Sinema

Güncelleme Tarihi:

Sinema
Oluşturulma Tarihi: Şubat 03, 2006 00:00

Irak’ta medeniyetler savaşıyor

Kurtlar Vadisi Irak

Yön: Serdar Akar

Oyn: Necati Şaşmaz, Billy Zane, Ghassan Massoud

Türk televizyon tarihinin en yüksek reytinglerine ulaşan Kurtlar Vadisi dizisinin sinema filmi Kurtlar Vadisi Irak, Kuzey Irak’ta Amerikan askerlerinin 11 kişilik özel Türk kuvvetinin başına çuval geçirip gözaltına alındığı olayla başlıyor. Gözaltına alınmayı gururuna yediremeyen üsteğmen Süleyman Aslan, ardında Polat Alemdar’a yazılmış bir mektup bırakarak intihar ediyor. Polat Alemdar da arkadaşının vasiyetine kayıtsız kalamıyor ve ekibiyle birlikte Kuzey Irak’a doğru yola çıkıyor.

Kurtlar Vadisi Irak, ilk bakışta Türk kamuoyunda derin bir yara açan çuval olayının, beyazperde rövanşı olarak gözüküyor. Polat ve üç arkadaşı son model bir ciple girdikleri Irak cehenneminden, Rambo serisini hatırlatan kahramanlıklara imza atarak, alınlarının akıyla çıkıyorlar.

Amerikalılar’ın salt kötü karakterler olarak yansıtılıp yansıtılmadığı konusuna gelince... Genelde Hollywood filmlerinde işlenen "Her sepetten birkaç çürük elma çıkar" formülünde ipin ucu fazlasıyla kaçırılmış. Filmde bir iki asker dışında Amerikalı karakterlerin tamamına yakını kötü karakterler. Hastaların böbreklerini çalıp organ kaçakçılığı yapan doktor, TIR’ın içindeki masum insanları tarayan asker, köyü basanlar, düğün evinde katliama imza atanlar hep Amerikan askerleri. Filmde ayrıca Irak’taki Ebu Garib hapishanesinde yaşanan işkence olayları da perdeye taşınıyor. Iraklı çıplak bir tutukluyu tasmayla çektiği için ’tasmacı er’ olarak bilinen Lynndie England’ı hatırlatan bir karakter bile filmde var.

Ancak madalyonun bir de diğer tarafı var. Amerika’nın Irak’ta yaptıkları ve işkence skandalı tüm dünya tarafından bilinen gerçekler. Kısacası yapılan eleştiri doğru ama yansıtılma biçimi, yani Amerikan ordusunun toptan suçlu gösterilmesi yanlış.

MEDENİYETLER ÇATIŞMASI

Yönetmen Serdar Akar’ın "Biz övünmek ya da övülmek için yapmadık bu filmi. Tartışılsın diye yaptık" sözleriyle özetlediği Kurtlar Vadisi Irak, aslında ’çuval hadisesi’nin rövanşının alınmasından çok daha derin siyasi tartışmalarla dolu. Filmde Irak Savaşı, 11 Eylül ile gündeme gelen Medeniyetler Savaşı’nın bir sonucu olarak vurgulanıyor. Billy Zane’in canlandırdığı Amerikalı Albay Sam William Marshall, insanları acımadan öldüren, salt kötü bir karakter olarak yansıtılmasına rağmen yaptığı eylemlerin altında hep dini temalar yer alıyor. Albay Marshall, Hz. İsa’nın Son Yemeği’nin tasvir edildiği tablonun yer aldığı odada birçok kere Tanrı’ya dua ediyor. Dualardaki ana tema, kutsal topraklar kabul edilen Babil’in ele geçirilme olgusu üzerine kurulu. Iraklı gelin Leyla’nın Polat’a verdiği ölen kocasının hançeri, Selahattin Eyyubi döneminden beri nesilden nesile taşınan kutsal bir değere sahip. Bildiğiniz gibi Selahattin Eyyubi, Haçlı Seferleri’ni durduran kişi olarak tarihe geçmişti. Albay Marshall’ın bu hançerle öldürülmesi bir anlamda Amerika’nın Irak’ı işgalinin Haçlı Seferleri’yle kıyaslanması.

ZİKİR SAHNESİ ÇOK TARTIŞILACAK

Cennet’in Krallığı filmindeki Selahattin Eyyubi rolüyle şöhreti yakalayan Ghassan Massoud’un canlandırdığı Şeyh Abdurrahman Halis Kerkuki karakteri, filmde Medeniyetler Savaşı’nın İslami kanadını temsil ediyor. Şeyh Kerkuki, intihar eylemlerine karşı çıkıyor ve infaz edilmek üzere olan bir yabancı gazeteciyi kurtarıyor. Kerkuki’nin intihar eylemine karşı çıktığı üç dakikalık bölümde söylediği "Sabır etmek düşmana karşı boyun eğmek değildir" sözleri filmin ana tezini oluşturuyor. Filmin bu bölümlerinde başta El Kaide olmak üzere İslami örgütlerin terör eylemleriyle Irak sorununun çözülemeyeceği vurgulanıyor. Şeyh Kerkuki’nin önderliğinde yapılan zikir sahnesinin birçok tartışmaya gebe olduğunu şimdiden belirtelim.

