“LONDRA'NIN MERKEZİNDE ANTİ FAŞİST ÇAM... Norveç'in Başkenti Oslo..." />“LONDRA'NIN MERKEZİNDE ANTİ FAŞİST ÇAM... Norveç'in Başkenti Oslo..." />

Medyadan - Çeşitli alıntılar

Güncelleme Tarihi:

Medyadan - Çeşitli alıntılar
Oluşturulma Tarihi: Aralık 18, 2006 00:59

Haberin Devamı

LONDRA'NIN MERKEZİNDE ANTİ FAŞİST ÇAM... Norveç'in Başkenti Oslo Belediyesi'nin, her Noel dönemi

/images/100/0x0/55eb369bf018fbb8f8b2b76d
Londra Büyükşehir Belediyesi'ne hediye ettiği dev çam ağacı, bu yıl da Londra'nın merkezindeki Trafalgar Meydanı'na dikildi... Oslo Belediyesi, Hitler'e karşı İngiltere'nin desteğinden dolayı 1947'den bu yana Noel hediyesi olarak Londra'ya dev çam ağacı hediye ediyor." www.acikgazete.com adresindeki AÇIK GAZETE'dendi...” (Yanda)

 

*

 

Haberin Devamı

400 bin dolarlık iş, 8,5 milyon dolara ihalesiz iki firmaya verildi

 

Ekonomi manşeti “Vatandaşlık numarasını 'çifte rezervasyona' benzettiler” diyordu:

 

“En büyük e-devlet projesi, MERNİS adeta çöktü. 130 milyon kaydı barındıran ve yaklaşık 30 milyon dolara mal olduğu belirtilen sistemdeki kayıtların yüzde 25'ten fazlasının da hatalı yapıldığı ortaya çıktı” (Hürriyet, 11 aralık)

 

Her dört TC Kimlik numarasından biri hatalı imiş. Bu işin kabiliyetsizlik, yetersizlik ve yüzüne gözüne bulaştırma kısmı. İşin bir de yolsuzluk tarafı olacak tabii ki, AKP olur da yolsuzluk-hırsızlık olmaz mı!

 

Duyulmasın diye ihaleye çıkılmadı – (...) “Bakanlık, olayın duyulmaması için yapılacak işin“geliştirme-işin devamı” gibi gösterilmesine karar verdi. Böylece 400 bin dolara mal olan MERNİS'in yazılımının düzeltilmesi işi, 6 yıl sonra 8.5 milyon dolara ihalesiz şekilde iki firmaya verildi”.

 

Hangi firmalar diye sormayın, mutlaka ‘dini bütün’ (!) işadamlarıdır!

 

Haberin Devamı

Not: Başbakan bu haberi hemen yalanladı. Tabii ki yine araştırıp soruşturmadan yalanladı. Maalesef Eğitim Bakanlığı’nın şaibeli kitaplarını yalanladığı gibi...

 


*

 

Ailecek turistik gezi geri tepti

 

Başbakan RTE yanında eşi ve kızıyla geçen sene bu günlerde dünyanın tam öbür ucuna, Yeni Zelanda’ya devlet imkanlarıyla gitmiş, ‘turistik gezi’ diye eleştirilmişti. Başbakan ailece çıkılan geziyi ‘dış ticaretin geliştirilmesi’ hedefiyle savunmuştu.

 

Bir yılın bilançosunu çıkarmış Vatan ekonomi:

 

Geçen bir yıl içinde, Yeni Zelanda’ya ihracatımız % 17 gerilerken, ithalatımız % 12 artmış.Aynı şekilde Avustralya ile ticaretimiz de bir yılda aleyhimize gelişmiş.

Haberin Devamı

 

Önümüz Yılbaşı, acaba Başbakan, yanına Emine Hanım’ı ve çocukları da alıp bir tur daha atsa mı, yoksa ‘ailece dış ticareti geliştirmek istedikleri’ ve görmedikleri başka bir yere mi gidecekler?

 

 

*

 

Abes bir tartışma daha

 

Abes tartışma Türkiye’ye has değil. Galiba dinimizin cevaplandırması gereken daha çok şey var.

