Emekli generalden gerilim romanı

Akseli, asker tizliğini romanın kurgusunda da göstermiş, olay ve anlatım örgüsünde en ufak bir aksama yok. Heyecan ve gerilim dozu yüksek bu roman, bir solukta okunuyor. Üstelik olaylar, düşmanlar çok tanıdık olduğu halde. PKK ve Kürt Devleti askerlerine karşı her biri Kara Murat gibi savaşan vatanperver subaylar, dış istihbarat görevlileri, Türkmen Ahmet, Kürt Bekir, Kürt Cafer ve daha nice isimsiz kahramanlar... Romanda hiç kadın kahraman yok.

Kitap üç bölüm: Hava Saldırıları, Gizli Anlaşmalar, İşgal.

3 Nisan 2012. Pilot Binbaşı Yavuz, Kandil Dağı’ndaki PKK kampına taarruzdan dönerken uçağı yara alır, düşmeden birkaç saniye önce atlamayı başarır. Düşman topraklarında, Zaho’daki bir ağacın dallarına asılı kalır. Onu kurtaran Bekir, Kürt Devleti içinde önemli makamlarda akrabaları olan bir Kürt’tür. İstanbul’daki zengin hayatını bırakıp Türk Dış İstihbaratı’nın yönetici kademesinde görev için gelmiştir. Elemanlarından Ahmet ise Kerkük Türkü’dür. İzmir’de tanıştığı biricik aşkı Musullu Leyla’yı Kürtler, ailesiyle birlikte katletmiştir. Ahmet, ant içer, hain topaklarda Türk dış istihbaratının en iyi elemanı olur.

Binbaşı Yavuz ve gözü kara bu iki vatansever, Türkiye’yi işgal eden Kürtler’e karşı mucizeler yaratırlar. ABD desteğiyle Suriye’yi kendi topraklarına katıp Akdeniz’e ulaşan Kürt Devleti, Silopi’den Doğu Karadeniz ve Mersin’e kadar Türk topraklarını işgal etmek için ABD’den yardım ister. Hedef, Diyarbakır’ı Büyük Kürt Devleti’nin başkenti yapmaktır. Açık yardımı kabul etmeyen ABD, "Gizemli Güç" denen esrarengiz cihazı Kürt Devleti’ne verir. Bu cihaz, Ankara’nın doğusunun telekomünikasyon ağını felç eder. Türk ordusunun haberleşmesini, uçaklarının kalkmasını engeller. 3 Nisan 2012’de işgalciler havadan gelir. Güneydoğu’daki tüm askeri karargahlar, havaalanları ve şehirler bombalanır.

Van, Şanlıurfa ve Diyarbakır’da direnen halk, düşmana büyük kayıplar verdirir. Yağma, tecavüz ve katliama PKK da katılır. Tabii hevesleri kursaklarında kalır. Pilot Binbaşı Yavuz ve İstihbaratçı Ahmet, Musul Havaalanı’ndan kaçırdıkları düşman savaş uçağının Gizemli Güç’ü taşıyan uçağa çarpmasını sağlarlar. Birkaç saniye önce atlamayı başarırlar. Silopi’den giren karacı Kürt askeri birlikleri, Türk ordusunun disiplin, zeka ve eğitimlerinin karşısında kağıt kaplanlar gibi yerle bir olurlar. Kürt Ordusu’nu önüne katan Türk Ordusu, ABD’nin itirazına rağmen Kürt Devleti’nin topraklarında hızla ilerler. Bu sırada Çin Devlet Başkanı, Çankaya’ya gizli bir ziyarette bulunur. Meğer ABD’nin Kürtler’e verdiği Gizemli Güç’ü Kuzey Irak’taki Türk istihbaratçılara Çin haber vermiştir. ABD ile yolları açıkça ayrılan Türkiye’nin yeni güçlü müttefiki artık Çin’dir!

Her attığımız adıma dikkat edelim diye yazdım

Kitabı ulusalcı rüzgarı kuvvetlendirmek için mi yazdınız?

- 1990’dan itibaren, sağda solda Kürdistan haritalarını görmeye başladım. Şimdi ortalıkta dolaşıyor. Albay Ralph Peters, haritasını yapmış. Armed Forces Journal adlı Silahlı Kuvvetler dergisinde yayımladılar. Arkasından Roma’daki NATO Savunma Koleji’ndeki konferansta anlattı. Bu kitabı, gerçekleri aktarmak, her attığımız adıma dikkat edelim düşüncesiyle yazdım.

Kitabın sonunda, "İlk Hedefiniz Musul-Kerkük, ileri" demeseniz de Türk Ordusu Kürt kuvvetlerini önüne katıp Kürt Devleti topraklarında ilerliyor. Nereye kadar?

-Orada bıraktım. Nerede dururlar bilmem. Herkesin muhayyilesine bıraktım.

İlk kez bir komutan, Kürt Devleti ve Türkiye’nin işgaline ilişkin bir roman yazdı.

- Emekli çok sayıda general bu konularda makale yazdı, TV programında söyledi. Ben, dağınık olan bu bilgileri bir araya getirip romanı yazdım.

Askeri okullarda tavsiye edilir mi kitabınız?

- Bilmiyorum, nasıl karşılanacağını. Gazi Üniversitesi’ndeki bir öğretim üyesi arkadaşım, Dış İlişkiler dersi veriyor. Öğrencilere bahsedeceğimiz bir kitap, dedi. TSK da alır, okur. Kimi beğenir, kimi beğenmez.

Kitabı yazarken Genelkurmay’daki arkadaşlarınızın görüşlerini aldınız mı, tepkileri nasıl?

- Okumadılar. Görüş de istemedim. Şu an TSK’da olan hiçbir arkadaşıma bahsetmedim. Bir tarafın yönlendirmesi diye bir şey söz konusu değil.

2G/Gizemli Güç’ten: (...) Düşman birlikleri öğleye doğru Hakkari’ye girdiler. Şehri fazla bir direnişle karşılaşmadan kısa sürede ele geçirdiler. Çünkü halk, Komando Tugayı’nın yenilgisini öğrenince, evlerine kapanıp beklemeye başlayarak direniş göstermemişti. İşgal kuvvetleri, öteki illerde olduğu gibi halka iyi davranmaya özen gösteriyor, onları kendi taraflarına çekmeye çalışıyordu. Ancak onlara yandaş olanlar hariç, çoğunluk şehrin işgalini olumlu karşılamamış, bunu içlerine sindirememişlerdi...

Alper Akseli savaş pilotu, öğretmen pilot ve kurmay subay oldu. Tuğgeneralliğinde üs ve filo komutanlığı yaptı. Tümgeneralliğinde Diyarbakır’daki 2. Hava Kuvvetleri’nde komutan yardımcısıydı. Korgeneralliğinde Genelkurmay Başkanlığı’nda Askeri Tarih ve Stratejik Etüdler Başkanı ve İzmir’de NATO Güneydoğu Hava Kuvvetleri Komutanı ve İzmir Hava Eğitim Komutanı oldu.