Vitaminin fazlası tehlikeli

Bu köşede "yaşam tarzı üzerine yorum yaptığımız" kişilerin neredeyse dörtte üçü stres yorgunu.

Büyük bir kısmı strese bağlı baş ağrılarından, konsantrasyon eksikliğinden şikayetçi. Ali Müfit Gürtuna da bunlardan biri. Fırsat bulmuşken stres ve oluşturduğu sorunları biraz daha açalım.

Stres, sağlıklı ve kaliteli yaşamın önündeki başlıca engellerden biri. Stresle ilişkili sağlık sorunlarının sayısı artıyor. Yoğun stres bazı insanlarda sadece yorgunluk, halsizlik, gerginlik, sinirlilik, endişe, korku gibi değişimlere yol açarken, diğerlerinde hipertansiyondan kalp krizine, felçten bellek kaybına kadar değişen ciddi problemlere yol açabiliyor. Kısacası iyi yönetilmeyen stresler zamanla huzurun başlıca düşmanı haline geliyor.

DOZUNDA STRES FAYDALI

Bütün canlılar herhangi bir tehlike durumunda stresi mutlaka yaşıyor. Bu tehlikenin öyle çok büyük, ciddi, görünür olması da şart değildir. Stres, dozunda ve zamanında ortaya çıktığında iyi, yararlı ve gerekli bir şeydir. Stres reaksiyonuyla vücut kimyasal yapı ve işleyiş bakımından ciddi değişimler gösterir. Stresle ortaya çıkan "adrenalin ve kortizol banyosunun" temel amacı yaşanan tehlike durumunu savuşturmak, sorunu en az zararla atlatmaktır. Stresle beraber ortaya çıkan değişimler savaşmayı veya kaçmayı en iyi şekilde başarmaya yardımcı olur.

Stresle beraber artan kan şekeriniz enerji gereksiniminizi garanti altına alır. Soluğunuzun sıklaşması kanda oksijen miktarını arttırmak ve enerji için gereken şekeri yakmada kullanılacak oksijene ulaşmak içindir. Üretilen enerjinin kaslara daha hızlı ulaştırılmasını ise kalbiniz üstlenir ve birdenbire daha hızlı çalışmaya başlar. Cildinizin soluklaşması, ağzınızın kuruması ve daha pek çok şey bu esnada art arda gelişir. Örneğin kaçma ya da kovalama sırasında ışık değişikliği olursa diye göz bebeğiniz bile eskisinden daha büyük hale gelir.

Kısacası stres son derece organize, güçlü ve mükemmel bir tepkidir. Dozunda yaşadığınız stresin sizi güvence altına aldığını unutmayın. Stresten korkmayın! Önemli olan stresin ne zaman bir sorun haline geldiğini fark etmek ve onu savuşturmayı becerebilmektedir.

UZUN SÜRMESİ VETEKRARLAMASI ZARARLI

Stres uzun sürdüğü, tekrarladığı ve özellikle kendini beslediği zaman bir sorun haline gelir. Özellikle yoğunlaşıp bir panik durumuna dönüşünce bütün yaşamınızı alt üst eder, avucuna alır ve yönetmeye çalışır. Beden ve ruh bir kez stresin yönetimine girdi mi, artık kolay kolay işleri sağlıklı yürütemez, sağlıklı düşünemez. Verimsizdir, güçsüzdür, güvensizdir, ilgisizdir, dikkatsizdir, unutkandır, korkaktır. İş bu aşamada fark edilip çözümlenmezse, yani daha da derinleşirse bir süre sonra ne yazık ki kişi hastadır. Bir ihtiyaç, bir sağlıklı tepki olarak ortaya çıkan doğal, fizyolojik bir süreç artık hastalıklı bir durum halini almıştır.