 

Afganistan’da ölen Pakistan asıllı Müslüman asker Jabron Haşmi vatan için öldüğüne göre şehit sayılır mı, sayılmaz mı? Üstelik karşıdaki düşman da Müslüman?

 

Buyrun bakalım, buradan yakın!

 

Vatan, 11 aralık



*

 

Hem Kasımpaşalı hem zarif olamaz mı?

 

Geçen hafta Başbakan RTE’nin Cumhurbaşkanı’nı imâ ederek ‘Çankaya’ya mı soracağız?’ demesini ne kadar zarif bulduğumu söylemiştim.

Haberin Devamı

 

AKP’nin Kıbrıs politikasını eleştiren eski KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’a hitaben söylediğini unutmuştum: “Benim halkımın kafasını bulandırmasın. Seçim çalışmasını gidip ülkesinde yapsın!”

 

Dedim ya, çok zarif bir insandır!

 

Tercüman, 11 aralık

 


*

Zarif Başbakan’ın zarif Meclis Başkanı

 

TBMM Başkanı Bülent Arınç aklı sıra Cumhurbaşkanı’na laf atıyor:

 

- Sayın Sezer siyaset yapmalıdır. Siyaset yapan halkı tanır. Siyaset insanı ‘terbiye eder’ diyeceğim de yanlış anlaşılır, eğitir! (Yeni Şafak, 11 aralık)

TBMM Başkanlığı siyaset sayılmıyor demek ki!..



*

İki rekat namaz da kılabilirdi

Yeni Şafak’ın sahipleri olarak görünen Albayraklar’la sadece isim benzerliği olan Hakan Albayrak ikinci sayfada yazmaya başladı, yazısına ‘Bismillahirrahmanirrahim. Allah’ın selamı üzerinizde olsun’ diye başladı.

Haberin Devamı

 

Olsun!

 

Yeni Şafak, 11 aralık

 


*

Gazete dili

 

Hakkı Devrim’in ‘Dil Yâresi’ köşesinden bir alırtı; ‘Türkçe dostu’ sıfatıyla başvuran da bu köşenin 533 senelik yeminli ‘düşmanlarından’ (!) Ali Cevat Akkoyunlu dostum:

 

Haber metni «...nükleer programından tırstıkları İran ve Irak...» diye devam ediyor. (Radikal,9 aralık). Tırsmak gazete haberinde kullanılacak bir fiil midir? Bir gün önce de gazetenizde «... etki alanını canlandırma derdindeki Chirac...» dikkatimi çekmişti.
– Haklısınız. Günlük dil ile haber dili «aynı» değildir.

 

Radikal, 12 aralık

 


*

 

Hep derim ya, yobazın dini olmaz diye!

 

Hürriyet’in Lübnanlının elektriği ile cep şarjı olur mu başlıklı haberi bunu gösteriyordu:

İsrail’de, bazı tutucu hahamların tepkilerine rağmen, çağdaş hahamlar, yaşamlarını dinin kurallarına göre sürdürmek isteyenlere, SMS ile fetvalar veriyor, soruları cevaplandırıyor. Beit-El Hahamı Şlomo Aviner, her ay cep telefonundan aldığı en az 3000 kısa mesaja veriyor. Soruların neredeyse tümü Halaka denen Yahudi din yasasıyla ilgili. Aviner bunlara, "caiz" ya da "yasak" diye yanıt veriyor. İşte bazı soru ve cevap örnekleri:

Şabat (Yahudilerin çalışma yerine ibadetle geçirmeleri gereken hafta tatili) sırasında tahin hazırlamak caiz midir?"
Caiz, ama sulu olursa!

Üç yaşındaki yeğenime dokunmam haram mı?"
Kızlara dokuz yaşlarına kadar dokunulabilir."

Bir Arap’tan, başkasından çalmış olabileceği bir şeyi çalmaya izin var mı?
Hayır yok. Hırsızdan mal çalmak yasaktır.

