Adanalı Demirtaş Ceyhun (Göbekli)

Kendini reklamın ve ‘çok satan’ın kantarında tarttırmayan, medyakrasinin egemenliğine karşı çıkan, çağının tanığı, 70 yaşında bir yazar karşımızda duruyor; önümüzde palyaçoluk yapmıyor, tam tersine yapıtıyla bize meydan okuyor.

Demirtaş Ceyhun’un ‘Edebiyatımı Geri İstiyorum’ (Sis Çanı Yayınları, 2004) kitabı yayınlandı. Demirtaş benim en eski arkadaşlarımdan biridir. Ya şimdi Sidney’de yaşayan şair ve romancı Nihat Ziyalan tanıştırdı ya da Yılmaz Pütün (Güney).

1952 sonrasından söz ediyorum. İlk şiirim Adana’da Yağmur dergisinin ilk sayısında yayınlanmıştı. Yıl 1953 ya da 1954 olabilir. Derginin ikinci sayısı yayınlandı mı? Anımsamıyorum.

*

1950’nin ortalarına doğru Adana tam anlamıyla bir kültür ve sanat rönesansı yaşıyordu. Tıpkı Mersin gibi. Gazeteler kültür ve sanat sayfaları yayınlıyorlardı. Yağmur, Salkım ve Güney gibi dergiler yayınlanıyordu. Ali Kemal Şenadam’ın çıkardığı, aslında kendi elleriyle dizip kendi matbaasında bastığı Salkım Ankara’da yayınlanan Pazar Postası’nın ardından İkinci Yeni şiir hareketinin en önemli temsilcisiydi.

O yıllardan anımsadığım şair ve yazar arkadaşlar: Nihat Ziyalan, Yılmaz Pütün (Güney), Abdullah Sert, Ataç’la kalem savaşı yapan Fevzi Yetiker, aktör Şükrü Üstün, Ömer Nida, Kadir Pencaplıgil, Faruk Ergöktaş, Nurer Uğurlu, Demirtaş’ın kardeşi Turan Ceyhun G. ve ressam Orhan Çetinkaya. Aralarından bazıları ulusal düzeyde ünlenmemiş olsalar da müthiş bir kadroydu bu. Ankara ve İstanbul’da yayınlananKaynak, Yeni Ufuklar, Seçilmiş Hikayeler, Yücel gibi dergilerde de yazarlardı.

Yakışıklı Demirtaş Ceyhun Göbekli o sıralarda İstanbul’da mimarlık okuyordu. Yüksel Pazarkaya’nın yazdığı ‘Kara Bıyıklıların Aksakalı Demirtaş Ceyhun’ (Cem Yayınları, 2004) monoğrafyasında okuduğuma göre 17 Aralık 1934 tarihinde Adana’da doğmuş. Avrupa Birliği 17 Aralık 2004 günü Türkiye’ye müzakere tarihi verdiğine göre, Demirtaş bu mutlu günde 70 yaşını tamamlamış.

Demirtaş Ceyhun’un doğum günü ile Türkiye’nin AB’nin ‘gıyındırık’ kapısına tosladığı 17 Aralık 2004 tarihi arasında herhangi bir gizemli ilişki, herhangi bir büyüsel işaret olabilir mi? Örneğin bir kabalistik şifre?!

*

Babasının köylü ailesinin lakabı Köpekliler... Soyadı yasası çıkınca galiba daha kibar olsun diye Göbekli’yi soyadı almışlar... Ceyhun’un ailesiyle hiçbir ilişkisi yok, yazarlık adı.

Demirtaş Ceyhun’un edebiyatçı olmasında bir ortaokul öğretmeninin çok büyük etkisi var. Bu öğretmen bir derste çantasından bir kitap çıkartır ve oradan bir öykü okur. O öykünün Sait Faik’in ‘Lüzumsuz Adam’ kitabından olduğunu bugün de iyi anımsıyor Demirtaş Ceyhun. O gün bu öykü üzerinde açılan tartışma Ömer Seyfettin öykücülüğüne alışmış öğrencilerin kafasını altüst eder.

Bu örnekten çıkartılacak bir ders vardır: Milli Eğitim Bakanlığı okullar için kitap listeleri hazırlayacağına, öğrencilerin özgürce tartışabilecekleri ders ortamı ve bu ortamı yönlendirecek öğretmenler hazırlasın.

*

Demirtaş Ceyhun Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en dişli kuşağındandır. Yani 1930 doğumlulardan. Gerçekten cumhuriyetçi öğretmenlerin görev aldığı okullarda okudu. Ortaöğrenimde çok partili parlamenter demokrasiye geçişe tanık oldu.

Demokrasiyi kurmak için 1950’de iktidara gelen Demokrat Parti’nin yarattığı polis devletinin mengenesinden kafasını zor kurtardı.

27 Mayıs 1960 ihtilalini yaşadı. 12 Mart 1970 muhtırasının ve 12 Eylül 1980 darbesinin bütün ağırlığını yaşadı ve ödemesi gerekenleri ödedi. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi cumhuriyet düşmanlarına karşı cumhuriyeti savunmak sorunda kaldı. Demirtaş Ceyhun, çağdaş edebiyatımızın en özgün, en tartışmacı yazarlarından biri. Demirtaş sadece bir yazar değil aynı zamanda bir entelektüel. Yazar olarak roman ve öyküde çok önemli, çok kapsamlı yapıtlar verirken, aydın olarak, araştırma ve inceleme kitaplarıyla, insanımızın kimlik, kişilik ve benlik sorunlarını irdeledi, irdeliyor. Postmodernlik, küreselleşme konularında bizlere sunulan uyuşturucu hapların analizini yapıyor.

Kendini reklamın ve ‘çok satan’ın kantarında tarttırmayan, medyakrasinin egemenliğine karşı çıkan, çağının tanığı, 70 yaşında bir yazar karşımızda duruyor; önümüzde palyaçoluk yapmıyor, tam tersine yapıtıyla bize meydan okuyor.

*

70’li yaşlarımıza öncülük eden arkadaşım Demirtaş Ceyhun’u bu cesaretinden dolayı kutluyorum. Okurları da ‘Edebiyatımı Geri İstiyorum’dan başlayarak Demirtaş Ceyhun’a davet ediyorum!
Yazarın Tüm Yazıları