İzmir Barosu Avrupa Birliği’ni irdeliyor

Sivil Toplum Örgütleri, Avrupa Birliği konusunda ne yazık ki geçer not alamadılar. Bazıları AB’yi gözü kapalı onayladı ve AKP hükümetini alkışladı. Bazıları da yeminli bir inatla AB’ye karşı çıktı ve AKP hükümetini eleştirdi.

İzmir Barosu bir üçüncü konumda bulunuyor; Avrupa Birliği’ni özgürce irdeliyor, bir AB kurumu olan Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye ile ilgili karar, temenni ve önerilerini ameliyat masasına yatırıyor:
***
[Avrupa Parlamentosu kararlarında ve Avrupa Komisyonu İlerleme, Tavsiye ve Eki raporlarında ülkemiz hakkında kabul edilmez değerlendirmeler ve suçlamalar bulunmaktadır. Avrupa Birliği’nin resmi belge ve kararlarına bakınız:

1.Türkiye Kıbrıs’ta işgalcidir. Türk ordusu Kıbrıs’tan çıkartılacaktır. Avrupa Birliği’ne alınan Rum yönetimi bütün Kıbrıs’ı temsil edecektir.
2.Ege meselesi Avrupa Birliği üyesi olan Yunanistan’ın taleplerine uygun olarak çözülecektir.
3.Türkiye’nin güneydoğusu ”özerklik, federasyon vs.” adı altında Kürdistan yapılacak ve Türkiye’den ayrılacaktır.
4.İstanbul’daki Fener Patrikhanesi “Ekümenik” (Doğrusunun “Ökümenik” olması gerekiyor.Ö.İnce) olacak, dünya Ortodoksluğunun merkezi haline getirilecektir.
5.Türkiye, 1915-1923 arasında Ermeni soykırımı yaptığını ve böylece Ulusal Kurtuluş savaşımızın aslında bir soykırım savaşı olduğunu, bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti’nin soykırım üzerine kurulduğunu kabul edecektir.
6.Lozan Antlaşması geçersizdir.
7.Türkiye’de Müslüman olmayanların, Kürt ve Alevilerin etnik azınlık ve dinsel cemaatler olduğu kabul edilecektir.
8.Azınlıklar ve cemaatler, etnik ve dinsel kimlikleriyle parlamentoda temsil edilecektir.
9.Türkiye’de azınlıklar, kendi derneklerini, kendi partilerini, kendi okullarını kurabilecektir.
10.Fırat ve Dicle suları uluslar arası denetime teslim edilecektir.

Bu talepler ne yazık ki “uyum yasaları” adı altında TBMM’den geçirilmek istenmektedir. Yabancıları toprak satışından, ikiz sözleşmelere kadar, Cumhuriyetimizi, ülkemizi ve ulusumuzu felaketlere sürükleyecek bu gelişmeler karşısında İzmir Barosu olarak Avrupa Komisyonu ile imzalanmış olan sözleşmenin (Demek ki bir konuda bir sözleşme imzalamışlar. Ö.İnce) uygulanmasını durdurmuş bulunuyoruz. Avrupa Birliği fonlarından yararlanmak, yukarıda saydığımız dayatmaları kabul etmek, sessiz kalmak sonucunu doğuracaktır. Bütün meslek örgütlerini, sendikaları, demokratik kitle örgütlerini bu konuda duyarlı olmaya çağırıyoruz.]
***
Okurlar, yukarıdaki 10 maddeyi konu alan yazılarımı anımsayabilirler. Avrupa Parlamentosu’nun belgeleri İzmir Barosu’nun kaleme aldığı gibi değil. İzmir Barosu, Avrupa Parlamentosu’nun kafasından geçenleri yazıyor. Kuşkusuz bu 10 sorun Türkiye ile AB arasında tartışılacak. AB’nin temenni ettiği sonuçlar İzmir Barosu’nun yorumladığı gibi. Bundan benim en küçük bir kuşkum yok.
Bu konuyu müzakere edecek Türkiye tarafının göstereceği başarı sonuçların böyle olmamasını sağlayabilir. Sağlayamazsa!? Sağlayamazsa diye bir şey yok. 10 sorun eğer İzmir Barosu’nun yazdığı gibi çözümlenecekse, Türkiye’nin daha birinci maddeyi görüşürken bunu tahmin edip AB ile yollarını ayırması gerekecek.
Bu koşullar altında hiçbir Türkiye Cumhuriyeti hükümeti AB görüşmelerini sürdüremez. AKP hükümeti bile! Yukardaki sonuçları içeren hiçbir yasa TBMM’den geçmez!
Bu da benim yorum-katkım...
Yazarın Tüm Yazıları