GeriSeyahat Floransa, Pisa Toscana’nın iki incisi
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Floransa, Pisa Toscana’nın iki incisi

Floransa, Pisa Toscana’nın iki incisi

Tarih farklı zamanlarda, farklı kentleri yeryüzünün gözdesi haline getirmiş. Eski zamanlarda Roma, Viktorya Çağı’nda Londra, 1920’lerde Paris ön plana çıkmış. Karanlık çağların ardından Eski Yunan ve Roma öğretilerinin hümanizmle, teknolojiyle harmanlandığı, Rönesans’ın yaratıldığı Floransa ise 15. yüzyıla damgasını vuran şehir. 13’ncü yüzyıldan itibaren ticaretle ön plana çıkan kent, Avrupa’nın sanat, mimari, politika başkentine dönüştü.

Servetiyle, kudretiyle değişime kaynak sağlayan Medici Ailesi, bugün Floransa denince akla gelen ilk isim. Aradan geçen zamanda yaşanan savaşlara, sellere karşın bugün hálá Floransa’nın sokakları sanat ve mimarinin harika eserleriyle dolu. 400 bin nüfuslu Floransa derli toplu bir şehir. Önemli bütün eserler "centro storico" dedikleri tarihi bölgede. Şehir kilometrekareye düşen tarihi eser sayısında dünyada bir numara, dolayısıyla kilometrekareye düşen turistte de yazın rekor kırılıyor. Görülmesi gereken o kadar çok şey var ki, üç, beş güne sığacak gibi değil. Floransa’da "Stendhal sendromu" dedikleri bir olay var. Birbirine benzer çok sayıda eser ve meydan olunca, birkaç gün sonra "ben daha önce bu meydana gelmiştim, bu kiliseye girmiştim" demeye başlıyorsunuz. Hatta bunun bir öteki safhasında sorular değişmeye başlıyor "Ben kimim, sene kaç" gibi. O yüzden sindire sindire gezin, az güne her şeyi sığdırmaya çalışmayın, iyi turisti oynarken, hasta olmaya hiç gerek yok! Floransa’da müzeler çok kalabalık olduğundan tavsiyem önceden internetten (www.firenzemusei.it) rezarvasyon yaptırmanız.

FLORANSA’NIN YILDIZLARI

PALAZZO VECCHIO (ESKİ SARAY)

Kaleye benzeyen bina 13. yüzyıl sonunda hükümet merkezi olarak yapılmış. 1470’te Medici Ailesi’nin evine dönüşmüş, avlusunu Michelangelo yapmış. Anıtsal daireler şu anda sarayın sanat koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor. Saraydaki en önemli bölümlerden biri "Beş Yüzler Salonu" (Salone dei Cinquecento). Salonda Büyük Konsey’in 500 üyesi savaş sahnelerini yansıtan dev freskler altında toplanırmış. Saraydan düz devam edip, Uffizi’yi geçin. Nehirde karşınıza kentin en eski köprüsü Ponte Vecchio (Eski Köprü) çıkacak. 14. yüzyıl yapısının üstünde kuyumcular var. Devamında zengin tüccar Luca Pitti’nin yaptırıp, şehri 400 yıl yöneten Medici Ailesi’ne sattığı Piti Sarayı’nı göreceksiniz. Bugün içinde beş müze barındırıyor. Galleria Paletina bir zamanlar Medici’lere ait olan 16-17. yüzyıl şaheserlerini bünyesinde bulunduruyor. Raphael Koleksiyonu ise çok sıra dışı.

BATTISTERO (VAFTİZHANE)

Duomo’nun karşısındaki bina 5 ile 9. yüzyıllar arasında yapılmış. Dante’nin vaftiz edildiği binanın Bizans stili mozaiklerinden yazar Inferno (Cehennem) isimli eserini yazarken esinlenmiş. Vaftizhane’nin bronz kapılarını yapmak Floransalı sanatçılar arasında rekabete yol açmış. İncil’den sahneleri kapılara işlemek Ghiberti’ye kısmet olmuş. Michelangelo da Cennetin Kapıları isimli dört betimlemeyi yapmış.

