Elden ele kitap gezdirme..

Amerika’da yeni bir modanın çıktığından söz ediliyor. Birileri kamuya açık alanlara birtakım kitaplar bırakıyorlarmış.

Diyelim bir parka gidip bir banka oturuyorsun, poponun altında bir kitapla karşılaşıyorsun.

Mahallede yaşayan birçok kadının ortaklaşa kullandığı ‘çamaşır yıkama merkezine’ gidiyorsun, makinelerden birinin üstünde bir kitap. Trene biniyorsun, aaa, koltuğunda bir kitap daha..

Roman, şiir, öykü, deneme, artık bahtına ne çıkarsa... Genellikle roman tabii. Bu moda İtalya’da ve Fransa’da da yayılıyormuş..

Fransa’da böyle kitap bırakan dokuz bin kişi varmış daha şimdiden, ortalıkta dolaşan yüzer gezer kitap sayısı da on bini geçmiş...

Kitabı bırakan kişinin tek ricası var, bulanın okuduktan sonra buna benzer bir yere bırakması.. Bu işin öncüsü Ron Hornbaker adında, Missouri eyaletinden bir bilgisayarcıymış.. Bu olaya da ‘bookcrossing’ deniyormuş. Yani ‘elden ele kitap gezdirme..’

Ben bu kampanyayı çok sevdim.. Yarından tezi yok Şu Çılgın Türkler kitabımı uygun bir yerde bırakacağım.. Size de öneririm..

(*) Sevgili polis arkadaşlar! İstanbul’un herhangi bir yerinde tek başına duran bir Şu Çılgın Türkler kitabı bulursanız, lütfen ona bomba muamelesi yapmayın.. Yapmayın ki elden ele kitap gezdirme modası Türkiye’de de yaşasın..

Murat Gökçer: ‘Şişman değildim..’

Murat Gökçer’den de ‘Tiyatroda filler tepişiyor’ başlıklı yazıma aşağıdaki yanıt geldi..

‘8 Eylül 2005 Perşembe günü Hürriyet gazetesi eki olan Kelebek’te, ‘Tiyatroda filler tepişiyor’ başlıklı yazınızda yer verdiğiniz, 20 yıllık Devlet Tiyatrosu sanatçısı olduğunu iddia eden kişinin size yollamış olduğu e-postada ‘Trabzon Devlet Tiyatrosu Müdürü Murat Gökçer baletti. Gerçekten.. Şişman olduğu için, soyadı kontenjanından, baleden ayrılıp tiyatro kadrosuna girdi ve müdür oldu’ şeklinde bir ifade var.

Bu ifade yanlıştır. Kamuoyununu, sizi ve 20 yıldır sanatçı olduğunu iddia eden kişiyi doğru bilgilendirmek istiyorum.

Ben 35 yıldır Devlet Tiyatrosu’nda çalışmaktayım. Sanat hayatıma 1971 yılında Ankara Devlet Konservatuarı’nda bale eğitimi alarak, Türkiye genelinde açılan ve bir ilk olan Devlet Tiyatrosu bünyesinde kurulan ‘Modern Dans Topluluğu’na katılarak başladım.

1983 yılında Ankara Devlet Konservatuarı Tiyatro (Yüksek) bölümünden mezun olarak 23 yıldır Devlet Tiyatrosu sanatçısı olarak görevimi sürdürmekteyim.

Yani ne geçen gün dans ediyordum, ne de dün şişman olduğum için Trabzon Devlet Tiyatrosu müdürü oldum. Kaldı ki biraz araştırma veya biraz bilgi edinilseydi geçmiş dönemlerde Ankara Devlet Tiyatro Müdürlüğü Vekilliği, Müdür Yardımcılığı ve iki dönem yönetim kurulu sanatçı temsilciliği gibi görevler yaptığım da anlaşılacaktı.’

Gördüğünüz gibi Devlet Tiaytrosu’nda önüne gelen birilerini suçluyor ama biraz konular derinleşince doğruların söylenmediği ortaya çıkıyor. Anlaşılıyor ki taraflar söylentilere inanıyor, gözünü gerçeklere kapatıyor. Çözüm 1949’da çıkarılan yasayı değiştirmek! Ama nedense AKP de elindeki oy çokluğuna rağmen bu işi beceremiyor..

Yok mu bu konuda bir Avrupa Birliği kriteri acaba?

Hani 3 Ekim’den önce birileri zorlasa da, o sayede Devlet Tiyatrosu sorununu da çözsek..
Yazarın Tüm Yazıları