Medyadan MUHTELİF ALINTILAR

Güncelleme Tarihi:

Medyadan MUHTELİF ALINTILAR
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 29, 2005 23:38

Negatif ilimciler dört işlemi beceremez mi – Turkcell : Her şey vatan için! – Bu hızla ABD’yi 2079’da yakalarız, sıkın şeyinizi – İyi anne olmayı reddeden kadınlar – Örgütsel tenis raketi ele geçirildi – Hürriyet’in küçükbaşları keçi midir, koyun mu – Hürriyet yazı işleri Vatan’dan Yeşilaycı çıktı – KKTC’de asgari ücret 720 liraymış – Eğitim / Gelir kısırdöngüsü nasıl kırılır – Hz.Tayyip’in kullanılmış eşyası kapış kapış... vs alıntılar.


Eskişehir’de, bir çadırda kalan 4’ü çocuk 6 kişi gazdan zehirlenerek öldü. Yandaki korkunç fotoğraf Hürriyet dahil birkaç gazetede kullanıldı. Star ise, eli ve çenesi bağlanan annenin kocaman fotoğrafını kullanmıştı. Doğru yaptık mı? Emin değilim... (ÜSTTE) - Ana sayfadaki kara çarşaflı 5 kadına gelince... Mısır’da Amerikan Üniversitesi’ne bu kılıkta alınmadıkları için dava eden ana ve kızları. Türkiye’deki ‘Üniversitelerde türbana özgürlük’ taleplerinin bir sonraki adımını merak edenler için kullandım... (ANA SAYFADA)

*

NEGATİF İLİMCİ ÇARPMA BÖLME BİLİR Mİ?

Prof. Zekeriya Beyaz ‘Türkiye’de 350.000 kadın fazlası var’ demiş.

Hesabı şöyle: ‘Türkiye’de erkeklerin oranı % 49, bayanlarınki (ıyyk!) % 51. Yani 350.000 bayan fazlası var!’

Hocam, 70 milyonluk bir ülkede kadın-erkek nüfusu arasında % 2 fark varsa, bu 350.000 değil, 1.400.000 kadın fazlası demektir!

İlahiyatçılar matematikten de anlayacak değil ya...

(En güzeli, bu 350 bin rakamını baz alıp yorumlayan bir sürü de köşeyazarı çıktı...)

Hürriyet, 22 mayıs

*

HER-ŞEY-VATAN-İÇİN

Çukurova Grubu, hesabı neyse, son anda kıvırdı, Turkcell’i İtalyan Sonera’ya satmaktan vazgeçti, hatta toplantıya bile gitmedi.

Herkes bir gerekçe buldu bu manevraya ama en güzeli, Çukurova grubuna dahil ve milliyetçi takılan HO tercüman gazetesinin manşetten verdiği versiyondu:

TURKCELL Türk kalacak

Çukurova’dan stratejik hamle. Sonera’ya satış yok. Türkiye’nin gururu, dünya markası Turkcell için ‘yerli kontrolünde’ çözümler değerlendiriliyor.

Breh breh breh! Herşey vatan için yani, Karamehmet kendisi için bir şey istiyorsa namerttir...

HO Tercüman, 24 mayıs

*

OECD, ‘ŞOK OLMAZSA 2 YIL BOYUNCA % 6 BÜYÜRSÜNÜZ’ DEMİŞ

Geçen sene de % 9.8 büyüdük diye övünüyorduk ya...

‘Sizin için’ küçük bir hesap yaptım.

Bugün, kimi ülkelerin Gayri Safi Milli Hasılaları, (milyar Amerikan Doları olarak) şöyle:

Türkiye : 295
Belçika : 351
G.Kore : 668
Fransa : 2.010
İngiltere : 2.125
Almanya : 2.703
Japonya : 4.682
ABD : 11.665

Türkiye, rekor sayılan % 9.8 büyümeyi sürdürse, ki mümkün değil, ama varsayalım...

Diğer OECD ülkeleri de 2003 yılı kalkınma hızlarını sürdürseler...

Türkiye,

Belçika’yı 2006 yılında
G.Kore’yi 2022’de
Fransa’yı 2030’da
Almanya’yı 2032’de
İngiltere’yi 2035’te
Japonya’yı 2054’te
ABD’yi de 2079’da yakalar...

