10 adımda kötü ağız kokusundan kurtulun

Nefeste oluşan kötü koku, büyük oranda ağız içi kaynaklıdır.

Ağız içi bir enfeksiyon, ilerlemiş bir dişeti hastalığı ya da ağız içinde birkaç saatten fazla kalmış gıda artıklarına yerleşen bakteriler, kokuya sebep olurlar. Ağız ve Diş Hastalıkları Bölümü’nden Diş Hekimi Doğan Kontacı’ya göre, alınacak 10 basit önlemle ağız kokusundan kurtulmak mümkün.

Dişlerinizi ve dişetlerinizi koruyun:

Diş çürükleri, diş eti iltihapları ağız kokusunun önemli nedenlerindendir. Ağız içi herhangi bir enfeksiyon bakteri üremesini artıracağı için daima ağız kokusuna neden olur. Bu yüzden diş hekimizin önerilerini mutlaka dinlemelisiniz.

Ağızda var olan protez ve köprüleri kontrol ettirin: Ağız içinde var olan eskimiş köprü ve protezler zamanla gıda birikmesine yol açacağından kötü kokulara yol açabilir. Bu durumlarda yenilenmesi gerekenleri değiştirmeli, eksik olan dişlerin yerleri için gerekli tedavileri yaptırmalısınız.

Sakız çiğneyin: Tükürük, ağız kokusu ile savaşmanın en güçlü yoludur. İçinde yemek parçacıklarını yerinden söküp mideye gönderecek güçlü enzimler, güçlü bakteri öldürücü antibiyotikler vardır. Bu nedenle şeker gibi bazı hastalıklarda, pek çok ilacın yan etkisi olarak ortaya çıkan kuru ağızlar daima kötü kokuludur. Sabahları niçin ağzınızın kötü koktuğunu merak ediyorsanız yanıt buradadır; gece boyunca tükürük salgısı azalır ve ağzınızın içindeki yemek parçacıkları uzun süre burada durur. Bakteriler de onları afiyetle kullanır ve çürütür. Böylece sabahları ağzınız kötü kokabilir. Şekersiz sakız çiğnemek tükürük salgınızı artırarak ağız temizliğinize yardımcı olur. Nane şekerleri ve tatlı sakızlar genellikle işe yaramaz ve durumu daha da kötüleştirir. Tarçın kullanın: İçeceklerinizde ve uygun yiyeceklerinizde tarçın kullanabilirsiniz. Tarçın ağız içi bakterilerle mücadelede önemli bir silahtır. Tarçınlı şekersiz sakızlar da uygun bir öneri olabilir.

Daha fazla su için: Özellikle yaşla artan vücut kuruması pek çok yönden dikkat edilmesi gereken bir durumdur. Çok su içmek onlarca farklı yararının yanında dilinizin kurumasını da önler ve ağız kokusu ile mücadelede önemli bir silah haline gelir. Su, ağız içindeki bakterilerin minimumda tutulması için direkt yardımcıdır. Ayrıca tükürük salgısını artırarak da yardımcı olur.

Asla burnunuz tıkalı uyumayın: Sinüzit gibi hava yolu rahatsızlıkları ve burun tıkanmasına neden olan diğer durumlar, geceleri ağızdan nefes almamıza neden olur. Bu durum ağzı ve boğazı kurutarak bakterilerin üremesi için ideal bir ortam oluşturur. Azalan tükürük salgısı durumu daha kötü hale getirir. Bu nedenle kesinlikle burnunuz tıkalı uyumamalısınız.

Basit şeker tüketiminizi azaltın: Beyaz un, beyaz şeker, glukoz/fruktoz şurubu ile tatlandırılmış tüm hazır gıdalar, ağız içindeki bakteriler için inanılmaz bir hazinedir. Bu tür şekerleri çok kolay kullanarak hızla çoğalırlar. Basit şekerler (atıştırmalık tüm şekerli gıdalarda olduğu gibi) diş çürüklerine neden olur ve ağız sağlığını süratle bozarlar. Bu nedenle basit şeker tüketiminizi azaltmalısınız. Bu da tıpkı su içmek gibi onlarca yararın yanı sıra ağız kokusunun azalması konusunda da yardımcı olacaktır.

Lokmaları iyi çiğneyin: Bu sayede yiyeceklerle tükürük salgısı iyice karışır ve ağızda yemek parçası kalma olasılığı düşer. Daha çok çiğneme hareketi daha çok bakterinin yerinden koparak mideye gitmesine yardımcı olur.

Diş ipi kullanın: Diş ipi sayesinde fırçanın çıkaramadığı yerlerdeki bakteri ve yemek artıklarını sökebilirsiniz. Özellikle diş gövdeleri arasındaki dar bölgelerde biriken yemek artıkları hızlı bakteri çoğalmasına neden olabilir.

