"Öğretmenlerin antenleri kapalı"

Temel Eğitimi Destek Projesi kapsamında oluşturulan ‘Öğretmenlik mesleği genel yeterlilikleri’, ‘Okul temelli mesleki gelişim’ ve 6 pilot ilde yaşanan değişime ilişkin değerlendirme toplantısı, İzmir'de Karşıyaka Öğretmenevi'nde başladı. Toplantıya Kocaeli, Bolu, Van, Elazığ, Antalya, Ankara ve İzmir İl Milli Eğitim Müdürleri, müdür yardımcıları ve ilköğretim müfettişleri başkanları katıldı. İki gün sürecek toplantının açılışında konuşan Bakanlık Müşaviri Hamza Aydoğdu, öğrenciyi sevmeden öğretmenlik olamayacağını belirterek, “Öğretmenlik insanın kanında olmalı” dedi. Türkiye'de okuma alışkınlığı olan sadece 40 bin kişi bulunduğunu, 40 milyon kişinin hiç okumadığını kaydeden Aydoğdu, “Türkiye'de 7 bin kişiye bir kitap düşerken, Japonya'da bir kişiye 7 bin kitap düşüyor. Öğretmen okumalı, bilgiye, gelişime, değişime açık olmalı. Öğretmen bu özlelliklere sahip ama ahlaklı değilse öğrencisine verebileceği pek bir şey de yoktur. Öğretmen ahlaklı, adil olmalı” diye konuştu.

Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürü Ömer Balıbey ise, Milli Eğitim Bakanlığı'nın düşünce değişimini gerçekleştirerek ‘mayınlı tarla’ya girdiğini, müfredat değişikliği, Öğretmen yeterliliği ve teknolojik donanım olmak üzere üç ayağı olan Temel Eğitime Destek Programı'yla ezberi bozduğunu belirtti. Balıbey, eğitimde Finlandiya'nın örnek alındığını söyledi. 5-6 milyon nüfuslu Finlandiya'nın eğitimde dünya çapında başarıları olduğunu, Nokia markasını yarattığını belirten Balıbey, marka yaratmada Kore'yi, Japonya'yı da örnek gösterdi. Türkiye'nin marka yaratamayıp ezberci eğitimle kendi kendisini avuttuğunu kaydeden Balıbey, 6 ilde 3110 okulda 9201 öğretmenle başlatılan ‘öğretmen yeterlilikleri’ çalışmasının başarıyla sürdüğünü ve Bakan Hüseyin Çelik'ten övgü aldığını belirtti. 6 ana yeterlilik, 31 alt yeterlilik ve 233 performans göstergesinden oluşan ‘öğretmenlik mesleği genel yeterlilikleri’ni içeren kitapçığın öğretmen yetiştiren 49 yükseköğretim kurumuna da gönderildiğini ve beklemedikleri kadar büyük bir ilgiyle karşılandığını ifade etti. Bu kitapçığın eğitim fakültelerinde hocaların elinde ‘sözlük’ gibi elden düşmediğini belirten Balıbey, öğretmenleri 21. yüzyıl gençlerini yetiştirecek niteliklere kavuşturmayı hedeflediklerini söyledi. Projeye başlarken öğretmenlere anket çalışması yapıldığını, çok büyük çoğunluğunun kendini pekçok alanda yeterli gördüğünün ortaya çıktığını belirten Balıbey, şunları söyledi:
“Ama gerçek bu değil. Öğretmenlerimizin antenleri her tarafa kapalı. Dersini verip gidiyor. Bunun değişmesi lazım. Nitekim bu projede bunu görmeye başladık. 1172 öğretmen gelişimi için, okumaya, kendine haftada 4 saat zaman ayırdı. Bu 4 saat çok önemli. Çünkü bayan öğretmenimiz dersten eşine, çocuklarına gidiyor, erkek öğretmenler okeye koşuyor. Akşamları da ‘Acı hayat’, ‘Gelincik’ gibi, diziler bol maşallah, zaman ayıramıyorlardı. Bu çalışmalarla öğretmen, öğretmen olduğunu anlamaya başlıyor, kendini buluyor. MEB'in pekçok projesi sonlanabilir. ama öğretmen yeterliliği MEB'in yol haritasıdır, sonsuzdur.”