Bir Lübnanlı’nın terk edilmiş evindeyim. Telefonun pilini şarj etmek için evin elektriğini kullanmam uygun mu? (İsrail’in Lübnan operasyonu sırasında bir askerin sorusu).
Kullanabilirsin. (Asker ertesi gün arayıp, elektriği kullandıktan sonra masaya 10 şekel bıraktığını haber vermiş).

Sokağa çıkma yasağına uymak zorunda bırakılan ya da yollardaki kontrol noktalarında bekletilen Araplar bizim yüzümüzden acı çekmiyorlar mı?
Hayır, çünkü onlar birer katil.” (Hürriyet, 12 aralık)

 

Not: Hürriyet’in haberine bakarsanız “bazı tutucu hahamların tepkilerine rağmen” bu fetvayı verenler “çağdaş hahamlar” imiş. Yolda yürüyen sivil Araplar’a eziyet edilmesini “ONLAR BİRER KATİL” diye mubah gören ÇAĞDAŞ yobazlar!



*

Pencere demirini kesmek, hapisten kaçmaktan daha ağır suç

 

Kanunları adam gibi adamlar tarafından adam gibi yapılmayan memleketlerde böyle komik duruma sık rastlanır. Oya Armutçu’nun haberi (Hürriyet, 12 aralık) komik bir örnek veriyordu:

 

“Yargıtay’da görülen bir davada Konya’da bir tutukevinden demir parmaklıkları keserek kaçan bir zanlı, ‘firar’ suçundan altı aydan bir yıla kadar hapis ve (parmaklıkları keserek) ‘devlet malına zarar vermek’ suçundan da bir yıldan altı yıla kadar hapis cezasıyla yargılanacak.”

 

Yani? Yani Türk yasalarına göre, pencere demirini kesmek, hapisten kaçmaktan daha ağır suç! J



*

 

Hürriyet’tin cenaze ilanları sayfasında bir duyuru:

 

BÜYÜK KULÜP DERNEĞİ

 

11.12.2006 Hürriyet Gazetesinde çıkan Başsağlığı ilanında üyemiz Sn. Robert Nahman Susar’ın vefatı ilan edilmiştir. Bir yanlışlık olup, vefat eden Sn. Robert Nahman Susar’ın oğlu Jeri Susar’dır. İlgili kişilerden özür diler, başsağlığı dileklerimizi sunarız.

 

BÜYÜK KULÜP DERNEĞİ YÖNETİM KURULU

 

Hürriyet, 13 aralık

 


*

 

Sen demezsen kimse demez!

 

Fatih Altaylı (haklı olarak) Türkiye’ye döndüğünde Orhan Pamuk’a hak ettiği itibarı göstermemiz gerektiğini söylerken şöyle diyordu:

 

“Bazıları diyecek ki, ‘Ama Orhan Pamuk Türkiye hakkında yanlış şeyler söyledi...’ Bir başkası diyecek ki, ‘Kitapları özgün değil, başka edebiyatçılardan fazlaca esinleniyor.

 

Fatih, Allah iyiliğini versen e mi! Ahmet Altan’a ‘başkalarından arakladın’ diyen sensin;daha dün Orhan Pamuk için “Konuşmasındaki ‘babamın bavulu’ temasını Amin Maalouf’tan esinlendi” diyen yine senin gazeten...

 

Bir başkası çıkıp ‘Kitapları özgün değil, başka edebiyatçılardan fazlaca esinleniyor’ diyecekmişmiş! Sen demezsen kimse demez!

 

Sabah, 13 aralık

 


*

 

Kalkınmanın ölçütü sivri biber fiyatı olur mu?

 

Manşetteki haber “TÜİK’e göre milli gelir artmış, geçim standardı yükselmiş. Her halde bu rakamları verenler hiç çarşı pazar gezmiyor” diyor, altında da bakla, barbunya, taze soğan yok semizotu fiyatları...

 

Beyler, sivri biber fiyatının artması milli gelirin artmasına yahut refahın yükselmesine mani değil ki... AKP Hükümeti’ni eleştirecekseniz önce biraz ekonomi öğrenin!

 

Tercüman, 13 aralık

 


*

Takvim konuyu uzmanına danışmış

 

Bak, Takvim nasıl ‘işin uzmanı’nı bulup eleştiriyi çakıyor, AKP politikalarını yerden yere vuruyor!