Ali Müfit Gürtuna’nın stres yönetimine ilişkin bilgi kaynaklarından veya bu konuda deneyim kazanmış uzmanlardan yararlanması gerekiyor. Ali Bey’in stres yönetiminin iyi olmadığını düşünüyor, notunu düşük tutuyorum: 6

GENETİK MİRASI İYİ

Ali Müfit Gürtuna’nın genetik mirasında ciddi bir problem yok gibi. Şeker hastalığı ve kansere yakalananlar olduğunu belirtiyor ama bu yoğunluğun pek fazla olmadığı anlaşılıyor. Ailesinde uzun yaşayanların fazlalığı ve ortalama yaşam süresinin uzunluğu şansını artıran etkenler. Elimizde yeteri kadar veri olmasa da Ali Bey’in genetik miras notu fena görülmüyor: 8

SAĞLIKLI AMA HIZLI BESLENİYOR

Ali Müfit Gürtuna’nın beslenme alışkanlıkları için de iyi şeyler söylemek mümkün. Kilosunu koruyor, kilo yönetimine dikkat ediyor. Besin seçimlerinde dengeye, çeşitliliğe önem veriyor. Öğün atlamaması ve fırsat buldukça ara öğünlerden faydalanması da iyi alışkanlıklar. Ali Bey’in yemek yeme süresini biraz uzatması, hızlı yeme alışkanlığını bırakması iyi olur. Bunun için yapacağı en doğru şey sevdiği insanlardan oluşan sofralar oluşturmak ve yemekleri bir sohbet ortamına çevirmeye çalışmaktır. Beslenme yönünden de iyi bir not veriyoruz: 8

BEDEN-RUH DENGESİNİ İYİ KURMUŞ

Ali Müfit Gürtuna’nın beden-ruh dengesini de iyi kurduğu anlaşılıyor. Olumlu düşünen, kendine güvenen, kendini rahat ifade eden, kendiyle dalga geçip gülebilen, sosyal ilişkileri yoğun bir yapılanmaya sahip olması bu dengeyi güçlendiriyor. Beden-ruh dengesi yönünden ona iyi bir not veriyoruz: 9

Okuyucularımıza sadece bedeni beslemenin yetmeyeceğini mutlaka ruhun da beslenmesi gerektiğini hatırlatıyoruz. Ruhun en sevdiği yiyecekler sevgi, şefkat, güven ve hoşgörüdür. Eğer ara öğünlerde sık sık keyif, gülümseme, kahkaha, iltifat alabilirse daha iyi doyar. Ruhu beslemenin bedeni beslemeden ayrılan önemli bir yanı var: Ruh ne kadar beslenirse beslensin kilo almıyor. Ruhu beslemede kullanacağınız besinlerin parayla satılmadığını, her yerde her zaman bulunabildiğini ve uzun süre bozulmadan depolanabildiğini de hatırlatalım. Kısacası ruhu beslemek hem ucuz hem tehlikesiz!

Antioksidan desteklerin kullanımına gelince: Bu desteklerin de rastgele alınması yerine özel karışımlar ve dozlar halinde planlanarak verilmesi görüşündeyiz. Prostat veya meme kanseri olanlar için favori bir antioksidan olan "kikopen" cilt problemleri olan genç bir kadında yerini alfa lipoik asit’e, genel kanser riski olan bir orta veya ileri yaşlıda selenyum ya da koenzim Q-10’a, koroner kalp hastalığı riski yüksek birinde ise resveratrol’e bırakabilir. Ali Müfit Gürtuna’nın destek planın da fena olmadığını düşünüyor iyi bir not veriyorum: 8

Ali Müfit Gürtuna’nın egzersiz planı da iyi görülüyor. Ama daha etkin bir planlama yapmasını tavsiye ederim. İyi bir sonuç için esneme ve ağırlık çalışmasına da yer verebilir. Özellikle esneme egzersizlerinin, bilhassa yoga ve meditasyonla desteklendiğinde, stresle mücadeleyi kolaylaştıracağını hatırlatıyorum. Ali Bey’in uyku yönünden de herhangi bir problem yaşamadığı anlaşılıyor. Bu iki önemli noktada iyi notlar alıyor: 9

Ali Müfit Gürtuna’ya sağlıklı, huzurlu ve verimli bir hayat diliyorum.

HATIRLATMA

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu ve İpek Tuzcuoğlu’nun sunduğu Yaşam Koçu programının bu haftaki konukları Ebru Şallı ve Metin Uca. Cilt yaşlanmasını nasıl yavaşlatırız sorusunun tartışılacağı Yaşam Koçu bugün saat 16.15’de ATV’de.