Biraz şeyinizi, yani dişinizi sıkın, az kaldı!.. J

Hürriyet, 26 mayıs

*

LAPSUS!

İzmir Kadın Platformu, son günlerde meydana gelen, basının büyük bir hata yaparak, sanki hak verir gibi ‘namus cinayeti’ dediği kadın cinayetlerini, şiddeti kınayan bir basın açıklaması yaptı.

Habere göre, kimi yörelerde gelinliğin üzerine takılan ve bekâreti temsil eden kırmızı kemeri yakan kadınlar, ellerinde bir de pankart taşıyorlardı:

İyi anne, sadık eş, itaaktâr kadın olmayacağız!

Türkiye’de kantarın topuzu hep böyle kaçar işte: İtaatkâr kadın olmamak iyi güzel de, iyi anne ve sadık eş olmanın ne sakıncasını gördünüz acaba?

Birgün, 25 mayıs

*

ÖRGÜTSEL TENİS RAKETİ ELE GEÇİRİLDİ

Kara çarşaflı çete, başlıklı haberin bitiş cümleleri:

Yasadışı sol bir örgüt üyesi olmaktan, afiş asmaktan ve kapı zorlamaktan sabıkalı çete reisi Savaş Çetinkaya’nın Pendik’teki Matiz Cafe’yi çalıştırdığı belirlendi. Eski bir güvenlikçi olan Taylan Çetinkaya’nın ise tenis hocalığı yaptığı ve evinde çok sayıda tenis raketiyle topu bulundu.

Şu cümleyi tekrar okuyun:

“...Taylan Çetinkaya’nın ise tenis hocalığı yaptığı ve evinde çok sayıda tenis raketiyle topu bulundu”.

Acaba polis, tenis toplarıyla ‘İSTANBUL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ’ diye yazdı mı?

Hürriyet, 25 mayıs

*

KÜÇÜKBAŞ DEDİĞİ KOYUN MUDUR, KEÇİ Mİ ACABA?

24 mayıs gecesi Hürriyet’in 57.yaşı kutlandı, 30-20 ve 10. senesini idrak eden çalışanlara plaket verildi veya rozet takıldı. Kelebek’te bol resimli görmüşsünüzdür haberi.

‘Böyle olmak zorunda olan’ Kelebek yazarı Ebru Çapa, bu geceden 2 gün sonraki - ancak - yazısını şöyle bitiriyor:

Hadi şimdi sessizce dağılalım, bugün Hürriyet’in ödül töreni var. Bizim küçükbaşlar daha gidip ödül alacaklar...”

Kelebek, 26 mayıs

*

HABERİ SALÇALAMAK

Bursa’da Ömer isimli bir yavrucuk, annesinin elinden kurtulup yola fırladı ve bir otomobilin altında can verdi.

Bu haber bu haliyle yeteri kadar trajik değil mi zaten? Yalan dolanla salçalamaya niye ihtiyaç duyuyorlar ki?

Şeker heyecanı Ömer Faruk’un sonunu getirdi, diyor Takvim. “Bursa’da annesi Hatun Yüksel’le birlikte bakkala giden Ömer Faruk, alacağı şekerlerin hayalini kurarken aceleyle kendini yola attı...”

Nereden biliyorsunuz?

Takvim, 27 mayıs

(Not: Baktım, bu haberi DHA ‘Annesi ekmek almaya bakkala giderken oğlunu da yanına aldı’ diye verdi. Yani şeker meker palavra...)

*

AL SANA BİR DEDİKODU DAHA

Boğaziçi Üniversitesi’nde yapılması planlanan ‘Ermeni Sorunu’ konulu toplantıya, nedense, Adalet Bakanı Cemil Çiçek fazlasıyla sert çıktı, katılımcıları hıyanetle suçladı.

AKP’li bakana, AKP’li Meclis Başkanı Bülent Arınç çattı: ‘Özgür düşünce engellenemez!’

Halbuki genelde tersi olurdu...

Arınç, gerçekten ifade ve düşünce özgürlüğüne sahip çıktığı için mi Adalet Bakanı’nı açıkça eleştirdi, yoksa... Cemil Çiçek’in cumhurbaşkanlığı makamında gözü olduğu söylentileri sebebiyle mi?

