MEDYADAN – Magazinimsi alıntılar

Güncelleme Tarihi:

MEDYADAN – Magazinimsi alıntılar
Oluşturulma Tarihi: Haziran 19, 2005 20:34


Elbisesiyle dikkat çekti, diyordu haber. (YANDA) Eski bir fotomodel-manken imiş Didem Öner. Sortie’nin açılış gecesinde elbisesiyle dikkat çekmiş. Oysa kılığına bakarsanız, genç kadının dikkat çekmek gibi bir merakının olmadığını (J) görürünüz! (Kelebek, 16 haziran)

*

OT GİBİ YAŞIYORSUNUZ, OT, BİR ŞEYDEN HABERİNİZ YOK!

Harbiye Açıkhava’da bir konsere giden manken Ebru Şallı’nın manken Aysun Kayacı’ya, oğlu Beren’in (telefona kayıtlı) fotoğrafını gösterdiğini ve aralarında şöyle bir diyalog geçtiğini biliyor musunuz mesela?

Aysun: Yerim ben seni, ah anam, yerim!
Ebru: Darısı senin de başına!..

Yok, haberiniz bile yok tabii ki, otsunuz siz ot!

Posta, 13 haziran

*

VATANDAŞ ÖLSÜN!

Posta ‘pazartesi sendromundan kurtulmak ister misiniz?’ diye soruyor.

İstiyorsanız, yapmanız gereken çok basitmiş:

1.Pazartesi sabahı erkenden kalkıp, trafiğe yakalanmadan işe gidin
2.Kahvaltıyı ihmal etmeyin, evde olmazsa iş arkadaşlarınızla kahvaltı edin
3.İşe gittiğinizde herkese ‘Merhaba’ deyin
4.Kendinizi iyi hissettiğiniz kıyafetler giyin
5.Pazartesi sabahına toplantı koymayın
6.Öğle yemeğini dostlarınızla yiyin
7.Pazartesiye bir aktivite koyun, spor salonuna gidin, dans-yoga dersi felan alın...

Yahu bunları yapabilenlerin zaten ‘pazartesi sendromu’ yaşaması için bir sebep yok ki...

Posta, 13 haziran

*

ÜNLÜLER!

Yıldızlar Kraliçesi Filiz Özkol, 2005 falına bakıyor ve bu arada Akrep burcunun ünlülerini sayıyor: Arzum Onan, Emel Sayın, Meltem Cumbul, Muazzez Abacı, Zerrin Özer, Yılmaz Erdoğan ve İpek Tuzcuoğlu.

Eee, Günaydın ilavesinin falcısı ‘Akrep burcunun ünlüleri’ diye Charles de Gaulle, François Mitterrand, Edith Piaff, Pablo Picasso yahut Coluche’ün adını sayacak değil ya...

Sabah’la Günaydın, 13 haziran

*

MAYMUN KİM OLUYOR BU CÜMLEDE?

‘Sanatçı’ Hande Ataizi fotoğrafını çeken muhabirlere kızmış:

Eviniz yok mu? Bu durum sizce maymuna fıstık atıyormuş durumu olmuyor mu?’

Maymun kim oluyor bu benzetmede?

Star-Box-Magazin, 13 haziran

*

MÜZİKLE İŞKENCE PEK BİR MODA

Amerikan yönetimi, Guantanamo’daki üste esir tutulan insanları sorgulamak ve işkence etmek için... popçu Christina Aguilera’nın şarkılarını dinletiyormuş.

Bizde olsa, ne dinletirlerdi acaba?

(a) Ayşe Hatun Önal
(b) Petek Dinçöz
(c) Bayhan
(d) Diğer
(e) Hepsi

Gazeteler, 14 haziran

*

THY'NİN TATLI BELASI diyor Takvim.

Türk Hava Yolları, hiçbir şeyden çekmedi vatandaştan çektiği kadar. Öyle sorular geliyor ki, cevap vermek çok zor. İşte bunlardan bazıları.’

- İyi günler, bir sorum olacaktı.
- Tabii buyurun.
- THY ticketing bölümünde çalışanların maaşı ne kadar?

- İyi günler danışma..
- İyi günler bugün nereden bilet alabiliriz?
- Sadece Taksim ve havalimanı açık bugün.
- Anladım. Taksim'deki havalimanının telefonunu alabilir miyim?

- Semiha Yankı Havalimanı'nın telefonunu alabilir miyim? (Sabiha Gökçen demek istiyor!)

- Çocuğun adını alabilir miyim?
- Mustafa İbrahim Süheyl İsabeyoğlu... Hayvan babası böyle bi isim vermiş.. Sanki Arap şeyhi... Dayısıyım çok üzülüyorum da çocuğa.. Affedersin yani hanfendi...

- Diyarbakır'a yer var mı acaba?
- Maalesef yok efendim?
- O zaman beni yedek kulübesine yazar mısınız?

