Aslıtürk Londra'da nasıl yargılanıyor

ŞİŞLİ eski Belediye Başkanı Gülay Aslıtürk hakkında Türkiye'de açılan çok sayıda dava var; bunların üçü birleştirildi, 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor.

Belediyeyi zarara uğratmakla ilgili iddialar irtikap, ihaleye fesat karıştırmak, resmi evrakta sahtecilik ve çok sayıda görevi kötüye kullanma suçlarını içeriyor. Aslıtürk'ün uygulamaları ile ilgili olarak İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişleri'nin hazırladığı 'tazmin', yani geri ödeme raporuna göre, bugünkü rayiç bedelle yaklaşık 30 trilyon liranın geri alınması isteniyor.

SAVCI: BELGE GÖSTERİN

Burada dikkat çekici olan Aslıtürk'ün yolsuzlukları hakkında 40 dosya bulunuyor; müfettişler sadece 5 dosya üzerinde çalışmalarını tamamlayabildiler. Sayıştay'dan onay geldikçe dosyalar üzerinde yeni alacak davaları açılacak. Bilgi Üniversitesi'ne 49 yıllığına kiralanan belediye mülkü için istenen kira bedeli davası ise bunların dışında sayılıyor.

Naylon faturacı eşi Orhan Aslıtürk'le birlikte Londra'da kaçak olarak yaşayan Aslıtürk'ün Türkiye'ye iadesi konusundaki dava 1.5 yıldır sürüyor.

Aslıtürk, Türkiye'ye dönmemek için direniyor. Türkiye'de yargının bağımsız olmadığını, savcıların siyasilerin baskısı altında olduğunu savunuyor.

Londra'da iki günden beri süren 'iade' davasının duruşmasında Aslıtürk ile Savcı James Lewis arasında geçen konuşmaların bir özetini öğrenmek ister misiniz? Savcı, Aslıtürk'ü sıkıştırıyor:

- Mrs. Aslıtürk, size göre herkes yalan söylüyor, kendinize siyasi amaçlı bir komplo düzenlendiğini savunuyorsunuz. Sizden başka hiç kimse bu yönde bir ifade vermemiş... Bu konuda bir belgeniz var mı?

- Bunların çoğu devlet memurudur. Memur oldukları için mahkemede siyasi suçlamada bulunamazlar.

-
Bana belge gösterin, dosyada böyle bir şey yok.

- Hepsi yalan söylüyor. Siyasi husumetin belgesi olur mu?

Bu arada savcı dosyayı karıştırıyor. Aslıtürk'e yeniden soruyor:

- Ata Medical şirketinin 2 milyarlık çekini siz mi yazdınız? Böyle bir şirket var mı, yok; olmayan bir hayali şirketin çekini nasıl yazarsınız?

BEN POLİS DEĞİLİM

- Ben polis değilim ki, şirket var mı yok mu diye kontrol edeyim. Ben belediyeye aldığım mala ve hizmete bakarım.

-
Ama çek hayali bir adama ciro edilmiş...

- Ben polis değilim.

-
Belediye sağlık merkezinin doktoru Haluk Tamgaç, alınan malzemelerin çalınmış olduğu yolunda ifade vermiş hakkınızda.

- Ben ayrıldıktan sonra yalan söylüyor.

Savcı, daha Belediye Meclisi Araştırma Komisyonu raporundaki iddiaları sıralarken, komisyonda görev yapan üyelerin isimlerini de okuyor: ANAP'lı Nur Beker (ANAP-Komisyon Başkanı), Cüneyt Akgün (ANAP-Aslıtürk'ten sonraki başkan), Kemal Yavuz, Muammer Bayır, CHP'li Mümtaz Yurtsever, Metin Öcalan, DSP'li Rauf Akçay ve Müjgan Ünal Erzen ve RP'li Kahraman Ayhan.

BELGELER SAHTE

Gülay Aslıtürk,
‘‘Bu iki parti şimdi ANAP-DSP iktidarda. Ortak siyasi komplo yaptılar bana.’’

- Ama siz bu arkadaşlarınızla çalıştınız, çoğu da sizin partinizden.

-
Benim sorunum insanlara güvenip güvenmemek değil. Ben yaptığıma bakarım.

- Ama sizi suçlayan ifadeler var.

-
Bunlar Cüneyt Akgün tarafından verilen ve tahrif edilmiş belgelerdir. Zaten buna göre suçlanıyorum.

- 1994'te Moore Stephens adlı denetleme şirketi, belediyenin yan kuruluşu ŞİPA hakkında hazırladığı analiz raporunda; 'Bu şirketin muhasebe sistemi ve yapısı, yolsuzluğa çok müsaittir' diyor. Siz belediye başkanı olunca bu raporu görmediniz mi; nasıl bu şirketin başında yönetim kurulu başkanı olarak görev yaparsınız, kocaman bir şirketi kontrolünüz altında tutabiliyorsunuz?

-
Efendim güvendiğim adamlarıma vekalet veriyordum. Ben her işi uygun yaptım, iddialar beni ilgilendirmez. Ben ne yaptıysam, tek kuruşluk yanlış yapmadım.

- Tanju Gürsu, size kredi açmış ya da borç vermiş...

-
Tamamen yalan söylüyor, daha sonra ispat edemedi zaten bunu...

Savcının soruları üzerine Aslıtürk, Yılmaz ailesi ile kuzenleri Erdal Yılmaz ve enişte Yiğit İkiz ile birlikte bir dönem yardımcılıklarını yapan Cemil Can Bıçakcı, Oğuz Öngen ve Altan Demirel'le ilgili çeşitli iddialarda da bulunuyor.

Siyasilerin emrinde olmakla suçladığı iki savcı da, Muhittin Ayata ve Oktay Çakır...

Aslıtürk,
duruşmayı izleyen gazetecilere göre, güzel İngilizcesi ile ‘‘Bunlar siyasi amaçlı bir ekip. Ben istifa ettikten sonra bir araya geldiler ve bu düzmece raporu hazırladılar.’’ diyor. Üzerine basa basa ‘‘Hesabını veremeyeceğim hiçbir şey yok’’ diyor. Ama savcı da dosyasına hákim. ‘‘Peki öyleyse sizin doğru söylediğinizi varsayalım ama Türkiye'de açılan davanın siyasi olduğunu kanıtlamanız lazım’’ diye soruyor. Aslıtürk, ilginç bir savunma yapıyor:

‘‘Türkiye'deki yasalara göre, mahkemelerde siyasi içerikli bir savunma kanıt sayılamaz. Nasıl kanıt bulayım? Hakkımda raporu hazırlayanlar siyasi kişilerdir.’’

DÖNERSEM ATILIRIM

Bu arada Mesut Yılmaz ve yakınlarını suçlamaya devam ediyor.

‘‘Niye benden başka kimse hapiste değil?’’ diye soruyor. Bu arada Aslıtürk'ün İngiltere'nin ünlü kadın avukatı Clare Montgramery (QC), taktik icabı kendisine 'çanak' bir soru sorduruyor: ‘‘Türkiye'ye dönerseniz hapse atılır mısınız?

Aslıtürk; ‘‘Kesinlikle atılırım’’
yine yanıtlıyor.

Renkli sahnelerin yaşandığı davayı izlemeye devam ediyoruz.
Yazarın Tüm Yazıları