Gazeteler, 27 mayıs

*

RAKİBİN BEDAVA REKLAMINI YAPMAK

Eğer bilinçli değilse (Çukurova Grubu ile Vatan arasında bir anlaşma yoksa), magazincilerin ‘pişti’ dediği duruma düşmüş Serdar Turgut.

Rakibi Vatan gazetesinin promosyon olarak Senin Kullanım Kılavuzun adlı kitabını okurlarına anons ettiği kalp cerrahı Mehmet Öz’ü ve kitabını manşet yapmak... acaba ne kadar akıllıca bir iş?

Akşam, 27 mayıs

*

SİGARA İÇEN, PARASINI ÖDESİN

Sağlık Bakanlığı açıkladı. Sigara tiryakilerinin % 55’i 35 ila 58 yaş arasında ölüyormuş.

Önlem alınmazsa Türkiye’de önümüzdeki yıllarda, senede 550 bin kişi sigaradan ölecek. Sigarayla savaş, kanser vakalarının % 40 azalmasını önler...” (Posta, 28 mayıs)

Ben de diyorum ki:

Sağlık sigortası yaptırırken, dürüstlük edip ‘dalış sporu yapıyorum’ diye beyan ettiğim için, senelerdir poliçeme ‘Su altı sporlarına bağlı hastalık ve kazalar kapsam dışıdır’ diye madde koyuyorlar. AMA KİMSE BANA ‘Sigara içiyor musun?’ DİYE SORMUYOR !..

Bence, sigara içenlere sigorta poliçeleri daha pahalı olmalı, aynı şekilde SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı primleri daha yüksek olmalı... Hastalık, kanser, erken ölüm riskleri daha yüksek olduğuna göre...

Niye ben vergimden yahut SSK primimden sigara içenlerin sağlık giderlerini veya ölüm tazminatlarını karşılayayım ki?

(Not: Hayır, sigaradan alınan vergiler yeterli değil!)

*

HÜRRİYET DAHA YEŞİLAYCI ÇIKTI

Allah için Vatan gazetesi sigara karşıtı kampanyasını iyi götürüyor.

Mustafa Mutlu, Vatan’ın ‘birinci sayfasını yapan gazetecilerin’ tiryakiliğine rağmen bu kampanyanın sürdürüldüğünü itiraf etti yazısında. Yazı işleri masasının etrafındaki 10 kişiden (kendisi de dahil) 7’si sigara tiryakisi imiş, biri yeni bırakmış, iki kişi de tescilli sigara düşmanı imiş.

Bu yazıyı okurken, ben da aklımdan Hürriyet’in birinci sayfa toplantı masasını geçirdim. Bizde durum daha iyi, toplantıya düzenli katılan 9 kişiden sadece biri sigara içiyor, biraz çok içiyor gerçi... Birinden emin değilim. Ama, ben de dahil 7 kişi ‘sigarayı bırakmış’ kadrosundanız...

Vatan, 28 mayıs

*

AYIPTIR SÖYLEMESİ

Türkiye’de asgari ücret 350 milyon küsur, KKTC’de asgari ücret 720 milyon imiş...

Tamam, 720 milyon bile sefalet parası, tamam Kıbrıslı Türk kardeşlerimize helâli hoş olsun da...

KKTC’nin adam gibi bir ekonomisi, bir geliri yok. Genelde maaşlar ve ücretler Ankara’nın yardımıyla ödeniyor.

Yani Türk işçisinin 350 milyonluk asgari ücretinden kesilen vergiyle, KKTC’li işçilere 720 milyon lira asgari ücret ödenmesi... ne bileyim, bir garip geliyor insana!

Gazeteler, 28 mayıs

*

EĞİTİM-GELİR KISIR DÖNGÜSÜ

Devlet İstatistik Enstitüsü’nün 2003 yılı yoksulluk araştırmasına göre ‘eğitim yükseldikçe, yoksulluk azalıyor’ yani...

‘Yoksulluk’ oranı:

- Okur yazar olmayanlarda % 41.1
- Diplomasız okur yazarlarda % 34.6
- İlkokul mezunlarında % 26.1
- Ortaokul mezunlarında % 18.8
- Lise mezunlarında % 9.8
- Üniversite mezunlarında % 1.6 imiş.

(Gazeteler, 28 mayıs)

Oranları bilmem ama ‘aile reisinin eğitim düzeyi ne kadar düşükse, yoksulluk oranı o kadar artıyor’ teşhisinin doğruluğundan şüphem yok...