- İyi günler iç hatlar.
- Bant kaydı mısınız, gerçek mi?
- Gerçeğim hanımefendi.
- İyi o zaman iyi günler.
- İstanbul'a son uçak kaçta?
- Nereden?
- Buradan.
- Nereden arıyorsunuz?
- Şehir içinden.
- Nereden?
- Erzurum'dan..

Trabzon bir yolcu arar ve sorar:
- İyi akşamlar! Trabzon-İstanbul arası ne kadar sürüyor acaba? (Görevli, adamı beklemeye alır:)
- Bir saniye efendim.
- Tamam teşekkürler, iyi akşamlar! (Telefonu kapatır.)

- Çocuğumla uçucam, oğluma çocuk fiyatı istiyorum ne kadardı?
- Çocuğunuzun 12 yaşını aşmaması gerekiyor. Kaç yaşındaydı?
- 32 yaşında.

- İyi günler hanımefendi. Denizli'ye uçuşunuz var mı?
- Evet beyefendi?
- Öyle mi, peki Denizli'de havalimanı var mı?
- Hayır beyefendi suya iniyoruz!

- Ben Almanya'ya gidecektim...
- Olur hanımefendi. Nereye peki Almanya'da?
- Havalanına!

*

‘BİR HABER, İKİ GAZETE’

Bir İstanbul Masalı adlı dizinin final bölümü yayımlandı. Önce, eski bölümlerden bir derleme gösterildi, sonra final bölümü, peşinden de ‘kamera arkası’ çekimler... Arada insanı deli eden reklam kuşaklarıyla birlikte, cem’an... 5,5 saat!

Bu haber iki farklı gazetede:

Çukurova grubunun gazetesi HO Tercüman: MASAL’a acemi final. Bir İstanbul Masalı’nın finali hayal kırıklığı yarattı...

Ciner grubunun gazetesi Takvim: Masal yıktı geçti. Bir İstanbul Masalı adına yakışır bir finalle veda etti ve reyting rekorlarını da altüst etti...

Bilin bakalım dizinin yayınlandığı ATV kanalı hangi gruba ait?

HOT ve Takvim, 15 haziran

*

SOSYETİK 'HEİDİ'

‘Sosyete dünyasının ünlü ismi Neslihan Kozanoğlu, Cumhuriyetköy'deki çiftliğinin bahçesinde uzun süredir çiftçilik yapıyor. Topuklu ayakkabılarıyla tarla sürüp, inek sağıyor’ diyor Zafer Akbaş.

Bir iki alıntı:

Soru: Siz "sosyete" olarak anılıyorsunuz. Bu işlerinasıl öğrendiniz?

Cevap: Sosyetenin bunları yapabilecek kapasitede olması lazım zaten. Mesela Prens Charles... Ondan daha asil biri geliyor mu aklınıza? O da çiftçilik, ekolojik tarım yapıyor. Ama Türkiye'de herkese sosyete diyorlar.

Soru: Fotoğraf çektirmek için mi böyle giyindiniz?

Cevap: Hayır, hep böyle giyinirim. Güzelliğime çok düşkünüm. Aynen bu elbiseyle süt sağarım. Topuklu ayakkabılarımla tarlaya girerim. Kadın her yerde her zaman güzelliğine düşkün olmalı.

Sabah, 16 haziran

*

BİR TATLI SOHBETİYLE MUTLULUK HİSSİYATINI TATMAK...

Takvim’in Kulis Böceği Hayrunnisa yazıyor:

“... bir de baktım karşımda Orhan Gencebay. Al nasıl asil, nasıl beyefendi! Her zamanki şıklığı ile orada oturuyor.” (Yani Orhan Gencebay ve şıklığı yan yana oturuyorlar!)

Tabii etraf hayranlarıyla dolu. İmza isteyenler, bir tatlı sohbetiyle mutluluk hissiyatını tadanlar...”

İnşallah ben de yaşım ilerleyince Hayri Nusa abla gibi böyle güzel şeyler yazacağım!

Takvim, 18 haziran

*

KORKUNÇ BİR HABERDİ !

Ana-oğul aynı dizide buluştu, diyordu.

Ana: Zeynep Özal
Oğul: Uğur Ekren

‘Seyretmezsin olur biter’ diyeceksiniz ‘bunun neresi korkunç?’

Üçüncü nesil Özallar’ın da ortaya çıkması yeteri kadar korkunç bir haber değil mi?

Hürriyet, 18 haziran

*

METROSEKSÜELİN (DE) BİR ADIM ÖTESİYMİŞ...

Bu yeni erkekler pembe bluz giymekle kalmıyor pembe şallar da takıyor, üstelik her giysileri için ayrı ayrı çanta taşıyorlar. Genellikle ‘kadın işlerinde’ mesela mücevhercilerde ya da kadın mağazalarında çalışıyorlar. Çoğunluğu 16-29 yaş arasında olan bu kesim güzellik ve moda için ayda 150 dolardan fazla harcıyor. Evet kadın gibi süslüler ama bu erkekler asla homoseksüel değil. Aksine kadınlar bunlara bayılıyor...! diyor haber.