PIAZZA DELLA SIGNORIA (HANIMLAR MEYDANI)

Duomo’dan çıkıp, kalabalıklar ve şık dükkanlar eşliğinde Via dei Calzaiuoli’den yürüyün. Davut heykelinin bir kopyasının da olduğu güzel bir meydana varacaksınız. Bu meydan eski sarayın yapıldığı 1299 yılından beri Floransa’ya damgasını vurmuş. Palazzo Vecchio ve Uffizi bu meydanın sınırlarını oluşturuyor. Uffizi ofisler demek ve Cosimo Dükü’nün ofisleri olarak 1554 yılında yapılmış. Dünyanın en eski sanat galerisi kabul edilen yapıda Botticelli’nin "Venüs’ün Doğumu" tablosundan, Da Vinci, Raphael, Michelangelo, Titian, Rembrandt ve Caravaggio eserlerine kadar birçok başyapıtı görebilirsiniz. (www.uffizi.firenze.it)

PIAZZALE MICHELANGELO

Eski Köprü’den devam edip, sola dönün, kısa bir süre sonra 1860’ta yapılmış olan bu meydana ulaşacaksınız. Davut heykelinin bronz kopyasının eşlik ettiği manzara özellikle günbatımında nefes kesici.

NEREDE KALINIR

Gözünüz yükseklerdeyse, JK Place (www.jkplace.com) ile Gallery Hotel Art’ı (www.lungarnohotels.com) deneyebilirsiniz. Uygun fiyatlı alternatifler: Hotel Il Perseo, Duomo yakınlarında. www.hotelperseo.com Locanda Orchidea, Dante’nin karısının doğduğu 12. yüzyıl sarayında. Odaların bazıları bahçeye açılıyor. (hotelorchidea@yahoo.it), Relais Cavalcanti, postane ve Cumhuriyet Meydanı’nın yakınında, güzel döşenmiş odaları var. Hotel Abaco, Rönesans ustalarının adını taşıyan yedi güzel odası var. (www.abaco-hotel.it) Floransa’da bazı oteller sadece nakit kabul ediyor, kredi kartı kullanıldığında fark alıyor. Sırt çantasıyla Avrupa’yı dolaşanlar www.hostelarchirossi.com veya www.istitutogould.it adreslerinden seçenek bulabilir.

DUOMO (FLORANSALI MERYEM ANA KATEDRALİ)

Floransa’nın ileri gelenleri mimar Arnolfo di Cambio’dan daha iyisi, güzeli yapılamayacak bir katedral ister. Tasarıma son noktayı muhteşem kubbeyle Filippo Brunelleschi koyar. Birbirine geçme tuğlalarla, adeta iki farklı kubbeyi iç içe oturtmuş. Duomo, Roma’daki St. Peter ve Londra’daki St.Paul’den sonra giriş ile sunak arasındaki mesafesi en uzun kilise. Michelangelo, Roma’da St.Peter kilisesini yaparken Brunelleschi’nin kubbesinden yararlanmış. 463 merdiveni çıkmayı göze alırsanız, 100 metre yüksekteki galeriden güzel bir şehir manzarası seyredebiliyorsunuz. Yanındaki 82 metrelik çan kulesini Giotto 1334’te yapmış. Yapımı 173 sene süren katedralde Michelangelo’nun ünlü Pieta heykeli var. Paskalya’nın olduğu pazar günü kentte çok renkli bir geçit töreni yapılıyor. Duomo bizdeki "Ulu Cami" gibi bir kavram, şehrin en büyük kilisesine verilen isim olduğundan Milano’nun en büyük kilisesi de Duomo adını taşıyor.