Ama ya tersi?

Aile ne kadar zenginse, çocuklarına o kadar iyi eğitim veriyor” desem?

Fakirler eğitim imkânlarından yararlanamıyor, eğitim alamadıkça da fakir kalmaya devam ediyorlar...

Devletin ve sivil toplum örgütlerinin canını dişine takıp bu kısır döngüyü kırması gerek...

*

ŞÜPHE

Yeni TCK ile ‘şartlı tahliye’ dönemi tekrar başlıyor. ‘İyi hali’ görülen 10 bin mahkûm af ediliyor.

Bunların ‘iyi hal’ dedikleri acaba çember sakal ve kıçında yeşil şalvarla gezmek olmasın sakın! J

Gazeteler, 28 mayıs

*

KEDİYE CİĞER

İstanbul ve çevresinde çıkabilecek orman yangınlarıyla bekçilerin başa çıkamayacağı anlaşılınca, vatandaştan yardım istenmiş.

Bu vatandaş dedikleri herhalde İstanbul’a Anadolu’dan gelip, gecekondu inşa etmek için ormanları kesenlerle, mangal yaparken ormanları yakanlar olsa gerek...

Yani kediye ciğer emanet ediyorlar!

Vatan-34, 28 mayıs

*

KEŞKE...

Kenan Akansu 82 yaşındaymış. Şair, besteci, sanatçı. Eşi Fevziye Hanım da 72 yaşında. Çocukları olmadığı için 37 sene önce bir küçük erkek çocuğunu evlat edinmişler. Bu köpek, yaşlı çifte İstanbul’daki evlerini sattırmış, kiraya çıkmaya telkin etmiş, paralarını gasp etmiş, emekli maaşlarını çalmış ve ortadan kaybolmuş.

Yaşlı ve kimsesiz karı koca, elindeki üç kuruş tükenince, elektriği, suyu kesilen evlerine kapanıp ölmeyi tercih etmişler. Evlat bildikleri soysuzun yaptıklarını konu komşuya söylemek, yardım istemek ağırlarına gitmiş.

Allah’tan birileri fark etmiş de, aç susuz bir ölümden kurtulmuşlar, bir huzurevine yerleştirilmişler.

Haftanın en trajik haberiydi kuşkusuz. (Ölen yavruların yanyana yatan fotoğrafları gibi...)

Posta’nın manşet yapacağı, diğer gazetelerin kocaman kocaman kullanacağı kadar...

Ama, keşke, bu insanların dramına, utancına hassasiyet gösterebilseydik ve bu haberi... hiç kullanmasaydık!

Biliyorum, gazetecinin böyle bir tercihi, böyle bir hakkı yoktur ama... keşke olsaydı!

Gazeteler, 29 mayıs

*

ACI GERÇEK

Küçükçekmece’de daha önce de 6 yayanın ezilip öldüğü Hürriyet Caddesi’nde, bu kez de bir yavrucuk hayatını kaybetti.

Vatandaşlar ‘Üst geçit yapılsın’ diye isyan ederken, Belediye Başkanı ‘Yapacağız ama kullanmayacaklar’ diyor.

Laf laf değil ama... tamamen de haksız diyebilir misiniz Belediye Başkanı için?

Milliyet, 29 mayıs

*

BÖYLE KOMEDİ ANCAK BİZDE OLUR!


Haftanın rezaletiydi...

Üsküdar Belediyesi’nin düzenlediği bir kermeste... Başbakan’ın kullanılmış eşyası açık artırmaya çıkarıldı.

TAYYİP EFENDİ HAZRETLERİ’NİN KUTSAL EŞYASI mubarek!

Hadi dolma kalemi neyse, H.A. adlı bir işadamı (Ne iş yaptığı yazılı değildi haberlerdi, zeytinyağı veya oto yıkama-yağlama işi olabilir!) ... başbakanın kullanılmış ayakkabılarına 1,5 milyar, kullanılmış pantuluna 3,5 milyar ödedi.

Bu konuda yapılacak çok espri var tabii ki... ama 1 Haziran geliyor, TCK yürürlüğe giriyor. Başbakan’ın hamam takunyası yahut çizgili pijaması hakkında iki şaka için hapse girmeye değmez!

Gazeteler, 29 mayıs

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!