Devlet bu kadar zengin mi?

BUGÜN, "Meclis Lojmanları" olarak bilinen Ankara’nın en değerli arsaları arasında yer alan araziyle ilgili, iki yıl arayla yapılan iki satışın sonuçlarını karşılaştırmalı olarak paylaşacağız.

Bunu da "Devletin her kuruşunun" ne kadar kıymetli olduğu çok sık hatırlatılan ve "tüyü bitmemiş yetim hakkı" edebiyatını sular seller gibi ezberleyen vatandaşlardan biri olarak yapacağız.

Önce birkaç temel bilgi:

Toplam inşaat alanı 301 bin 977 metrekare olan bu arazinin 288 bin 91 metrekaresi, geçtiğimiz ay TOKİ tarafından "gelir paylaşımı" modeliyle ihale edildi.

Aynı arazinin 96 bin 500 metrekaresi ise iki yıl önce Maliye Bakanlığı tarafından satıldı.

SATIŞ 1 : Halen tripleks villaların bulunduğu 288 bin 91 metrekarelik arazinin ihalesini Mesa-Aktürk-Emlak Pazarlama Ortak Girişim Grubu kazandı.

TOKİ ile konsorsiyumun anlaşma koşulları şöyle:

Mesa-Aktürk-Emlak Pazarlama, 620 milyon YTL gelir hedeflediği bu proje için TOKİ’ye toplam 305 milyon YTL ödemeyi taahhüt etti.

Bu paranın 30 milyon YTL’si peşin olarak ödendi. Kalanı da altışar ay taksitlerle üç yılda ödenecek.

Konsorsiyum, hedeflediği gelirden daha fazlasını kazanırsa, aradaki farkın yarısını da TOKİ’ye ödeyecek.

Her altı aylık taksitte, konsorsiyum TEFE ve ÜFE artışlarını ödeyecek.

Bitmedi: Mesa-Aktürk, projenin Maliye Bakanlığı’nda olduğu dönemde satışı yapılan, TOKİ’ye geçtikten sonra ikna çabalarıyla muvafakatı alınan 38 dükkan sahibi için de 14 bin metrekarelik bir İş Merkezi yapıp sahiplerine devredilmek üzere TOKİ’ye verilecek.

SATIŞ 2 : Şu anda Armada benzeri bir iş merkezinin yükseldiği 96 bin 500 metrekarelik inşaat alanına sahip arazi 2004’te Merkez İnşaat’a satıldı.

Bu araziyi satın almak amacıyla kurulan Merkez İnşaat şirketi, 96 bin 500 metrekare için devlete 2.8 milyon dolar ödedi.

SONUÇ VE SORULAR: TOKİ’nin yaptığı ihalede koşullarını yukarda açıkladığımız 288 bin 91 metrekarelik arazi ile 96 bin 500 metrekarelik arazinin satışı arasında -yöntemleri farklı bile olsa- en az 25 kat fark var.

Merkez İnşaat’ın satın aldığı arazi, Mesa-Aktürk’ün satın aldığı arazinin üçte bir büyüklüğünde.

GERÇEK DEĞERİ 70 MİLYON DOLAR MIYDI: Merkez İnşaat’ın yine devletten aldığı aynı alandaki arazi, bugünün kuruyla 4 milyon YTL’ye karşılık geliyor. Mesa-Aktürk ise bunun üç katı büyüklüğündeki arazi için TOKİ’ye 305 milyon YTL yani 203 milyon dolar ödeyecek.

Bu rakamlardan yola çıkıldığında, şu soru kaçınılmaz hale geliyor: 96 bin metrekarelik arsanın değeri, 2.8 milyon dolar mıydı, yoksa 70 milyon dolar mı?

TOKİ HESABI DOĞRULADI

TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar, Hürriyet’in sorusu üzerine, "Siz hesabı yapmışsınız zaten" diyor.

"96 bin 500 metrekarelik arsanın satışı ucuza gitti mi? Devlet zararda mı değil mi?" dediğimizde ise "Bunları Maliye Bakanı’na sormalısınız" diyor ve ekliyor:

"Eğer orayı da ta başında bize verselerdi, en az 35 milyon YTL’ye satardık."


Son günlerde Maliye Bakanlığı ile arasında soğuk rüzgarlar esen TOKİ Başkanı, ayrıntıya girmiyor. Girmesi de gerekmiyor, çünkü tablo çok açık.

Soru şu:

"Devletin aynı alandaki, hem de kentin en değerli yerleri arasında gösterilen iki arsayı, arada 25 kat fiyat farkı oluşacak şekilde satma lüksü var mı? Her kuruşun hesabını yapıldığı söylenirken, bu hesap yapılmadı mı?"


TKB Ankara

Menkul Kıymetler şubesini kapattı

Ankara
, menkul kıymetler alım-satımı hacmi açısından bakıldığında, İstanbul’dan sonra ikinci sırada gelir.

Hal böyleyken, bir bankamızın menkul değerler hizmeti veren Ankara şubesini kapatması şaşırtıcı bulundu. Türkiye Kalkınma Bankası’nın (TKB) yüzde 99 iştiraki olan Kalkınma Yatırım Menkul Değerler’in Ankara şubesi kapatıldı.

Şube Müdürü Süleyman Gökdemir ile sekiz çalışanın sözleşmeleri, tazminatları karşılığında feshedildi. Kalkınma Yatırım Menkul Değerler’in Ankara Şubesi’nin kapatılmasına gerekçe olarak, şubenin zarar etmesi gösterildi. Ancak asıl gerekçenin, yönetimin "kadrolaşma" girişiminden sonuç alamaması olduğu iddia ediliyor.

Şubenin kapatılma gerekçesinin gerçekten "zarar" olup olmadığını ise zaman gösterecek. Çünkü "zarar" açısından bakıldığında merkezi İstanbul’da bulunan şirketin kendisinin de ciddi sayılabilecek boyutlarda zararda olduğu belirtiliyor.

Anadolu Kulübü kapanmıyor

Okuyan bilir: "İntihar etmeyeceksek içelim bari" cümlesinin ilk çağrışımı Adalet Ağaoğlu’nun "Bir Düğün Gecesi" romanıysa, ikinci çağrışımı da "o düğün"ün geçtiği mekan olan Anadolu Kulubü olsa gerektir.

81 yıl önce Atatürk’ün "emir ve direktifleriyle" kuralan Anadolu Kulübü, kurucuları bakanlardan oluşan belki de ilk dernek olma özelliğini taşıyor.

Geçen onca zamanla Anadolü Kulübü, kendisine ilk yüklenen anlamları eskisi gibi taşımasa da Ankara açısından tarihi ve nostaljik değereni hala koruyan ender mekanlardan biri.

EKONOMİK SIKINTI

Birkaç gün önce çalan telefondaki ses, Anadolu Kulübü’nün kapatıldığını söylüyordu. Kendisi de kulüp üyesi olan kaynağımız, ekonomik sıkıntılar nedeniyle faaliyetin durduğunu aktardı.

Başkan Metin Cizrelioğlu’nu aradık. "Hayır efendim, yok öyle birşey" dedi. "Neden böyle ihbarlar gelsin bize peki?" dedik. "Efendim, restoranımızı sadece pazar günlerine mahsus olmak üzere kapattık. O da belediyenin otopark izni vermemesinden doğan sıkıntı nedeniyle."

"Bütün sorun bu mu, işletmecilikten kaynaklanan sıkıntılar, borç yok mu?"
dediğimde "Hayır, hadise bundan ibarettir" diye yanıtladı Metin Bey.
Yazarın Tüm Yazıları