Ararat, Geceyarısı Ekspresi değil

Güncelleme Tarihi:

Ararat, Geceyarısı Ekspresi değil
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 04, 2002 02:02

Daha gösterime girmeden büyük tartışmalara yol açan Ararat filminin yönetmeni Atom Egoyan, ‘‘Türk kamuoyu filmi izlediğinde son derece dürüst ve adil bir yapım olduğunu görecek’’ dedi. ‘‘Türk toplumunun Geceyarısı Ekspresi ve hatta Arabistanlı Lawrence filmleri ile fazlasıyla iftiraya uğradığını biliyorum ama bu öyle bir film değil’’ diyen Egoyan, Ararat'ı Cannes'da yarışmaya kendisinin sokmadığını da söyledi.

Ermeni asıllı ünlü Kanadalı yönetmen Atom Egoyan, gösterime girmeden siyasi tartışmalara neden olan ‘‘Ararat’’ filmi ile ilgili sessizliğini ilk kez bozdu ve ‘‘İnsanlar görmedikleri bir film hakkında tartışıyor, filmde var olmayan sahneler hakkında konuşuyor. Daha önce hiç böyle bir şeyle karşılaşmadım’’ dedi. Toronto Star gazetesiyle The Globe and Mail dergilerine bir demeç veren Egoyan, filmi daha fazla politikleştirmemek için Cannes’daki Altın Palmiye Yarışması'ndan çektiğini de belirtti.

Türkiye Ermeni cemaatinin yayın organı olan haftalık Agos gazetesinin Kanada basınından aktardığı habere göre, Atom Egoyan, filme yöneltilen eleştirilerden ve protestolardan da son derece rahatsız. Egoyan, protestoların önyargıdan kaynaklandığını belirterek, ‘‘Bu gruplardan bir kısmı gözlerinin önüne en kötüsünü getiriyor. Oysa Türk kamuoyu filmi izlediğinde son derece dürüst ve adil bir yapım olduğunu görecek’’ dedi. Sözlerini, ‘‘Türk toplumunun Geceyarısı Ekspresi ve hatta Arabistanlı Lawrence filmleri ile fazlasıyla iftiraya uğradığını biliyorum ama bu öyle bir film değil’’ diye sürdüren Egoyan, ‘‘Tarihin böylesine hassas bir sürecini ele almanın doğurduğu sorumlulukların bilincinde olduğunu’’ da vurguladı.

Egoyan, Ararat filmini yarışmadan çekme sebeplerine de açıklık getirdi. Filmin festival jürisi tarafından yarışma dışı bırakıldığı iddialarının doğru olmadığını belirten Egoyan, ‘‘filmin jüri siyasetinin bir parçası’’ olmaması için kendisi tarafından yarışma dışı tutulduğunu söyledi. Egoyan, şöyle dedi:

‘‘Daha önceki üç filmin de yarışmaya katıldı. Ancak bu kez, daha şimdiden siyasileşmiş bir film üzerine, başka bir siyasi sürecin daha ekleneceği düşünerek filmi yarışmaya sokmak istemedim. Tarihin böylesi hassas bir sürecini ele almanın doğurduğu sorumlulukların bilincindeyim. Mümkün olduğunca makul düşünmeye ve sorumlu davranmaya gayret ettim. Ancak bunun kesinlikle gerçekleşmiş bir şey olduğunu da açıkça söylüyorum. Reddedilemez, tartışma kaldırmaz bir veri bu benim için.’’

Bu arada, Kanada basınına bir açıklama yapan Türkiye'nin Kanada Büyükelçisi Erkan Ögüt, Türk hükümetinin filme karşı yasal işlem başlatacağı söylentilerini yalanladı. ‘‘Elbette sanatsal özgürlük, ifade özgürlüğü var. Biz de herkes kadar bu özgürlüklere saygılıyız. Dolayısıyla, filme karşı herhangi bir yasal işlem söz konusu değil’’ diyen Büyükelçi Öğüt, çeşitli kişi veya grupların protestolarını da olağan karşılamak gerektiğini belirtti.