DİĞERLERİ

Bigallo Müzesi, 14. yüzyıldan kalma Floransa mozaiklerini görebileceğiniz muhteşem bir yapı. Bargello 13. yüzyıldan kalma bir kale ama şu anda Milli Müze’ye ( Museo Nazionale) dönüşmüş. Donatello’nun bronz Davut (David) heykeli ve Druids isimli çalışması da burada. Giriş katında Michelangelo’nun ilk eserleri var. Piazza della Republica (Cumhuriyet Meydanı) Floransa’daki en geniş meydan. Bir zamanlar Yahudi gettosunun bulunduğu meydandaki yazıt dikkati çekiyor. "Şehrin eski merkezi, yüzyıllar boyu ana meydanı, yeni bir yaşam için yenilendi." Meydan, kafe ve restoranlarla dolu. Tren istasyonunun yanındaki Santa Maria Novella (Yeni Meryem Ana) Kilisesi, geçmişte zengin ailelerin şapelleri için kullanılmış. Erken Rönesans mimarisinin en iyi örneklerinden biri. Dış cephesi Romanesk-Gotik özellikler taşıyor. İçerideki freskler Medici Ailesi’nce Vasari’ye yaptırılmış. Giotto’nun Hz. İsa’nın çarmıha gerilmesini anlatan eseri Crocifisso da burada. San Lorenzo Basilikası 1419’da Brunelleschi tarafından Cosimo Medici’nin mozolesi olarak yapılmış. Michelangelo dış cephesini yapmaya başlamış ama Floransa’daki politikalardan ve dönen dolaplardan çok rahatsız olmuş ve işi yarıda bırakarak Roma’ya gitmiş. Santa Croce (Kutsal Haç) Kilisesi, Santa Maria Novella’yı yaptıran Dominkanların rakibi Fransiskanlar tarafından yaptırılmış. İçinde Galileo, Machiavelli ve Michelangelo’nun mezarları olan bu kilise 13. yüzyıldan kalma. Binanın içinde, asıl mezarı Ravenna’da olan Dante için yapılmış sembolik bir mezar bulunuyor. Galleria dell’Accademia’da uzun kuyruklar göreceksiniz. Burada Michelangelo’nun 1504 yılında yaptığı meşhur heykeli var: Davud. Adres: Via Ricasoli 58-60. Hemen yakınlarda da San Marco Müzesi bulunuyor. Fra Angelico’nun bir zamanlar rahip olarak yaşadığı bu eski manastırda sanatçının çok güzel tablolarını göreceksiniz.

PISA

Galileo da bu kuleye tırmanmıştı


Floransa’dan trenle bir saat uzaklıkta. 90 bin nüfuslu şehir, ortaçağda önemli bir Akdeniz limanıymış. 12. yüzyılda Kuzey Afrika ve İspanya’yla ticari ilişki kurmuş. Arno Nehri’nin alüvyonlarla dolması ve 1284 yılında Cenova yenilgisi şehrin zenginliğine büyük bir darbe olmuş. 1406 yılından sonra Floransa’nın egemenliğine giren Pisa II. Dünya Savaşı’nda ağır hasara uğramış. Piazza del Duomo (Duomo Meydanı) ya da Campo dei Miracoli (Mucizeler Alanı) günümüzde turistlerin uğrak noktası. 1173 yılında inşaatı başlayan eğik kule Pisa’nın en meşhuru. 1350 yılında tamamlanan kuleye Galileo da tırmanmış ve cisimlerin düşme hızıyla ilgili olarak deneyler yapmış. Alüvyon üzerine ve fazla derin olmayan temellerle inşa edildiği için sekiz katlı bu çan kulesi daha üçüncü katı yapılırken eğilmeye başlamış. 2000’lerin başlarında yapılan bir çalışmayla kule sağlamlaştırıldı ve eğilmesi engellendi. Şimdi 30 kişilik gruplar halinde 294 basamak tırmanarak tepesine çıkabiliyorsunuz. Kulenin yanındaki Duomo ise dünyanın en iyi Romanesk Katedralleri’nden biri olarak kabul ediliyor. Buscheto’nun yaptığı binanın içindeki Hz. İsa mozaiği göz alıcı. Aynı alanda bulunan Vaftizhane Binası da akustiğiyle tanınmış bir eser. İçerideki koronun sesi 2 km. öteden duyuluyormuş.

Pisa’ya otobüsle geldiğinizde otoparktan küçük trenle tarihi bölüme gidiyorsunuz. Birçok dükkan ve Afrikalı seyyar satıcıyı geçtikten sonra görkemli eserlere ulaşabiliyorsunuz. Pisa yakınındaki Viareggio ve Forte dei Marmi ise güneş ve deniz düşkünlerine plajlarını sunuyor.

