Re-espri

Hem de benim eski bir yazımı ‘Çok güldüm’ diyerek bana geri postaladığı için.

Yooo, laf dokunduruyorum zannetmeyin, herkes benim ilk günden bugüne her yazdığımı okumak, hatırlamak zorunda değil ki... Gerçekten noşuma gitti.

Ama hemen bir kere daha hatırlatayım (gerçi yazının başında da söylemişim), bu esprinin sadece dibindeki ilave benim, gerisinin kaynağını bilmiyorum...

*

Önce Hadiye Hanım’a kesip sakladığı bu yazıyı hatırlatan haberi vereyim size.

Dünya Ralli Şampiyonası Antalya’da başladı. Güzel bir tören ve iyi bir etap olmuş ancaaak.... Ancak, Antalya’da Türkler yaşar malûm. Vatandaş, ralli parkurunu çocuk parkına ve piknik alanına çevirmiş. Pilotlar yarış sırasında karşıdan karşıya geçen, ele ele tutuşmuş ailelerin, yola fırlayan lastik topların, pistin kenarında kolkola piyasa yapan genç kızların arasından geçerken, sıkıntılı anlar yaşamış...

‘Formula-1’e az kaldı Serdar Bey...’ diyor Hadiye Hanım ve aşağıdaki yazıyı geçiyor. Kullanalım o halde...

*

Türk Otomobil Federasyonu’nun, Türk pilotlara getirdiği özel kurallar şöyleymiş:

1- Türk pilotlar, Formula 1 araçlarının bagajında mangal bulunduramayacak.

2- Araçlarda teyp, amfi filan varsa, söktürülecek. Mini vantilatör, kafasını sallayan köpek ve dikiz aynasına boş CD asanlar yarışa alınmayacak.

3- Araçların arkasına Canısı, Var ya..., Deli yürek, Bir sana doyamadım bir de sabah uykusuna, Günahkar sokakların tövbekar çocuğu, O şimdi asker, 81-3 Tertip İdris yahut da Anan da sollardı gibi ibareler temizlenecek.

4- Pitstop (Lastik değiştirmek, benzin doldurmak için verilen kısa süreli mola) sırasında, bakım ekibinden “Usta gelmişken bir de karbüratöre bakıver” ya da “Difransiyelden bir ses geliyor, alt takımlara da bir el atıver” gibi özel taleplerde bulunulmayacak.

5- Yarışma için gelen yabancı pilotların arabasına yaslanıp, “Usta kaç yapıyor bu?”, “Bizim Almanya’daki kayınçoda da bunun aynısından vardı” yahut “Bunların ikinci eli kaça gidiyor hoca?” gibi sualler sorulmayacak.

6- Start ışıkları yanar yanmaz, arkadaki “Daaaaart!” diye kornaya basmayacak.

7- Yarış esnasında, yabancı bir pilota çarparak kaza yapan Türk şoför, “Trafik gelmeden arabayı kıpırdatmam abi” gibi tepkilerde yahut da “Benim Sanayi’de tanıdığım bir kaportacı var. Arabayı oraya yaptır, faturayı ben hallederim” gibi tekliflerde bulunamayacak.

8- Marlboro, Camel, Winston fibi yabancı sigara reklamlarının yanısıra, millî sanayimizi teşvik amacıyla Tekel 2000, Uzun Samsun, Yeni Rakı, Vefa Bozacısı gibi reklamlara da yer verilecek. Ayrıca yarış sırasında kesinlikle sigara içilmeyecek...

9- Bu şartlarda memleketi temsil edecek şoför varsa, başvursun.

*

İşte böyle denmiş internetten gelen bu espride.

Güzel! Güzel ama eksik! Aklıma ilk gelen, unutulmuş diğer ihtimalleri de sayıyorum:

- Bizim pilot, hava sıcaksa, sol kolunu ta asfalta kadar sarkıtmadan araba kullanamaz mesela.

- Yarış Pazar günü yapılıyorsa, kucağına iki yaşındaki oğlunu alıp, direksiyonu ona emanet eder.

- Yanına yengeyi de alır kı, lastik patladı mı, ileride durup, yoldan gelen araçlara eliyle “Soldan geç!” işareti yapsın.

- Sonra İstanbul Grand Prix’si sırasında, yol kenarındaki ağaçların altında mangal yapacaklarla ilgili bir mevzuat yok mu?

- Yarış sırasında, pistte kaza varsa (atıyorum) kırmızı, asfalta yağ döküldüyse siyah filan... hani flamalar vardır, yandan sallarlar. “Dikkat, karşıdan karşıya koyun sürüsü geçiyor” uyarısı hangi bayrakla yapılacak?

- Türk Formula 1 pilotunun plaka kiralamasına izin verilecek mi, verilmeyecek mi? Yani Formula 1 araçları minibüs gibi “hatlı mı” yoksa “hatsız mı” satılacak?

- Yük çeksin diye Formula 1 aracının arkasına çift dingil atmak “selbes” mi, değil mi?

- Formula 1 pistinde görevli Security Car (Güvenlik Aracı), pilotlardan “çorba parası” tahsil edebilecek mi?

- Solladı diye bacağa sıkanları ne yapacağız?

- Start anında, araçlar kırmızı ışıkta beklerken, aralarında gezip, su, simit, cep telefonu şarjı, kağıt helva filan satmak serbest mi?

İlk aklıma gelenler bunlar... Üzerinde biraz daha çalışmamız gerek.

Öneriniz varsa...