Artık reklam için hedefe 27 ülke, 500 milyon nüfusu koyun

Güncelleme Tarihi:

Artık reklam için hedefe 27 ülke, 500 milyon nüfusu koyun
Oluşturulma Tarihi: Nisan 11, 2007 00:00

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, reklamcıların dikkatini AB’ye çekerken, "Hedef artık 27 ülke, 500 milyon nüfus. Ona göre şimdiden pozisyon almanız, bağlantılar kurmanız gerekiyor" dedi.

AVRUPA Birliği (AB) katılım sürecindeki reformların pek çok boyutuyla reklam sektörünü ilgilendirdiğini söyleyen Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, reklam sektörünün de yepyeni bir sürece girdiğini söyledi. "Hedef artık 27 ülke, 500 milyon nüfus" diyen Babacan, reklamcılardan ona göre pozisyon almalarını istedi.

GÜÇLÜ BÜYÜMENİN SİNYALLERİ: Türkiye Reklam Konseyi tarafından düzenlenen "AB’ye Girerken Reklam" toplantısında konuşan Ali Babacan, Türk ekonomisinin 2006’da güçlü büyüme trendini devam ettirmesinin, önümüzdeki yıllarda da bu güçlü büyümenin devam edeceğinin sinyalleri olduğunu söyledi. Türkiye’nin, AB’ye aday değil aynı zamanda katılımcı ülke statüsü kazandığına dikkat çeken Babacan, ekonomik dinamizm ve AB katılım sürecindeki reformların pek çok boyutuyla reklam sektörünü ilgilendirdiğini, ekonomik büyümenin reklam pastasını istikrarlı şekilde büyüttüğünü, reklam sektörünün Türkiye’de hem hacim hem de GSMH’ye oranının hızla büyüdüğünü anlattı.

REKLAMDA UYUMSUZLUK ÇOK AZ: AB katılım sürecinin bazı düzenlemeleri zorunlu kıldığını vurgulayan Babacan, "Türkiye AB sürecinde 29’uncu ya da 30’uncu üyeden ibaret değil, Türkiye’nin üyelik süreci AB’nin geleceğini yeniden tanımlayacak çok belirleyici bir süreç" diye konuştu. Reklam sektörünün bu durumu dikkate almak zorunda olduğunu dile getiren Babacan, taramadan geçen 35 fasıldan 10 numaralı faslın bilgi toplama ve medya olduğunu hatırlattı. AB direktifinde reklam süreleri konusunda açık ve kesin kuralların, sigara ve tütün ürünleri ile reçeteyle alınan ilaçların tele alışverişinin yasaklanması, küçüklerin ve kamu düzeninin korunması, pornografik, ölçüsüz şiddet içeren, kin ve nefret uyandıran yayınların yasaklanması gibi kuralların da bulunduğunu aktaran Babacan, Türkiye’nin reklam konusunda pek çok AB ülkesinden daha ileri noktada olduğunu, AB direktifi ile uyumsuzlukların sayısının çok fazla olmadığını söyledi.

DAHA GENİŞ COĞRAFYA: Türkiye’nin AB’ye katılım sürecinin reklam sektörünün hedef kitlesini de genişlettiğine dikkat çeken Babacan, "Artık hedef 27 ülke, 500 milyon nüfus, daha geniş bir coğrafya. Şimdiden pozisyon almanız, bağlantılar kurmanız gerekiyor" diye konuştu. Bu arada AB yolunun inişli çıkışlı olduğunu, 27 üyeli yapıda Türkiye ile ilgili zaman zaman olumsuz görüşlerin daha çok duyulacağını vurgulayan Babacan, şöyle konuştu: "Yeni üyelerin hepsi benzer süreçlerden geçti. Hele Türkiye’nin üyeliği, aynı zamanda iç siyaset konusu. Genişlemeye dair sıcak bakmayan ülkeler var. İç sıkıntılarının nedeni olarak yeni üyeleri gösterebiliyorlar. Hele de seçimlerin olduğu ülkelerde bu görüşler daha çok söylenebiliyor. Katılımcı üye statüsü kazanılmış bir hak, bu hakkın elimizden alınmasına izin verilmemesi ve bu hakkın korunması gerekiyor."