 

Sevr’in rövanşı, diyor uzman. Gazetenin manşeti üstelik!

 

Utanç verici şeyler yaşıyoruz. Bir Türk olarak bunları utanç verici buluyorum. 43 yıldır AB oluşumunun içinde olan bir ülkeyiz; haritada yerleri olmayan, 10 yıl evvel kurulmuş ülkelerin olduğu yerde, hâlâ Türkiye için neler konuşuluyor. Bu tamamen Sevr'in rövanşı. Lozan artık Türkiye'den kaldırılmak isteniyor...”

 

“Bunların önemli bölümünü, Türkiye Atatürk döneminde Kurtuluş Savaşı'nda bu ülkeden kovmuş... Bizi parçalamak isteyenlere bu toprakları dar etmiş... Şimdi onların yaptıkları, işte o günlerin rövanşı. Şu konuştukları Ankara Protokolü, Kıbrıs ile ilgili kararlar, limanların açılması hakikaten utanç verici...”

 

Hey bre aslan Mustafa, hey bre Mustafa Denizli, at bre hocam kim tutar seni!..

 

Takvimciler sizi de Allah bildiği gibi yapsın inşallah! J

 


*

 

Koyun gütmek şart!

 

Erken seçim, dediği iddia edilen Cumhurbaşkanı’na yine bütün saygısıyla, zarafetiyle cevap verdi Başkakan: “İki koyun gütmemiş, erken seçim istiyor!” (Hürriyet, 14 aralık)

 

Beğenin veya beğenmeyin, Başbakan’ın söylediğinde hakikat payı vardır.

 

Türkiye’de parti başkanı olmak yahut başbakanlık yapmak için çobanlık yapmış olmak olmazsa olmaz bir tecrübedir.

 

O kadar öküzü gütmek kolay mı?

 


*

 

Bir örnek ister misiniz?

 

AKP’li ve CHP’li milletvekilleri Meclis’te atıştı.

 

CHP’li Öktem: Tarihe tecavüzcü hükümet olarak geçeceksiniz.

AKP’li Cantimur: Sayın Baykal oval ofisten çıkmıyor ki...

CHP’li Akıncı: Bir gel de oval ofisi gezdireyim sana.

CHP’li Akıncı: Emekliler sizi öpecek.

 

Vallahi bunlar ‘SİZİN’ temsilcileriniz, vekilleriniz...

 

Hürriyet, 14 aralık

 


*

 

Bunların tabii bir de BAŞ’ı var

 

Başbakan, internet kafeleri çocuk pornosu konusunda uyardı:

 

Adam gibi çalışın yoksa tepenizdeyiz!”

 

Hürriyet, 14 aralık

 


*

Bir sen eksiktin!

 

GS’li golcü Hakan Şükür politikaya girme sinyali vermiş. Tabii ki girerse AKP’den girecek. (Milliyet, 14 aralık)

 

Vallahi Türk siyasetine, özellikle de AKP’ye yakışır.

 

Böyle akıllı, zeki, çevik, tecrübeli üstelik dini bütün gençleri siyasette görmek isteriz!

 


*

O haberi AFP’den alıp da yaptık ya!..

 

Milliyet’in ‘Dış Haberler Servisi’ imzasıyla verdiği haber ‘Hitit Barajı modern tarımın hizmetinde’ diyor:

 

Fransa Basın Ajansı (AFP), Hititlerin bugün 3246 yıl önce Alacahöyük'te inşa ettiği sanılan barajın tekrar işlevsel hale getirilmesini ‘3 bin yıllık baraj Türk köyünde çiftçiliği yeniden canlandırdı’ başlığıyla duyurdu...” (Milliyet, 14 aralık)

 

Gerçekten güzel bir haber.

 

Allah’ın Fransızı gelip Çorum-Alaca’da Türk arkeologlarla görüşüyor, güzel bir ‘feature’ haber yapıyor, biz de Fransız Haber Ajansı’ndan tercüme edip kullanıyoruz.