Bunlardan biriyle 30 senedir evli olan bir kadın anlatıyor:

Elbiselerimi seçiyor, ayağıma oje sürüyor. Sırf daha estetik gözüktüğü için tuvalet kapağını daima indirir... Asla evden çirkin giysilerle çıkarak sizi utandırmaz. Sizin için ‘harika bacaklarınızı daha güzel gösterecek’ giysiler seçer. Üzerinizdekinin poponuzu büyük gösterdiğini söyler... Yemek hazırlar, çamaşır yıkar, size sarılır ve dedikodu yapar. Filmlerde sizinle birlikte ağlar, düğünlerde dans eder...”

Efendim bu ‘metroseksüel ötesi’ erkeklere İngilizce Man ile Gils karışımı MIRL diyorlarmış.

Biz de bunlara böyle 4 HARFTEN OLUŞAN BİR İSİM verirdik, ama şimdi İngilizce konuşmak moda!

Vatan, 18 haziran

*

GIRGIR

Hıncal Uluç’ta okudum.

Rolling Stones’un üyelerinden Ronnie Woods anılarında anlatıyormuş.

80’li yıllarda, konsere çıkmadan önce havaya girmek için soyunma odasında esrar, LSD filan içerek kafayı bulurlarken, birden grubun menaceri heyecanla içeri dalmış:

- The Police are here! (Polis geldi!)

Bunlar telaşla ellerindeki uyuşturucuyu tuvalete atmaya çalışırken, kapı açılmış Sting, Any Summers ve Stewart Copeland içeri girmiş.

Yani o günlerin efsane gruplarından Police’in üyeleri...

Sabah, 18 haziran

*

GEÇEN HAFTANIN EN KEL ALAKA, EN ABUK SABUK MANŞETİYDİ...

Recep başardı, diyordu.

Recep Yılmaz, sokakta çalışan çocukların fırsat verildiğinde kaderlerinin değişebileceğini kanıtladı...’

Recep’e nasıl bir fırsat verilmiş de ‘sokakta çalışan çocukların kaderlerinin değişebileceğini kanıtlamış’ acaba bize?

Okula mı gönderilmiş? Bir fabrikada bir iş mi bulunmuş?

Hayır! ‘Mendil satarken Dolunay dizisinin çekim ekibinin dikkatini çeken Recep, bir televizyon yıldızı olma yolunda ilerliyor’ muş.

Demek ki, sokaktaki çocukları kurtarmak için bundan böyle televizyon dizilerinde rol vereceğiz!

Günaydın, 19 haziran

*

GÖTTENSON

Filmde canlandıracağı karakterin adını beğenmeyen Tamer Karadağlı, rolü reddetti.

Karakterin adı GÖTTENSON imiş. Rolü Özcan Deniz’e vermişler.

Fatih Ürek çok üzülmüş bu rolü kaçırdığına, diyor ki ‘Eskiden Fato diyorlardı, şimdi (Kırkpınar martavalından beri herhalde) ‘Ağam’ diye sesleniyorlar. Filmde oynasaydım yeni lakap kazanacaktım...’

Göttenson rolünü oynasaydı Fatih Ürek’e nasıl bir isim takacaklardı acaba?

Takvim, 19 haziran

*

BİR TELEFONUNUZ KÂFİDİR

Efendim, 1.sayfadan, sürmanşetten verilen habere göre, Türkiye’ye tatlile gelen fut-topçu İlhan Mansız fotoğrafını gazetede görerek beğendiği Türkiye İkinci Güzeli Fatoş’un telefonunu bulup aramış, bir hafta beraber tatile çıkmayı önermiş. Çeşme’ye gitmişler birlikte.

Birlikte dediğim... SEVİYELİ birlikte tabii ki, ne sandınız?

Posta, 18 haziran

*

YERİNDE BİR SORU

Bir ‘sosyetik güzel’ var, hangi magazin sayfasını açsanız baş köşede, Elif Germiyangil adlı bir güzel hanım. Genellikle mevsimine de bakmadan yarı çıplak giyinir. Bu seferki habere göre Elif Hanım yazı getirmiş, yani bir nebze daha dekolte, daha kısa bir kıyafetle görülmüş bu gece. Bir giydiğini bir daha giymez, ‘Giymediğim elbiseyi de evde hiç tutmam, hemen bir ihtiyaç sahibine veririm’ dermiş.

Ahmet Cumalı da soruyor haklı olarak ‘Tek merakım bu elbiseleri giyecek cesur ihtiyaç sahiplerini nasıl bulduğu?’

Posta, 18 haziran

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!