NEREDE YENİR, NEREDE EĞLENİLİR

İtalyanların damak tadı bizimkine çok yakın. Floransa’nın yemeklerine bayılacaksınız. Bruschetta (kızarmış ekmek üzerine, zeytinyağı, sarmısak, domates ve fesleğen. Bazen de ançuez veya ciğer pate), bistecca alla Fiorentina (Floransa usulü az pişmiş kalın biftek), Carpaccio (ince dilimlenmiş çiğ sığır eti), yanında da Toskana Vadisi üzümlerinden yapılmış Chianti Classico şarabı ideal bir mönüyü oluşturuyor. Floransa’da aile işletmesi çok sayıda sade lokanta (trattoria) bulunuyor. Pazar günleri bitpazarına da ev sahipliği yapan Piazza Santo Spirito (Kutsal Ruh Meydanı) çevresinde yoğunlaşmışlar. Meydanda birçok bar bulunuyor. Çoğu Avrupa ülkesinde olduğu gibi İtalya’da da öğle mönüleri var; özelliği belli yemekleri çok uygun fiyata sunması. İtalyan restoranlarında kuver ücreti yaygın. Dondurma meraklılarının Bargello’nun arkasındaki Vivoli ve Gelateria del Neri’ye uğramasını tavsiye ederiz. İyi bir Enoteca (şarap barı) adresine ihtiyacınız varsa, Duomo’nun yakınında V. Della Oche, 2 numaradaki Enoteca Alessi’yi deneyin, stoklarında 1000’in üzerinde farklı şarap var. Hoş bir terasa sahip olan Fuoriporta’nın şarap ve yemekleri güzel. Gece Piazza della Republica’ya sokak müzikçilerini dinlemeye gidebilirsiniz. Özellikle Bar Concerto’nun önü çok gözde. Central Park, May Day Lounge ve bir İrlanda barı olan The Fiddler’s Elbow gece hayatının kilit isimlerinden. Daha şık adresler için Piazza Poggi yakınlarındaki Rime Rampanti ve Piazza della Liberta’daki (Özgürlük Meydanı) Parterre’i deneyebilirsiniz. İşte size birkaç restoran: Al Lume di Candela: Signoria Meydanı’na yakın. Mum ışığı eşliğinde Toskana, Venedik ve Güney İtalya yemeklerini denemek mümkün. Trattoria Anita: Öğleyin verdikleri özel mönü de çok uygun ve lezzetli. Akşam romantizm mumların tekelinde, biraz da şarabın. Il Latini: Floransa bifteğinin doğru adresi. Il Borgo Antico: Gençlerin ve öğrencilerin rağbet ettiği bir mekan. Makarnalar ve salatalar çok güzel. Da Ruggiero: Yemeklerin otantik ve lezzetli olduğu tam bir aile işletmesi. San Jacopo: Arno Nehri manzaralı, güzel bir muhitte yer alıyor. Yemekler de harika.

FLORANSA’NIN ÜNLÜLERİ: MEDICI, DANTE

Muhteşem (Il Magnifico) olarak adlandırılan Lorenzo de Medici, Floransa’yı kültür başkenti haline getirmiş. Başarılı banker ve işadamı kimliğiyle dönemin sanatçılarına destek olmuş. Başarılı diplomat kimliğiyle savaşan cumhuriyetleri barıştırmış. Papalar tavsiyelerini dinlemiş, liderler fikrini almış. Niccolo Makyavel, Lorenzo’nun devlet adamlığı ve diplomasiye katkılarını Prens isimli kitabını ona atfederek göstermiş. Lorenzo, Floransa’yı yönettiği 1469-92 yılları arasında büyük işlere imza atmış. Da Vinci, Michelangelo ve Donatello gibi sanatçılara destek olmuş. Michelangelo, 13 yaşında Lorenzo’nun sanat okulu Accademia’ya girmiş, dehasını sergilemiş. Lorenzo 43 yaşında öldüğünde tüm şehir cenazesine katılıp, Rönesans’ın babasına olan saygısını göstermiş.

1265’te Floransa’da doğan, sürgüne gönderilip 1321’de Ravenna’da ölen Dante Alighieri modern edebiyatın kurucularından. İtalya’nın en büyük şairi sayılan Dante, İtalyan dilinin de babası olarak kabul ediliyor. Şaheseri olan "İlahi Komedya" Tanrı’yı bulmaya çalışan bir adamın otobiyografik öyküsünü anlatıyor. Şehrin her köşesinde heykelini göreceksiniz, mezarı Revenna’da.
False