Güncelleme Tarihi:
Ömer Bey’le omuz omuza çalışan İstanbul’dan üç eğitimci de milletvekili aday adayı oldu. 11 yıldır İstanbul Milli Eğitim Müdür Yardımcılığı yapan Hikmet Yıldırım MHP’yi seçti. Küçükçekmece Milli Eğitim Müdürlüğü görevinde de bulunan Yıldırım, İstanbul’un değişik ilçelerindeki okullarda müdürlük yaptı. Başarılı ve çalışkan bir yöneticiliğin ardından siyasete giren Yıldırım, İstanbul 3’ncü bölgeden aday olacak.
İlde yatırım ve tesislerden sorumlu olan Milli Eğitim Müdür Yardımcısı İzzet Şahin ise Tokat’tan MHP aday adayı oldu. Geçtiğimiz yıl oğlu kapkaççılar tarafından öldürülen Teftiş Kurulu Başkanı Muzaffer Canıdemir de AKP’den aday adaylığını koydu.
Balıbey, Yıldırım, Şahin ve Canıdemir seçilirse TBMM’de, İstanbul Milli Eğitim’den dört kişi olacak.
Söz siyaset ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden açılmışken, geçenlerde gördüğüm beni şaşırtan bir tabloyu size anlatayım. Müdürlük binasındaki odalarda yer kalmamış. Bir odada neredeyse 7-8 kişi oturuyor. Çünkü, var olan kadrolar şişirilmiş. Özellikle Milli Eğitim Müdür Yardımcılığı kadrosu 19 iken 25’e çıkarılmış. Şube müdürleri yine öyle. Gelenlerin hepsi de vekaleten.
Siyasi yakını olanların çoğu müdür yardımcılığına getirilmiş. Asaleten atamaları yapılamadığı için vekaleten koltuk sahibi olmuşlar. Şube müdürlerinin de bundan pek farkı yok. Olmayan kadrolara adamını getirtip, oturtan siyasiler de işlerini bu kişiler aracılığı ile yürütme çabasındalar. Bu arada İl Milli Eğitim Müdürü Ata Özer de vekaleten o koltukta oturuyor. Cumhurbaşkanı değişseydi Özer, asaletini alacaktı. Ancak, asaleten atanması yeni cumhurbaşkanına kaldı.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın yapmak istediği bir çalışma yine yargı kapısından döndü. Danıştay 2’nci Dairesi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın Eğitim Kurumları Yöneticilerinin
Atama Yönetmeliği’nin bazı hükümlerinin iptali istemiyle açılan davada, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan savunma alınıp yeniden bir karar verilinceye kadar dava konusu hükümlerin yürütülmesini durdurdu. Yani, geçtiğimiz haftalarda yazdığım gibi müdür olmak için siyasilere yakın olma kriterine yargı engel oluyor. Karar Bakanlığın bu konudaki tüm işlemlerini durduruyor. Gece-gündüz, cumartesi-pazar gizli saklı yapılan atamaların da iptal edilmesi gerekli. Danıştay’a başvuran Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) yürütmeyi durdurma kararı alındığı için, aceleye getirilerek yapılan siyasi atamaların hemen geri alınması gerektiği düşüncesinde. Sendika Başkanı Yüksel Adıbelli, bu işin peşini bırakmamaya kararlı. Yapılan atamalar geri çekilmediği, iptal edilmediği takdirde bütün üyelerin hem kişisel dava açacaklarını, hem de Eğitim-İş olarak kendilerinin başta Milli Eğitim Bakanı olmak üzere sorumlular hakkında idari ve hukuksal anlamda bütün yollara başvuracaklarını açıklıyor. Yani, yangından mal kaçırır gibi, alelacele, siyasilerin iki dudağının arasından yapılan atamalar artık sona eriyor.
TBMM Genel Kurulu’nda İstanbul’da 4, İzmir’de 1 yeni vakıf üniversitesi kurulmasına yönelik tasarı
TBMM’de bu konuyla ilgili tartışmalar sürerken, bu yıl üniversitelere 6 milyar 586 milyon YTL ayrıldığının söylemekte yarar var. AKP döneminde 32’ye yakın üniversite kuruldu veya kurulma aşamasında. AKP, en çok üniversite kurulan dönem olarak tarihe adını geçirmeye kararlı. Ancak, bu skorun içeriği nasıl doldurulacak, merak ediyorum. Varolan üniversitelerde akademik kadrolar boşken, yeni açılacaklara nasıl hoca bulunacak? Bilmiyorum.