Sigara içmeyin: Sigara içmek ağız kuruluğuna neden olduğundan ağız kokusuna yol açar. Ayrıca bir diğer ağız kokusu nedeni olan diş eti hastalıklarına da zemin hazırlar.

Tedavi şart

Ağız kokusunun öncelikle sebebi teşhis edilmeli ve buna göre tedavisi yapılmalıdır...

- Tüm diş çürükleri tedavi edilmeli.

- Dişeti hastalığı tedavi edilmeli. Dişeti cebi ve diş taşları elimine edilmeli.

- Gömük ve yarı gömük 20 yaş dişleri çekilmeli.

- Hatalı ya da eskimiş köprü ve protezler yenilenmeli.


n Özellikle sinüs ve akciğer kaynaklı enfeksiyonlar

n Şeker hastalığı (Aseton kokusu gibidir.)

n Böbrek yetmezliği (Balık kokusu gibidir.)

n Karaciğer yetmezliği

n Metabolizma bozuklukları (Teşhisi zor olabilir, zaman zaman ortaya çıkan kötü bir balık kokusu.)

n Açlık, diyet, ağız kuruması, oruçlu olmak (Sıvı gıda eksikliklerinde vücuttaki yağ ve protein çözünmeye başlar, bu metabolizmanın yan ürünleri kötü ağız kokusu olarak yansır.)

Derin nefes al

daha mutlu görün


Uzmanlar, daha sağlıklı ve mutlu görünmenin yolunun aslında tamamen kişinin kendi elinde olduğu görüşünde birleşiyor. İşte, aslında uygulaması hiç de zor olmayan ipuçları...

n Kahkahayla gülmek: Vücudun endorfin salgısı artıyor. Kimyasallar enerji seviyesini yükseltirken aynı anda depresyonu yatıştırıyor. Stres hormonları da bu sırada düşüşe geçiyor. Tüm bu etkiler, kahkahalarla gülmenin üzerinden 12 saat geçtikten sonra bile devam ediyor.

n Su içmek: Uzmanlara göre gün içinde mutlaka 8 bardak su içmek gerekli değil. Her vücudun su gereksinimi farklı çünkü... Bilinmesi gereken önemli nokta, susamamış olsanız bile yemek sırasında mutlaka su içmeniz gerektiği. Bu, vücudun nem ihtiyacını karşılıyor.

n Derin nefes almak: Stresi anında yok ediyor. Sinirlendiğiniz an, artan kan basıncınızı düşürmek için bir dakika içinde toplam altı kez yavaş yavaş ve derin nefesler alın.

n Yeterli uyku: 7’den 70’e her insanın günlük uyku ihtiyacı bir gecede 9,5 saattir. Az uyku ruhsal durumunuzu tahrip eder, sinirlilik yaratır, hafıza ve sorun çözme yetilerine zarar verir.

n Masaj yaptırmak: İyi bir masaj, mutluluk hormonu seratonini açığa çıkarıyor.

Cildiniz yorgun mu görünüyor

Cildiniz yorgun görünüyorsa, bol su içmeniz ve yüzünüze her zamankinden daha fazla pembe renkli allıkla tazelik katmanız gerekiyor. Ya sivilceler... Antiseptik göz damlası ciltteki sivilcelerin daha hızlı bir şekilde kaybolmasına yardımcı olur. Dolgun dudaklar için mükemmel bir ipucu mu istiyorsunuz? Dudaklarınıza bir damla nane yağı damlatın. Nane yağı buradaki kan dolaşımını hızlandıracak ve dudaklarınıza hem renk hem de dolgunluk katacaktır.

Tırnaklar 80’lerin etkisinde

Geçtiğimiz yıllarda pek de sempatik bulunmayan uzun tırnak trendi, şimdilerde ekstra uzun ve canlı renklerdeki ojelerle 80’lerin ruhunu yeniden canlandırıyor. Modacı Karl Lagerfeld’in kış sezonu için hazırladığı defilesinde uzun tırnaklı modeller neon renkli ojeleriyle dikkat çekiyordu. Eğer tırnaklarınızı uzatmak için sabrınız ya da zamanınız yoksa, üstelik tırnaklarınız çabuk kırılıyorsa, o zaman takma tırnaklar size bu konuda yardımcı olacaktır.

Özel bir gecede kıyafetinizle bir bütün oluşturmak istiyorsanız, takma tırnaklarınızı istediğiniz boyda törpüleyerek kullanabilirsiniz. Trend gözcüleri şimdilerde "French" stili uzun tırnakların oldukça moda olduğu görüşünde... French uygulamaları, yarım ay şeklinde ve güçlü tonlardaki tırnaklarda hayli sıra dışı görünüyor.
Yazarın Tüm Yazıları