 

Türkiye basınıyla gurur duyuyor! J



*


Çok düşünmüşler mi?

CNBC-e’nin düzenlediği ‘İş Dünyasının En İyileri’ ödülü bu sene Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı ile Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç’a verildi. (Milliyet, 14 aralık)

 

Jüri çok yorulmuş anlaşılan!



*

 

İşte devlet işte sağlık devrimi, diyor manşet.

 

“Yılbaşından itibaren yoksul ve sosyal güvencesi olmayan çocukların aralarında bulunduğu 20 milyon kişi ücretsiz tedavi olacak” diyor spot.

 

Allah aşkına, mevcut şartlarda bu 20 milyon kişiye ücretli veya ücretsiz herhangi bir ‘sağlık hizmeti’ verilebileceğine siz inanıyor musunuz?

 

Bugün, 14 aralık

 


*

Çocuklarımız pek bir ‘prekos’ !!!

 

Manşet: Annemi bunlar öldürdü hakim amca

 

Büyük spot: Kaçmak için saklandığı sandıkta öldürülen töre kurbanı Gülistan Gümüş’ün 12 yaşındaki kızı S.G. mahkeme salonunda katilleri eliyle gösterdi: Annemi bunlar öldürdü!

 

Küçük spot: (...) Hâkimin ‘Yaşın küçük ifade vermek ister misin?’ diye sorduğu Gümüş’ün kızı S.G. gözyaşları içinde ‘Evet’ dedikten sonra hakime, el yazısıyla yazdığı ve ‘Annemi öldürenler ve sebepleri’ başlıklı mektubu verdi. Tanık kürsüsüne çıkan küçük S.G. öfkeyle arkasındaki sanıklara dönerek “Hâkim amca, bunların hepsi annemi öldürdü. Annemi öldürenleri önce Allah’a sonra size havale ediyorum” diye haykırdı. (Yeni Şafak, 14 aralık)

 

S.G. 12 yaşında ve Diyarbakırlı bir çocuktur...

 

Haberi takip eden meslektaşım çocukluğunda Ayşecik-Ömercik filmlerini çok seyretmiş galiba!



*

Star’dan başka kimsenin alkına O SORU gelmedi mi?

 

Aynı haber, daha doğrusu foto-haber bütün gazetelerde vardı.

/images/100/0x0/55eb369bf018fbb8f8b2b76f

 

Ankara’da, Tuna Caddesi’ndeki bir apartman dairesinde yapgın çıkmış, kaçmak isteyen bir adam pencereye atmış kendini, ama kolları yandığı için uzun süre tutunamamış, ellerini bırakıvermiş. Allah’tan, alt katın penceresine koşan bir vatandaş (yandaki bir binada Büyük Birlik Partisi’nin bürosu varmış, oradan yetişmişler) son anda ayaklarından yakalamış ve adamcağızı yere çakılıp ölmekten kurtarmış.

 

Bütün iş tabii ki yandaki fotoğrafta.

 

Haber Anadolu Ajansı’nın, fotoğrafları çeken de BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun fotoğrafçısı Ahmet Erdivan.

 

Bakalım, benim cuma sabahı (gazete dışındayken) görebildiğim gazeteler bu haberi nasıl vermiş?

 

- Hürriyet ‘Ankara’, Milliyet ise ‘Milliyet-Ankara’ demekle yetinmiş, haber kaynağı yok, fotoğrafı çekenin imzası yok.

 

- Bizim grubun gazetelerinden Radikal haberi görmemiş, Posta ile Gözcü’yü de bu sabah ben görmedim.

 

- Vatan’da, Star’da, Güneş’te ve Takvim’de ne haber kaynağı belli, ne fotoğrafları çekenin kim olduğu.

 

- Akşam ‘Anadolu Ajansı’ diyor ama fotoğrafları kimin çektiğini söylemiyor.

 

- Tercüman kaynak göstermiyor, isim vermeksizin ‘Muhsin Yazıcıoğlu’nun fotoğrafçısı’ demekle yetiniyor.

 

- Sabah ve Bugün de kaynak göstermiyor, fotoğrafları çekenin BBP’nin fotoğrafçısı Ahmet Erdivan olduğunu söylüyor.