Film teknik olarak standartların çok üstünde. Kara Şahin Düştü filminde çalışan Amerikalı ekibin imzasını taşıyan aksiyon bölümleri çok iyi. Görsel açıdan da Hollywood filmlerini aratmayacak kaliteye sahip.

Kurtlar Vadisi Irak, salt çuval hadisesinden ibaret değil. Irak Savaşı ve Ortadoğu sorununa dair alt metinler içeriyor. Televizyonda olduğu gibi yine büyük kitleleri salonlara taşıyacağa benziyor.

Tüm zamanların en romantik romanından beyazperdeye

Pride and Prejudice

Yön: Joe Wright

Oyn: Keira Knightley, Talulah Riley, Rosamund Pike

Jane Austen’in birçok kez televizyona uyarlanan ünlü Aşk ve Gurur adlı romanının, sinemaya sadece bir kez uyarlandığını biliyor muydunuz? Laurence Olivier ve Greer Garson’ın başrollerini paylaştığı 1940 yapımı filmden tam 65 yıl sonra Aşk ve Gurur ikinci sinema uyarlamasıyla karşımızda. Çekimlerin tamamı romanın da geçtiği İngiltere’de yapıldı. Joe Wright’ın ilk yönetmenlik denemesi. 18. yüzyıl sonlarında geçen filmin konusu şöyle:

Jane, Elizabeth, Mary, Kitty ve Lydia Bennet kardeşler, zengin ve seçkin bir koca bulmanın hayaliyle büyütülmüştür. Hepsinin birbirinden farklı karakter yapısı vardır. Biri güzelliği, diğeri zekası, bir başkası bilgi birikimiyle dikkat çekmektedir. Elizabeth, kendi ayakları üzerinde durmayı başaran güçlü bir karakterdir. Zengin ve yakışıklı damat adayı Bay Bingley ile yakın dostu Bay Darcy’nin yakındaki malikáneye taşınması beş kız kardeşin hayatını değiştirir. Kadın-erkek ilişkilerini en iyi yansıtan romanlar arasında gösterilen, sarsıcı aşk öyküsüyle insanı derinden etkileyen Aşk ve Gurur, öncelikle romantik kalplere ve edebiyat tutkunlarına sesleniyor. Sevgililer Günü öncesi birebir.

Akıl Oyunları’ndan hoşlananlara

Proof

Yön: John Madden

Oyn: Gwyneth Paltrow, Anthony Hopkins, Jake Gyllenhaal


Kanıt, 2001 Pulitzer ve 3 dalda Tony ödülü kazanan, Broadway’de uzun süre sahnelenen David Auburn’ün aynı adlı tiyatro oyunun ilk sinema uyarlaması. Yedi Oscar’lı Aşık Shakespeare’den tanıdığımız yönetmen John Madden ile Gwyneth Paltrow’u tekrar bir araya getiriyor.

Film, deha ile delilik arasında gezinen matematikçi Robert (Anthony Hopkins) ile hayatını ona adayan kızı Catherine’nin (Gwyneth Paltrow) dramatik öyküsünü konu alıyor. Catherine’nin kafasını meşgul eden en büyük problem, babasının dehasından veya deliliğinden ne kadarının genetik olarak kendisine geçtiğidir. Hayatı, uzaklarda yaşayan kız kardeşi Claire ile babasının eski öğrencisi Hal’ın (Jake Gyllenhaal) gelişiyle değişir. Hal, Robert’ın anlaşılmaz matematik formülleriyle dolu 103 not defterinin sırrını çözmeye çalışmaktadır.

Her sinemaseverin ilgisini çekecek, Oscar’lı dev bir oyuncu kadrosuna sahip Kanıt’ın iki dezavantajı var. Birincisi, öyküsü fazlasıyla Akıl Oyunları’nı hatırlatıyor. İkincisi ise, tiyatro oyunu havasından kurtulamadığı yönünde aldığı eleştiriler.

Tipik bir aile komedisi

The Family Stone

Yön: Thomas Bezucha

Oyn: Sarah Jessica Parker, Claire Danes, Dermot Mulroney, Diane Keaton

Stone Ailesi’nin en büyük oğlu Everett, yeni kız arkadaşını ailesiyle tanıştırmak için Noel tatilini seçer. Everett’in (Dermot Mulroney) kız arkadaşı Meredith (Sarah Jessica Parker), ikili ilişkilerde mesafeli, tam bir New York’lu iş kadınıdır. Ancak kendisini bohem bir hayat süren, sıradışı bir aile beklemektedir.

Aile Bağları, Robert DeNiro’nun başrolünü oynadığı "Zor Baba" örneğinde olduğu gibi defalarca sinemaya uyarlanan bildik bir temaya sahip. Kuşak ve kültür çatışmasının yarattığı durum komedisinden beslenen film, yönetmen Thomas Bezucha’ın kariyerindeki ikinci uzun metrajlı yapım. Farklı kuşaklardan usta oyuncularıyla dikkatleri çeken Aile Bağları’nda, Sarah Jessica Parker kendisine En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında Altın Küre adaylığı getiren performansıyla öne çıkıyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!