hücre içinde hızla etki gösterir.

C vitamini ve askorbil palmitat düzenli kullanıldığında cildi güçlendirir, esneklik sağlar. Eğer cildinizi çevresel zararlardan korumak istiyorsanız C vitaminini bol içeren çilek, kavun, domates, biber, koyu yeşil yapraklı sebzeler, patates, şalgam ve yabanmersini gibi sebze ve meyvelerden istifade etmeyi, askorbil palmitat içeren kremlere yönelmeyi unutmayın.

Kabuklu meyveler sağlığa daha yararlı

Bize çok sık yöneltilen sorulardan biri de meyvelerin kabuklu yenilip yenilemeyeceğidir. Eğer bir meyvenin kabuklu olarak tüketilmesine imkan varsa mutlaka kabuğuyla yenmelidir. Dikkat edilmesi gereken birkaç önemli nokta var. Birincisi kabuklu yiyeceğiniz meyveleri iyice yıkamalı ve temiz olduğundan emin olmalısınız. Eğer yiyeceğiniz meyve ithal bir ürün ve özellikle mevsim dışı bir meyveyse dışında koruyucu olarak ince bir mum tabakasının bulunabileceğini aklınızda tutmalısınız. Bu koruyucu mum tabakasının temizlenmesi için özen göstermelisiniz.
Vitaminden zengin

Meyvelerin kabuklarında onları güneş ışınları, doğal zararlar, mantar, böcek, mikrop ve kanserojen tehditlerden korumak için üretilmiş onlarca savunma kimyasalı olduğunu bilmelisiniz. Üzümün zarında, elmanın, portakalın kabuğunda çok farklı antioksidanlar yer alır. Kabuğu soyulmamış 100 gram taze elmada 150 mg kadar antioksidan flavonoid vardır. Bu miktar kabuk soyulunca 100 mg’a kadar düşer. Çok güçlü bir antioksidan olan kuversetin elmanın sadece kabuğunda vardır. Etli kısmında bulunmaz. Bu durum sadece elma, armut için söz konusu değildir.

Badem, yer fıstığı, ceviz, fındığın kahverengimsi ince zarı yüzlerce polifenolle tıka basa doludur. Aynı şekilde domatesin de zarında güçlü antioksidanlar mevcuttur. Genel bir kural olarak bir meyvenin yenilebilir kabuk miktarı içine oranla ne kadar fazlaysa o meyvenin antioksidan gücü o kadar yüksektir. Bu nedenle kiraz, yaban mersini, vişne çok güçlü meyvelerdir. Eğer meyvelerin sizi kanserden, damar sertliğinden daha çok korumasını istiyorsanız ve onların antioksidan güçlerinden daha fazla yararlanmak istiyorsanız mümkünse kabuklu olarak tüketin. Kabuğun ayrıca güçlü bir posa kaynağı olduğunu bilin. taltan@yasasinhayat.org

DİYET GÜNLÜĞÜ

Sorularınız için: Tel: (0212) 236 73 00

Akşam öğünü için - 100 kalori

Günün belki de en güzel öğünü hepimiz için. Yoğun geçen bir iş gününün ardından veya yapmanız gereken birçok işi tamamlamanın verdiği keyifle sofralarınızı kimi zaman biraz fazla çeşitlendiriyor olabilirsiniz. Burada önemli olan hazırladığınız tüm bu yiyeceklerde porsiyon kontrolünü elden bırakmamaktır. Ve işte size yine bu lezzetli sofralarda -100 kalori kara geçmenizi sağlayacak öneriler...

1. Yemek yeme hızınızı yavaşlatın. Bunun için salata ve yoğurtla öğüne başlamak iyi bir alternatif olabilir.

2. Çeşitliliği zengin bir sofrada mevsim sebzelerini buharda pişmiş olarak büyük kaselerde servis edebilirsiniz.

3. Öğününüzde ekmek yerine geçen yiyeceklerden çorba ve pilavı aynı anda kullanacağınız zaman (2 dilim ekmek = 1 kase çorba + 2 kaşık pilav) salatanıza yağ ilavesi yapmayın.

4. Ekmek değişimi olan makarna, börek gibi yiyecek gruplarını mutlaka bir ana yemek (etli sebze yemeği, ızgara veya fırında pişmiş et) ile servis edin. Bu çekici karbonhidrat grubunda aşırıya kaçma riskini ortadan kaldırmış olursunuz.

5. Mesai nedeni ile akşam yemeğinizi atlamak zorunda kaldığınız durumlarda tavuk, ton balığı veya peynir içeren bir sandviç ve 1 bardak ayran önemli oranda kalori alımınızı destekleyecektir. Böylece eve gittiğinizde ana yemeğiniz dışında artan minik 100 kalori kaçamaklarını (ceviz, fındık, kepekli bisküvi, çikolata gibi) engellemiş olacaksınız.

niluferinceis@yasasinhayat.org
Yazarın Tüm Yazıları