Ekonomiye sadece resmi verilerle bakmıyoruz

EKONOMİYE sadece resmi verilerle bakmadıklarını, piyasada gözlem yaptıklarını söyleyen Ali Babacan, bunlardan birinin gazetelerin insan kaynakları sayfaları ya da ekleri olduğunu açıkladı. 2001 krizinden sonra bu eklerin büyük bölümünün yok olduğunu hatırlatan Babacan, "Bugün 15-20 hatta 30 sayfa İK (insan kaynakları) sayfaları ya da ekleri var. Seri ilanlar sayfaları da aynı şekilde. Bunlar ekonominin günlük nabzını ölçer" diye konuştu. Gözlemlerinden birinin de banka reklamları olduğunu aktaran Babacan, "O günlerde mevduat reklamları yapılıyordu. Bugünlerde ise mevduat reklamlarını hiç göremiyoruz. Bugünlerde kredi faizlerinin reklamları yapılıyor. Demek ki bankalarda yeteri kaynak var, bu nasıl ucuza kullandırırım derdinde" dedi.

Reklamdaki büyüme, güveni gösteriyor

ALİ Babacan, iş adamlarının ileriye doğru güveni olduğunda reklam vermekten kaçınmadığını vurgulayarak, reklam sektöründe bu yılın ilk 3 ayında geçen yılki ilk 3 aya göre yüzde 20 artış olduğuna dikkat çekti. Babacan, "Malum 2007 özel bir yıl, hep söylüyorduk ki gürültüler ki burada kuru gürültü ifadesini kullanmak isterim çok olacak diyorduk. Ama 2007 sonunda göreceğiz ki, 2007 kazanılan bir yıl olacak, büyümenin en az yüzde 5 olacağı, AB sürecinde çok önemli adımları atacağımız bir yıl olacak" diye konuştu. Babacan, reklamın artık Türkiye’de, harcama değil yatırım olarak da algılanmaya başladığını söyledi.

Hürriyet’in TME’yi alması bizim için kıvanç kaynağı

ALİ Babacan, Rusya ve Doğu Avrupa’nın en önemli reklam şirketi Trader Media East’in (TME) Hürriyet tarafından satın alınmasını, bu şirketin artış Türk sermayeli olmasını "Bizim için kıvanç kaynağı" şeklinde değerlendirerek Doğan Grubu’nu kutladı. Babacan, ayrıca Kanal D Romanya’nın kuruluşunun da Türkiye için çok önemli olduğunu vurgulayarak, Türkiye’nin dışa açılmasının sadece yabancıların gelip buradan birşeyler alması değil, iki yönlü bir konu olduğunu dile getirdi. Babacan, dışarıdan yapılan şirket alımlarının, bu tür girişimlerin çoğalmasının Türkiye’nin uzun vadede istikrarlı, demokratik bir ülke olmasını sağladığını dile getirdi.

Bu sektöre yıllardır yatırım yapmış olanın hakkını koruruz

YAYINCILIK sektörüne girmek isteyen iş adamlarının "yayıncılık sırasında olabilecek olumsuz bir imajın ticari hayatını zedeleyebileceği" kaygısı taşıdığını vurgulayan Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Zahid Akman, frekans tahsisisin zamanında yapılmamış olmasının da sıkıntıların en büyük nedenlerinden biri olduğunu kaydetti. Bu arada yayıncılık sektörüne yeni girenler ile 16 yıldır bu alana yatırım yapmış olanların ayrı tutulması gerektiğini de savunan Akman, "THer türlü zorluğa rağmen bu sektöre yıllardır yatırım yapmış olan yayıncıların haklarını korumak da bizim görevimizdir" dedi.

