Bir okul yargılanıyor

Güncelleme Tarihi:

Bir okul yargılanıyor
Oluşturulma Tarihi: Kasım 21, 2006 12:02

İZMİR'deki Karşıyaka Anaokulu'nda bazı idareci ve öğretmenler arasında patlak veren sürtüşme, ardı arkası kesilmeyen ihbar mektuplarıyla önce soruşturmalık, sonunda da mahkemelik oldu.

Görevden alınıp mahkeme kararıyla geri dönen müdür yardımcısı Hanife Işıkel'in kalbi ise okuldaki huzursuz ortama dayanamadı. İki çocuk annesi 42 yaşındaki Işıkel kalp krizi sonucu yaşamını yitirirken, biri müdür 5 eğitimcinin hakim önüne çıkacağını belirten eşi Fahri Işıkel, “Eşim kendini ifade etmek için çabaladı, kimseye sesini duyuramadan öldü. En büyük üzüntüm aklandığını görmeden ölmesi” dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı Karşıyaka Anaokulu'nda 2005 Mayıs ayında başlayan olaylar iddiaya göre şöyle gelişti:
“11 yıllık Müdür Zuhal Kayatürk, aynı okulda ‘5 yılını doldurduğu’ gerekçesiyle Çiğli Egekent Anaokulu'na verildi. Milli Eğitim 1.5 ay sonra ‘hata yapıldı’ diyerek Kayatürk'ü görevine iade etti. Ardından da ‘hakkınızda şikayet var’ denilerek Kayatürk Menemen'e tayin edildi.

Zuhal Kayatürk gerekçesiz görevden alınırken, ‘açıldı’ denilen soruşturma için ne ifadesine başvuruldu, ne savunması istendi. Müdür yardımcısı Hanife Işıkel ise Kayatürk'ün tayinini haksız bulup istifa etti. Kayatürk hakkında verilen şikayet dilekçelerine okul öğretmenlerinden Huriye Asan'ın dilekçesi de eklendi. Asan şikayet dilekçesinde Işıkel'in neden istifa ettiğinin araştırılmasını istedi. Nuriye Asan müdürvekilliğine getirilirken, Hanife Işıkel'in de tayini Menemen İlköğretim Okulu'na çıktı.

ŞİKAYET DİLEKÇESİ YAĞMAYA BAŞLADI

Ancak açılan soruşturmalar, alınan ifadeler ve bu ifadelerin ortalıkta konuşulması okulda huzuru kaçırdı. Okul yönetimini şikayet edenler arasına, mal ve hizmet alımı yapılan firmalar, servisçiler de katıldı. Satın alma komisyonu üyesi öğretmenler, komisyonun başkan ve yardımcılığını yapan okul müdürü ve yardımcılarını usulsuzlük yapmak, kendilerine ve başkalarına çıkar sağlamakla suçladı.

Yapılan işler ve alımlarla ilgili kararlara imzalarının baskı altında, sıkışık zamanlarda alındığı, bazı firmaların yönetimce kollandığını öne sürüldü. Bu arada bazı idareci ve öğretmenlerin eşleri de Milli Eğitim Müdürlüğü'ne şikayet dilekçeleri verdi. Bir yandan soruşturmalar sürüp, ifadeler alınırken, yeni şikayet dilekçeleriyle başka soruşturmalar açıldı.

KAYATÜRK VE IŞIKEL GERİ DÖNDÜ

Bu arada İdare Mahkemesi'nde dava açan Zuhal Kayatürk 2006 Nisan'da, Hanife Işıkel ise 2006 Eylül'de yargı kararıyla Karşıyaka Anaokulu'na geri döndü. Kayatürk tekrar müdürlük koltuğuna otururken, vekil Nuriye Asan da öğretmenliğe başladı. Ancak, yeni ders yılında da okul huzur bulmadı.

Karşılıklı suçlamalarla büyük sürtüşmenin yaşandığı 15 öğretmenli okulla ilgili açılan soruşturmaya Milli Eğitim Bakanlığı müfettişleri el koydu. Yeniden ifadelere başvuran Bakanlık müfettişleri bu kez şikayet edilenlerin de, edenlerin de ‘görevlerini kötüye kullandıkları’ gerekçesiyle yargılanmasını istedi. Karşıyaka İlçe İdare Kurulu, müdür Zuhal Kayatürk, Hanife Işıkel, Nuriye Asan, Kudret Karamağara, Atike Nadide Uygur ile Ayfer Çakır'ın hakim önüne çıkmasına karar verdi. Birbirlerine düşen anaokulu eğitimcilerinin yargılanmasına 2007 Şubat'ta Karşıyaka 3'üncü Asliye Hukuk Mahkemesi'nde başlanacak.

HANİFE ÖĞRETMENİN KALBİ DAYANMADI

Öte yandan eşi Hanife Işıkel'in genç yaşında, asılsız iddialar ve iftiralar yüzünden yaşadığı gerginlikler sonucu kalp krizi geçirdiğini öne süren emekli astsubay Fahri Işıkel, “13 Ekim'de kalp krizi geçirdi. Doktorlar aşırı stres nedeniyle kriz geçirdiğini söylediler. Ege Üniversitesi Hastanesi Anestezi Kliniği'nde yaşam mücadelesi verdi. Bitkisel hayata giren eşimi kurtaramadık. Eşim bir hiç uğruna hayatını kaybetti” dedi.

Eşinin hastaneye kaldırılmasının ardından Vali Oğuz Kağan Köksal'a bir mektup yazarak Karşıyaka Anaokulu'nda yaşananları, kendisi okula gittiğinde bile soruşturma konusu olduğunu anlattığını belirten Fahri Işıkel şunları söyledi:
“Eşim Müdür Kayatürk'ün tayininin hatalı olduğunu, haksızlık yapıldığını savunarak müdür yardımcılığından istifa etmişti. ‘Neden istifa etti’ diye sorulan bir şikayet dilekçesiyle hakkında soruşturma açıldı. O günden başlayarak mücadeleye giriştik. Yapılan yanlışları Cumhurbaşkanı'na kadar yazıp ilettik. Sonunda mahkeme kararıyla görevine döndü. Ancak birbirine düşen herkes okuldaydı ve ortam çok gergindi. Bu ortamda görevini sürdürmeye çalışıyordu. En son Cumhurbaşkanına bir başvurumuz olmuştu. Nitekim onun sonucunda Milli Eğitim Bakanlığı müfettişleri geldi. Suçlananların da suçlayanların da yargılanmalarını istedi.

Her şey mahkemede ortaya çıkacaktı. Eşim aklanacaktı. Ama olmadı. Kalbi bu kadar gerginliğe dayanmadı. Olan benim eşime oldu. Mahkeme önemliydi, çünkü aklanacaktı, huzur bulacaktık. O bugünleri göremedi. 42 yaşında yaşama veda etti, 18 yaşındakı kızımız Deniz Merve, 13 yaşındaki oğlumuz Levent Onur'u öksüz bıraktı. Acımız çok büyük. Benim bir başka üzüntüm ise öldüğü için davanın düşmesi ve onun mücadelesini sürdürememek.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!