 

- Yeni Şafak da fotoğrafları çekenin adını veriyor ama … habere kendi muhabirinin imzasını koyuyor. (Belki de muhabir o anda oradaydı, günahlarını almayalım.)

 

Şimdi bu haberde ‘BÜYÜK BİR EKSİK’ hissetmiyor musunuz siz de?

 

Apartman dairesinde yangın çıkmış, yaralı bir adam pencereden sarkmış, kollarının dermanı kesilip tam kendini ölüme bıraktığı anda alt kattaki pencereden uzanan bir vatandaş onu ayaklarından tutarak ölümden kurtarmış.

 

Nedir eksik? Çok önemli bir bilgi eksik… ADAM KAÇINCI KATIN PENCERESİNDE BE BİRADER? Birinci katsa başka, onunca katsa başka değil mi!

 

Bu haber bir tek (kaynak göstermeyen ve fotoğrafçının adını vermeyen ama) ‘Yangında yaralanan vatandayı YEDİNCİ KATTAN DÜŞERKEN son anda bir alt katta yakaladılar” diyen STAR’da var.

 

Gazetelerimizin hali, 15 aralık

 

 

*

Bahçeli ‘erken seçim’i ağzına alacak son kişidir!

 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Deniz Baykal’a seslenmiş, “Erken seçime gidilmesi konusunda anamuhalefet partisine büyük sorumluluk düşüyor” demiş. (Milliyet, 15 aralık)

 

Yani CHP’yi ‘sine-i millete dönerek erken seçimi zorunlu kılmaya’ davet ediyor.

 

Aman aman…

 

Devlet Bahçeli çok değil geçen dönem memleketi erken seçime götürdü, dincileri tek başına iktidar yaptı. Bu sefer Şeriat gelir alimallah!



*

Yatacak yerin yok Sefa Bey, diyor manşet.

 

Devlet Su İşleri’nin olmaz dediği yere yaptırdığı 4,5 milyar dolarlık baraj kurumuş. Devlet şimdi olmayan suya para ödeyecekmiş. (Vatan, 15 aralık)

 

Bu vesileyle, Sefa Sirmen’in mal varlığına da bir göz atsalar… Hani konu ‘yatacak yer’den açılmışken!..



*

 

Bence Fener’e 2 değil, 3 hatta olmuşken 4 santrfor şart!

 

Hakkı Devrim, “bizim meslekte kocayan gazetecileri kırkıp köşekadısı yapıyorlar” dediği yazısında köşe yazarlığının aslında ne kadar fuzuli ve zor bir iş olduğunu anlatıyordu. “Her gün vaaz etmek” mecburiyetinden, “bu dünyada her şeyin hesabı(nın) o zavallılardan” sorulmasından, “o gün en çok neyin merak edileceğini bilip, okurlarını en çok memnun edecek lafı köşelerinde etmek” sıkıntısından bahsediyordu. (Radikal, 15 aralık)

 

Buyrun size bir köşe yazarından örnek:

 

Hakan Aygün ‘Acele koyun gütmüş cumhurbaşkanı aranıyor’ başlıklı siyasi hiciv, ‘Yok devenin başı’ başlıklı sade suya hiciv ve (kendisine ‘karşıma çıkmasın’ diyen adını vermediği birine hitap eden) ‘Yüreğin yetiyorsa duelloya gel’ başlıklı magazin-efelik denemelerinin altına, dördüncü parça olarak - olmazsa olmaz - bir de küçük futbol yazısı sıkıştırmış.