Süreleri kısın reklamlar izlensin

AKMAN
, "Reklam ve keyif almak gibi iki kavramı artık yan yana düşünemez oldum" derken, "Reklamcılar ancak para hedefini gözettikleri için zaman zaman çekilmez hale gelen reklamlar izleyebiliyoruz. Reklam yayıncıları reklamları izlenebilir duruma getirip, bir süre kısıtlaması getirmelidirler" diye konuştu.

Reklam ekonomiyi tetikliyor, bu yıl 4.3 milyar YTL görünüyor

TÜRKİYE Reklam Konseyi Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, reklam pastasındaki büyümenin o ülkedeki ekonomik gidişatın bir göstergesi olduğunu söyledi. Reklam sektörünün sadece ekonomik olarak yarattığı değerle değil, ekonomiye sağladığı tetetikleyici, itici güç ile de önemli olduğunu vurgulayan Yalçındağ, "Çünkü diğer sektörleri herekete geçirme potansiyeline sahip" diye konuştu. Bu sektörün AB ile uyum sürecini başarıyla tamamlamasının önemine de değinen Yalçındağ, sektörün büyüklüğünü şöyle anlattı:

2006 yılında tüm mecradalardaki reklam yatırımları üretim ve ajans hizmetleri de dikkate alındığında 3.7 milyar YTL’ye ulaştı. 2007 beklentimiz, mecra yatırımlarının 3.3 milyar YTL’ye, tüm sektörün de 4.3 milyar YTL’ye ulaşacağı yönünde.

2006 yılında sektörün GSYİH içindeki payı yaklaşık binde 5. Bu rakam gelişmiş ülkelerde yüzde 2’ye kadar çıkıyor. Sektörün 2006’da devlete sağladığı KDV geliri yaklaşık 662 milyon YTL.

2005’te 12 bin 200 firmanın, 15 bin 500 markanın reklamı yapılırken, 2006’da reklam yapan firma sayısı 14 bine, marka sayısı 17 bine ulaştı. Hızlı çıkışa karşın rakamlar henüz birçok Avrupa ülkesinin altında.

Türkiye’de 2006 yılında reklam hizmeti veren aktif ajans sayısı bin civarında. Bunların 100’ü tam hizmet ajansı. 12 adet medya planlama ve satınalma ajansı bulunuyor.

24’ü ulusal, 16’sı bölgesel, 224’ü yerel ve 76’sı kablodan yayın yapan TV kanalı bulunuyor. 36’sı ulusal, 108’i bölgesel, 994’ü yerel ve 5’i kablodan yayın yapan radyo kanalı var.

34 ulusal yayın yapan gazetenin yanı sıra yaklaşık 900 yerel gazete bulunuyor. 250’si düzenli reklam alan yaklaşık 950 dergi olduğu tahmin ediliyor.

Avrupa’da reklam pastası 90 milyar Euro’yu buluyor

AVRUPA İletişim Ajansları Birliği Direktörü Dominic Lyle, Avrupa’da 433 milyon tüketicinin ve 90 milyar Euro’luk bir sektörün söz konusu olduğunu belirtti. Son 20 yıllık süreçte gelinen noktada, tüketicilerin artık kendilerini daha az güvende hissettiklerini ve yapılan bazı araştırmalarda tüketicilerin reklam içeriklerine olan güvensizliklerinin yüzde 70’leri aştığını aktaran Lyle, konunun artık bölgesel değil global bir sorun haline geldiğini vurguladı. Alkol, sigara, yağlı ve şekerli bazı ürünlerin tanıtımlarına ilişkin ksıtlamalara değinen Lyle, "Bütün zorluklara rağmen AB seyahatini yapmanız gerekiyor. AB çok daha büyük bir pazar" diye konuştu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!