KİMLER MULTİVİTAMİN VE ANTİOKSİDAN ALMALI?

Okuyucularımızın bize yönelttiği sorular arasında sık rastladıklarımızdan biri de antioksidanların ve multivitamin-mineral karışımlarının faydalı olup olmadığıdır. Vitamin-mineral karışımlarının besin desteği olarak alınmalarının özellikle orta yaş ve yaşlanma sürecine girenlerde sağlık yararı olabileceğinden kuşku duymuyoruz. Önemli olan sağlıklı beslenen bir kişinin multivitamine ihtiyaç duyup duymadığıdır. Kanaatimize göre altmışlı yaşların altındaysanız, dengeli ve düzenli besleniyorsanız herhangi bir multivitamin desteği kullanmanız gerekmez. Altmış yaşı geçenlerin dengeli beslenseler de bir multivitamin-mineral desteği almalarının faydalı olacağı düşüncesindeyiz.

Eğer sağlıklı beslendiğiniz inancında değilseniz, günlük vitamin ve mineral ihtiyacının yüzde 100’ünü aşmadıkça multivitamin-mineral desteği almanız sakıncalı olmaz. Yukarıda belirttiğimiz günlük ihtiyacın yüzde 100’ünü geçmek zararlı olabilir. Örneğin yüksek dozlarda kullanıldığında A Vitamini karaciğere, B 6 Vitamini sinir sistemine zarar verebilir. D Vitamini, E Vitamini, K Vitamini gibi vitaminlerin de yüksek dozlarda kullanımı sakıncalı olabilir.

NASIL YAŞIYORSUNUZ?

Ali Müfit Gürtuna (55)

Eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı

Şimdiye kadar hiçbir sağlık sorunu yaşamadım. Sağlık durumumu iyi olarak tanımlayabilirim. Yaşadığım stres migren tipi başağrılarına ve konsantrasyon eksikliğine sebep olsa da sabah yorgunluğu ya da hatırlama güçlüğü çekmiyorum. Uyku kalitem iyi. Hiçbir zaman kilo problemi yaşamadım. Ailemde şeker hastalığı ve kanser dışında başka bir sağlık sorunu olmadı. 80 yaşın üzerinde sağlıklı yaşayan aile bireylerim var.

Gün içinde mutlaka bol bol meyve suyu ve bitki çayı içiyorum. Ender de olsa düzenli diyet ve detoks programı uyguluyorum. Sınırsız yemek yeme alışkanlığımı önlemeyi başardım. Hamur işi, tatlılardan uzak durmaya çalışıyorum. Balık, kırmızı et, her türlü sebze ve meyve en sevdiğim yiyecekler. Süt, yoğurt, et, tavuk, balık, peynir, meyve, sebze ve salata gibi besinleri düzenli tüketiyorum. Günde bir fincan türk kahvesi ve 5-6 bardak çay içiyorum. Gerektiği kadar tuz kullanıyorum. Hayvansal yağların yerine zeytinyağı tercih ediyorum. Az da olsa haftada kırmızı et yerine 1-5 kere balık yiyorum. Düzenli sabah kahvaltısı yapıyorum. Öğün arası sık sık atıştırıyorum. Hızlı yemek yerim. Sigara ya da alkol kullanmıyorum. Her gün Coraspin ve vitamin hapları alıyorum. Besin takviyesi olarak tarçın, badem, pekmez, üzüm çekirdeği ve ekşi kayısı tüketiyorum.

Açık havada ve kapalı alanda yürümek ve yüzmek dışında egzersiz yapmıyorum. Çok seyrek olarak duygularımı özgürce dışa vurabiliyorum. Ancak stresle mücadelem iyi. Pozitif düşünceli biriyim. Kendimi beğendiğimi ifade etmekten korkmuyorum. Aynı zamanda kendime gülebiliyorum. Sosyal ilişkilerim sağlıklı. İşimden keyif alıp, yaratıcı faaliyetler gösteriyorum.

Ail Müfit Gürtuna’nın not ortalaması: 8
Yazarın Tüm Yazıları