Haftalık Agos Dergisi'nin Yayın Yönetmeni Hrant Dink ise geçtiğimiz günlerde Kanada'ya gittiğini, fakat Atom Egoyan'la görüşemediğini belirterek şunları söyledi:

‘‘Ben Toronto'ya gittiğimde Egoyan'la görüşmek istedim ama bir türlü saatlerimiz çakışmadı. Ben indiğim gün o İngiltere'ye gitmek üzere havalanmıştı. Ama eşi Arsinee Khanjian'la üç gün beraber olduk. Zaten eşi de Ararat filminin önemli oyuncularından biri. Khanjian bana, gerek kendisinin gerekse Egoyan'ın Türkiye'de Ararat'a karşı oluşturulmaya çalışılan olumsuz tavırdan büyük üzüntü duyduklarını söyledi. Filmin bu kadar politikleştirilmesi ikisini de rahatsız etmiş. Zaten Arsinee ile konuşurken şöyle bir şey dedi: ‘Biz karı-koca olarak esas şurada tereddüt ediyoruz: Film ortaya çıktıktan sonra acaba Ermeniler mi daha fazla tepki gösterip eleştirecek, yoksa Türkler mi? Halbuki iki kesimin de tepki göstermemesi gerekir. Çünkü bu film, sanatsal ağırlığı olan ama sorgulayıcılık açısından, her iki tarafın da kendisiyle hesaplaşmasını ön plana çıkartan bir film.’’


AGOS YAYIN YÖNETMENİ HRANT DİNK


Ararat’ın galası Türkiye’de yapılsın


Toronto'da Egoyan'la görüşebilseydim, filmin galasını Türkiye'de yapabilir miyiz, diye soracaktım. Bunu da şunun için istiyorum. Türkler'in ve Ermeniler'in ortak bir belleği vardı. Biz bu ortak belleği yitirdik ve yerine monolog bellekler yerleştirdik. Herkes kendi tarihini kendisi anlatıyor. Oysa, bu filmde, benim görebildiğim kadarıyla o ortak belleği anlatan bir duruş var. Bu filmin galasının Türkiye'de yapılması, ortak belleği yeniden kazanmak yolunda bir ilk adım ya da terapi başlangıcı olabilir. Ancak, bu pek mümkün gibi görünmüyor. Çünkü Türkiye kamuoyunun büyük bir kısmı, Ermeni meselesinde tabusal yaklaşım gösteriyor ve kolay kolay da bunu terkedecek gibi değil. Oysa, bu filmin galasının Türkiye'de yapılmasının faydaları o kadar açık ki. Böyle bir gala, uluslararası kamuoyuna verilebilecek en büyük ve anlamlı mesajdır. Bence bu fırsat hálá var. Ama böyle bir teklifi, benim gibi Ermeni asıllı bir gazeteci yerine, Türkiye'de temsil yetenekleri olan birtakım insanların götürmesi daha yararlı olur. Elbette handikapı da var böyle bir düşüncenin. Çünkü filmin öyle sahneleri vardır ki, hem Ermeniler, hem de Türkler o sahneleri görmek istemeyebilir. Ama neticede bu olayın kendisi hoşumuza gitmeyen pek çok sahneyle dolu zaten. Türkiye'de, '1915 olayları iyi ki olmuştur' diyen yok. Ermeni tarafı da böyle bir şey demiyor. Dolayısıyla, iki tarafın da hoşuna gitmeyen bir tarihte, acılı sahnelerin bulunması doğaldır. Ama bu acılı sahnelerden husumet, kin, nefret ve öfke yerine ders çıkartmak da mümkün. Bence Atom Egoyan ikincisini amaçlıyor. Onun bundan önceki sanatsal backround'una da bu yakışır. Çünkü Egoyan bugüne kadar sanatıyla kendisini kabul ettirmiş bir isim. Zaten kendisi bu filmin, politik değil, sanatsal kaygılarla yapılmış bir film olduğunu ifade ediyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!