Kömür ve doğal gaz vurgunu

SEVGİLİ okuyucularım, kış geldi. Yakacak ve ısınma giderleri belimizi büküyor.

Doğal gaz fiyatlarına korkunç zamlar geliyor. İnsanların dayanma gücünü aşan, gaddarca yapılan zamlar. Bizim apartmanda yakıt gideri ayda 180 milyon oldu. Özellikle İstanbul ve Ankara'da bu kazığı biz nasıl ve nereden yiyoruz?

BOTAŞ doğal gazı alıyor, belediyelere satıyor. İstanbul ve Ankara belediyeleri bu fiyatın üzerine yüzde 40 ile 46 arasında kár payı koyup halka bu fiyattan satıyor. Yani 100 lira maliyeti olan doğal gaz, belediye tarafından bize 146 liradan satılıyor. Üste bir de ‘‘sabit giderler’’ adı altında bir eklemeler yapılıyor ki, Sakıp ağanın ödeme gücünü bile aşar.

Fiyatlar dolar üzerinden belirleniyor. Bir eve doğal gaz getirmek için belediyeler dolar alıyor! Dahası, şu son haftalarda dolar düşerken, ödediğimiz para sürekli artıyor.

Evinize doğal gaz bağlandı, sayaç taktıracaksınız. Ankara'da dolarla takıyorlar! Bütün sayaçları tek tabanca olarak eski adı Alfagaz, yeni adı Elektromed isimli bir şirket satıyor! Bu şirkete Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından bugüne kadar 100 milyon dolardan fazla para ödendi.

Kim denetliyor bu doğal gaz işini? Halkın böyle bir kazık yemesine kim, hangi makamlar göz yumuyor? Elde edilen bu korkunç rant kimlere, nerelere gidiyor?

***

İstanbul ve Ankara'da görev yapan iki başkan, kendi kişisel reklamlarının peşinde. Kentlerdeki bütün panolar bunların resimleriyle dolu.

Ankara'daki ayrıca parti kurmaya soyunmuş, yanına kimse gelmiyor ve bir türlü kuramıyor! Buna karşın ekranlara çıkıp siyaset nutukları atıyor. Vatandaş ise doğal gaz kazığını yemeye devam ediyor.

Milyonlarca aile perişan. Önlerinde iki seçenek var. Ya yetmeyen gelirlerinden bir bölümünü daha doğal gaza ayıracaklar, ya da kış boyu soğuktan titreyecekler. Apartmanlarda bu yüzden kavgalar çıkıyor.

Dünkü Hürriyet ve Sabah'ta bu doğal gaz rezaletinin içyüzü sergileniyor ve yediğimiz gaddarca kazıklar anlatılıyordu.

Lütfen bana söyleyin, bugün yüzde 46 kár oranıyla satış yapan hangi sektör var? Bir tane gösterin.

Ama satış yetkisi bunlara verilmiş, tam bir tekel olarak görev yapıyorlar. Türkiye, halkın sırtından doğal gaz parası kazanmanın cenneti olmuş. Milyonlarca aile perişan durumda... Ve ne acıdır ki, kimsenin umurunda bile değil.

VE KÖMÜR KAZIĞI

Sizden bir istirhamım var. Eğer dünkü Resmi Gazete elinizdeyse, lütfen orada yayınlanan Rekabet Kurulu kararını bir okuyun ve Ankara'da yaşayan milyonlarca insana, yine Büyükşehir'e bağlı Belko isimli kömür şirketinin attığı kazıkları, bu şirkette yapılan usulsüzlükleri bir görün.

Bu karar Resmi Gazete'de tam 64 sayfa. Belko, kömürü tek tabanca olarak yurtdışından getiriyor. Hiçbir rekabet yok. Halktan trilyonlar toplanıyor da, bu paralar nereye gidiyor? Rekabet Kurulu kararında işte bunlar sergileniyor. Şirket büyük zararda. Belediye ile al gülüm ver gülüm ilişkilerine girmiş, sürekli zarar etmiş. Bu belediye şirketine Melih döneminde tam 23 araba almışlar. Bunlardan biri de zırhlı araç! Makam arabası bir Fiyat Tempra.

İthalat yaptıkları kömür firması bunlara güya helikopter hibe etmiş. Fakat helikopterin parasını kömür fiyatına -ton başına 3,5 dolar olarak- yansıtmış. Piyasada tek tabanca ve tekel olmasına karşın, Belko kendilerine yakın yayın organlarına ‘‘kömür reklamları’’ vermiş. Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin kutlama ve davetleri için para sağlamış. İhalelerini ‘‘davet usulü’’ yapmış. Paralar kimlere gitmiş! Bunları Rekabet Kurulu'nun dünkü Resmi Gazete'de yayınlanan kararından alıyorum. Kararda daha sonra şöyle deniliyor:

‘‘Şirketin mali durumunun bozuk olmasına rağmen kömür faaliyeti ile ilgili olmayan pek çok harcama yapıldığı, şirketin keyfi ve verimsiz yönetildiği, kömür satış fiyatlarının makul düzeylere indirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.’’

Sonuçta Belko'ya 41 milyar lira para cezası veriliyor. Fakat bürokrasi burada da devreye giriyor. 6 Nisan günü alınan bu karar tam 8,5 ay sonra Resmi Gazete'de çıkıyor. El insaf!

***

Bugün size şu kış aylarında başımıza gelenlerden bir demet sundum. Bir yanda doğal gaz kazığı, öbür yanda ise İ. Melih'e bağlı, tekel durumunda olan bir şirketin basiretsizliği, halka kömürde attığı kazıklar, Resmi Gazete'de yayınlanan usulsüzlükler, yolsuzluklar ve buna karşın zarar etmesi.

Türkiye'yi bu sistemden ve bu kafalardan kurtarmak gerekiyor.

Peki bunu kim yapacak? İşte Cumhurbaşkanı'na bağlı Devlet Denetleme Kurulu, işte Başbakan'a bağlı Başbakanlık Teftiş Kurulu, işte Maliye Bakanı'na bağlı Maliye Teftiş Kurulu ve İçişleri Bakanı'na bağlı Mülkiye müfettişleri. Neredeler, neredeler? Daha ne bekliyorlar?

Bugüne kadar yüzlerce defa yazıldı ama hiçbiri umursamadı. Oysa şu konulara bir el atsalar, derinlemesine deşseler, ortaya trilyonlar açılacak, katrilyonlar saçılacak!
Yazarın Tüm Yazıları