 

Fenerbahçe, bu futboluyla UEFA kupasını alır. Ama acele ‘çift santrfor’a geçmesi gerekiyor. En azından maçın başlangıcı ve rakibe baskı kurulan bölümlerinde ‘çift santrfor’la iyi bir sonuç alınabilir gibi geliyor bana... Korkunun ecele faydası yok! Fenerbahçe UEFA'yı alamazsa, çok yazık olur!” filan diye sallıyor… (Bugün, 15 aralık)

 

Vallahi bilmediğin konularda ‘reyting yapar’ diye yazmaya çalışmak çok zor olmalı…


*

Maalesef Milli Eğitim Bakanı

 

“Orhan Pamuk’un Nobel’i Türkiye için talihtir” diye lafa giren Hüseyin Çelik, eleştirenlere de ‘mezhebince’ cevap veriyor:

 

Evrim teorisi okullarda okutulan ve Türk Milleti’ni gelişimini tamamlayamamış adi bir ırk diyen Darwin’i sindiriyorsan, Ermenilerle ilgili tutumuna rağmen Orhan Pamuk’u da sindireceksin!! (Star, 15 aralık)

 

Ben buna boşuna Maalesef Eğitim Bakanı demiyorum!

 

Not: Darwin’in böyle bir şey söyleyip söylemediği bilinmiyor, ama içimizde bu ve benzer çirkin iddiaları haklı çıkarmak için büyük çaba gösterenler olduğu bir gerçek!

 


*

Cami duvarına siğenler çoğaldı


Aynı gün birkaç haber:

- Atatürk Havalimanı’nda deve kurban ediliyor. THY Genel Müdürü Temel Kotil (yanda) ‘Deve, imajımızı bozdu’ diyor, sanki Türkiye’yi geri bir bedevi toplumu gibi tanıtan THY’de deveden ibaretmiş gibi…

 

- Ulaştırma Bakanı, ‘Hızlı Tren Katliamı’ kahramanı Binali Bey, THY Teknik AŞ Genel Müdürü’nün çalışmadan maaş almak üzere merkeze çağırıldığını hatırlatarak “Asalım mı yani?” diyor. (Aynı ‘bakan’ çocuk pornosunun Türkiye’de yaygın olduğu fikrine de katılmadığını söylüyordu. Senin de düşündüğünün ne önemi var, hadiseler, rakamlar ortada.)

 

- AKP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi Gar Gazinosu’nun yerine cami yapmaya karar veriyor.

 

- “Saldırganlığa karşı Küresel Direniş Girişimi” adlı ne idüğü, arkasında kimlerin olduğu belli olmayan bir grup Arap, İstanbul’da iki gün süren “Irak Halkın Yardım” adın altında bir toplantı yapıyor. Bu toplantıya Taliban’ın da katıldığı iddia ediliyor. Toplantı salonuna giren Türk kadın gazetecilerden ‘başlarını örtmeleri’ isteniyor.

 

- AKP Kartal Belediyesi’nin düzenlediği film gösteriminde, makinist ‘uygunsuz’ sahneleri, elini kameranın önüne koyarak sansürlüyor. (Hürriyet, 16 aralık)

 

- Ankara Operası, 23 Aralık’ta Verdi’nin Nabucco operasını oynayacak. Sanatçılara ‘imzasız’ tehditler geliyormuş, “Tevrat’ın reklamını yapıyorsunuz; oynarsanız hayatınız tehlikeye girer!” (Sabah, 16 aralık)

 

- “Konya’da iki tesettürlü kadın doktor, testisleri şişen 17 yaşındaki gencin ultrasonunu çekmedi. Ameliyat geciktiği için gencin bir testisi alındı.” (Hürriyet, 17 aralık)

 

Nereye gidiyoruz beyler?

 


*

 

Salaklık sadece ‘imami’ cephesiyle sınırlı değil:

 

Batman’da üç ilkokul öğrencisi resim dersi sırasında ‘sarı-yeşil-kırmızı’ renklerin hakim olduğu gökkuşağı resmi çizdikleri için 3 gün uzaklaştırma alıyor. (Milliyet, 16 aralık)

 

Okul Müdürü ‘kötü alışkanlıklara bulaşmasınlar diyle’ ceza verdiklerini söylüyor. (Hürriyet, 16 aralık)



*

Yolsuzluğa neresinden giriyordu bunlar?

 

Sinpaş’a ait bir şirket, iki yıl önce, İstanbul Acıbadem’de Ford Otosan’a ait 182 dönüm arsayı, 26 milyon dolara satın alıyor. O tarihte ‘emsal’ denen ‘inşaat oranı’ 1 yani bu arsaya toplam 182.000 m2 inşaat yapılabilir.

