Dünyanın üçüncü zengini Buffet, mültecilere yardım kapısını Türkiye’den açtı

BİRLEŞMİŞ Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) Ankara’daki ofisini, bundan bir süre önce 52.4 milyar dolarlık servetiyle "Dünya Zenginler Ligi" üçüncüsü Warren Buffet’in oğlu Howard Graham Buffet’ın ofisinden aradılar:

"Sayın Howard Buffet, İstanbul’a kısa bir ziyarette bulunacak. İstanbul’daki mülteci kamplarını gezmek istiyor."

UNHCR Ankara Ofisi’ndeki görevliler bir yandan, Berkshire Hathaway yatırım şirketinin sahibi Warren Buffet’ın ailesinden birinin Türkiye’deki sığınmacılarla ilgilenmesine şaşırdı, diğer taraftan, "İstanbul’da mülteci kampı yok, nereye götürebiliriz?" diye düşündü.

Howard Buffet’ın "mülteci kampı görmek istiyorum" ısrarının nedeni, günübirlik İstanbul ziyareti sırasında anlaşıldı. UNHCR’nin dünyadaki "iyi niyet elçilerinden" Angelina Jolie, Howard Buffet’a, "Ailenizin sosyal yardımlarını yakından izliyorum, biraz da dünyanın çeşitli noktalarındaki mültecilerle ilgilenseniz" önerisi götürmüş, o da konuyla ilgilenmek üzere ilk nokta olarak İstanbul’u seçmişti.

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin Türkiye’deki görevlileri, İstanbul’da Howard Buffet’ı bir grup sığınmacıyla görüştürdü. Howard Buffet’ın "Mülteci kampı görmek istiyorum" ısrarı üzerine, Çeçen sığınmacıların Fenerbahçe’de kaldığı yere götürdüler.

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Ofisi görevlileri, Çeçenler’in kaldığı yer için Howard Buffet’tan "küçük bir katkı" talep etti. Howard Buffet, bunun üzerine 50 bin dolar bağışladı.

Buffet’tan gelen paranın 10 bin doları İstanbul’daki Çeçenler’in kaldığı yerde kullanıldı. Kalan 40 bin dolarla da Türkiye’deki 12 bin dolayındaki sığınmacının 2 bin kadar okul çağındaki çocuğuna kitap ve okul gereçleri alındı.

Sığınmacıların okul çağındaki çocuklarına ilk dağıtım hafta içinde 1000’e yakın sığınmacının yaşadığı Kayseri’de gerçekleşti. Çocuklar çantalarını BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin "iyi niyet elçisi" olan ses sanatçısı Muazzez Ersoy’un elinden aldı.

Türkiye Dış İlişkiler Müdürü Metin Çorabatır’dan öğrendiğime göre, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Ofisi’nin yıllık bütçesi 3 milyon dolar dolayında. Buradan Türkiye’deki 12 bin sığınmacıya küçük yardımlar yapılabiliyor.

12 bin sığınmacı başta Kayseri olmak üzere toplam 27 ile dağıtılmış durumda. Sığınmacıların çoğunu İran ve Irak’tan kaçanlar oluşturuyor. Bu illerdeki hayırseverler sığınmacılara yardımda bulunuyor.

Türkiye’den üçüncü ülkeye mülteci olarak gitmeyi hedefleyen sığınmacılar, iki-üç yıl kalıyor. Türkiye’deki kalış süresi 7-8 yılı bulanlar oluyor.

Kişi başına geliri 5 bin 500 dolar olan Türkiye, kendi içinde gelir uçurumu varken, bir de mülteci sorunuyla uğraşmak istemiyor. Ancak, çoğunlukla İran ve Iraklı mülteciler Türkiye’yi "geçiş noktası" görüyor.

Kaynak sıkıntısı çeken UNHCR Türkiye Ofisi’ni böyle bir ortamda Buffet Ailesi’nden gelen 50 bin dolarcık bile sevindiriyor.

Çünkü onlar olaya, "Buffet Ailesi, dünyadaki mültecilere yardım kapısını açtı" gözüyle bakıyor...

Bakalım Buffet’ın 50 bin dolarının arkası gelecek mi?

’İyi niyet elçisi’ olmak huzur veriyor

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) Türkiye Ofisi, dünyada uygulanan "iyi niyet elçiliği" programını bundan iki-üç yıl önce Türkiye’ye de taşımayı düşünmüş. Bu amaçla Türkiye’deki ünlü sanatçılarla bir dizi görüşmeler yapılmış.

Görüşme yapılan ünlüler arasında UNHCR Türkiye Ofisi’ne olumlu yanıt veren ses sanatçısı Muazzez Ersoy olmuş. Ersoy’la iki yıl önce bu yönde bir protokol imzalanmış.

Muazzez Ersoy’a sordum: "Geçen iki yılda, ’iyi niyet elçisi’ olmak size neler hissettirdi? İmajınıza bir katkısı var mı?"

Ersoy
, bu sayede zor durumdaki geniş kitleler için bir şeyler yapabilmenin verdiği huzura dikkat çekti: "Kendi çapımda çeşitli kişisel yardımlar yapmaya çalışıyorum. Bunların dökümünü yapmayı da doğru bulmuyorum. ’İyi niyet elçiliği’ daha geniş kitlelere yararlı olabilme hissi veriyor. Bu benim için çok önemli."

UNHCR Türkiye Ofisi Dış İlişkiler Müdürü Metin Çorabatır, "iyi niyet elçiliği"in mülteci-sığınmacılara dönük çalışmalarındaki yarara vurgu yaptı: "Tanınmış kişiler çeşitli etkinliklerimize katılınca kamuoyunun dikkatini daha fazla çekme şansı yakalıyoruz. Bu sayede mültecilere-sığınmacılara yardım akışında artışlar oluyor."

Bırakın Doğu ve Güneydoğu’yu, büyük kentlerin varoşları bile içler acısı öykülerle dolu... Bunlarla ilgilenmek varken, 12 bin kayıtlı sığınmacıya odaklanmak mümkün mü?

Zor da olsa odaklanalım. Çünkü, o da büyük yara...
Yazarın Tüm Yazıları