 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (Vatan ‘Emsalsiz bir kıyak’ diyor) ‘küçük bir kalem oyunu’ ile söz konusu emsali 1’den 2’ye çıkarıvermiş. Böylece inşaat alanı da 364.000 m2’ye yükselivermiş.

 

Eh, Acıbadem’de ticari binaların metrekaresi 3.000 dolara gittiğine göre, AKP belediyesinin Simpaş’a ‘kıyağı’ sadece 365.000.000 $ yani 520 trilyon eski liracık!

 

Eh, Simpaş da eşek değil ya, AKP’ye adam gibi teşekkür edecektir herhalde…

 

Yolsuzluklara şeyinden giren Recep Tayyip Bey’in AKP’sine…

 

Vatan, 16 aralık

 


*

Arap’ın Arap’tan büyük düşmanı yoktur

 

Filistin’de Hamas ve El Fetih militanları sokakta çatıştı, kimisi sivil 2 ölü, 52 yaralı var. (Bir iddiaya göre çatışmanın sebebi yurtdışından gelen birkaç milyon dolarlık bir yardımın paylaşılması.) İsrail kıçıyla gülüyordur herhalde.

 

Bu Araplar hakikaten adam olmayacak…

 

Vatan, 16 aralık

 


*

Dehşet!

 

Koca gözlü Caner daha altı aylıkmış. Hastalanmış, kurtaramamışlar.

 

Babacığı Mustafa Aydoğdu, hastanede daha kokusuna doyamadığı bebeğinin ölümüne ağlarken göze bir gazetenin manşetindeki bir habere ilişmiş. (Gazete Star’dır)

 

10 aylık bir dünya güzeli, Eda’ya acele karaciğer aranıyor, yoksa ölecek…

 

O korkunç acısına rağmen büyük bir karar almış Mustafa Bey, kahraman Mustafa Bey, altı aylık oğulcağızının organlarını bağışlamış. Ama eklemiş: “Kara gözlerine dokunmayın n’olur!”

 

İnsanlar var, sırtında taşırsın!

 

Akşam ve Star, 16 aralık

 


*

Emin Abi (Çölaşan) yeni bir GÜZEL KİTAPLAR listesi yayımladı:

 

Okurlarına tavsiye ediyor:

 

- Gazeteci arkadaşım Hikmet Çetinkaya’nın kitabı Din Baronu’nun Kazları
-
Oğuz Akay’ın Atatürk’ün sofralarını anlatan kitabı Benim Sofram Bu
-
Ergün Poyraz’ın kitabı Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet. Masonlarla El Ele
-
Tevfik Çavdar abimizin kitabı Küresel Kapitalizmin Girdabında Türkiye
- Erol Manisalı’nın kitabı Avrupa’nın Askerle Kavgası

- Gazeteci arkadaşım Sedat Sertoğlu’nun kitabı Yazsam Olay Olur. Ülkemizin Derin Tarihine Tutulan Mercek
-
Enis Kortan’ın kitabı Kaybolan İstanbul’um. Bir Mimarın Anıları
- Gazeteci abimiz
Güngör Yerdeş’in kitabı Başkentte Önemli Olaylar ve Yazamadıklarım
-
Ali Özoğlu’nun kitabı Şifre Çözüldü. Masonlardan Türkiye’ye Kanlı Hediye. Asala-PKK (Hürriyet, 17 aralık)

Vah Emin Abi vah!

Vah vah vah!


*

 

Perinçek’ten yeni devrim, diyor başlık.

 

Kıldığı cenaze namazıyla çok konuşulan İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek yine şaşırttı. 20 ilahiyatçıyla ‘Cuma sohbeti’ düzenleyip, Hz.Peygamber’in devrimci yönlerini anlattı.” (Akşam, 17 aralık)

 

Ben size demiyor muyum Mao’dan yola çıkıp Mustafa Kemal’e varan Doğu’yu iyi izleyin diye. Yakında Usame Bin Ladin’in devrimciliğine de gelecek sıra!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!