Bir başkadır benim memleketim

BAŞLIĞI okuyunca, Ayten Alpman’ı ve o güzel şarkısını anımsadığınızın farkındayım. Ancak konumuz bu şarkı değil, sevimsiz bir konuyla, memleketimizde yaşanan, garip bir olayla ilgili...

Olayı anlatan arkadaş ‘Hocam, anlattıklarım inanılmaz şeyler. O nedenle belgelerini ve yargı kararlarını da getirdim. Buyrun...’ diyerek belgeleri uzattı.

İLGİNÇ BİR KOMEDİ

Olay şu;

Avrupa merkezli bir şirket Türkiye’de uluslararası dış kredi ile yapılacak bir ihaleye giriyor. İhaleyi kazandıktan sonra Sayıştay ısrarla 199 milyar TL damga vergisi, 114 milyar TL de karar pulu istiyor.

Şirket yetkilileri ilgili Yasa maddesini gösterip, ‘Bakın, bu işlem yasaya göre damga vergisinden istisna edilen kağıtlar arasında yer alıyor’ diyorlarsa da dinleyen olmuyor.

Çaresiz 313 milyar lirayı itiraz kaydı ile 8 Nisan 2003’te ödeyip, mahkemeye dava açıyorlar. Ankara İkinci Vergi Mahkemesi de 20 Ocak 2004 tarih ve 2004/31 sayılı kararı ile yapılan işlemi yerinde bulmuyor ve haksız yere alınan 313 milyar liranın, firmaya iadesine karar veriyor.

Mahkeme kararından 5 ay sonra vergi dairesi, 313 milyar lirayı ‘faizsiz olarak’ iade ediyor.

VERGİNİN VERGİSİ

O da ne? Haksız yere alınan 313 milyar lira damga vergisinin iadesi sırasında, binde 7.5 oranında yani 2 milyar 347 milyon lira, damga vergisi kesiliyor. Özetle damga vergisinin damga vergisi (!) kesiliyor.

Şirketin avukatı Selçuk Aşçı adeta çıldırıyor ve ilgili vergi dairesine; ‘Yabancı şirketin 313 milyar TL’sini 15 ay faizsiz kullandınız. Şimdi ise bunu iade ederken bir de 2 milyar 347 milyon TL damga vergisi kesiyorsunuz. Böyle şey olmaz. Bu anlayış ve hukuksuzluk Türkiye Cumhuriyeti’nin yabancı yatırımcılar nezdinde saygınlığını ve güvenirliğini ciddi biçimde zedeliyor. TC vatandaşı olarak ben dahi bu yapılanları anlamakta ve kabul etmekte zorlanıyorum’ diye dilekçe verip, iadesini bekliyor.

Dün kendisiyle konuştum, Avukat Aşçı 4 ay 10 gündür hálá bekliyor...

Ne dersiniz, bu gidişle ve bu kafa ile yabancı sermaye bu ülkeye gelir mi gelmez mi?

İki topla maç bitti

14
Kasım tarihli yazımızda ‘İki Topla Maç Oynanır mı?’ başlığı altında; ‘Bir futbol maçında, topla oynanırken tribündeki seyirciler ya da saha kenarındaki 'top toplayıcı' çocuklar, sahaya bir top daha atsalar, iki topla maç oynanır mı?’ diye sorduktan sonra olayı açıklamıştık.

Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nun Dördüncü maddesinde (m) bendi mevcut iken bir (m) bendi daha eklenmişti. Bunun üzerine, ‘iki topla maç oynanmayacağı gibi, iki (m) bendi bulunan yasa maddesi de olmaz. İki toptan birinin oyun alanı dışına çıkarıldığı gibi, iki (m)’den birinin de yasa metninden çıkarılması gerekiyor. Çünkü kural bu...’

diye yazmıştık.

30 Aralık 2004 günü Meclis’te kabul edilen 5281 sayılı Yasa ile iki (m)’den, ikincisi (n) bendi yapıldı. Böylece (m)’den sonra (n)’nin geleceği, gecikmeli olarak kabul edildi!..

2004’te neler olmuş neler

Samsun’da bir bankanın Mecidiyeköy Şubesi’ni soyan Mehmet Murat Pas, iki ay sonra aynı şubeye para yatırmaya kalkınca yakalandı. (14 OCAK)

 Adana Kümes Hayvanlarını Koruma Derneği Başkanı, horoz dövüşü yaptırırken yakalandı. (3 NİSAN)

 Bursa İnegöl’e bağlı 3 bin nüfuslu Cerrati Beldesi’nde 3 bin kişilik cami yapıldı. (29 NİSAN)

 Trabzon’a bir hastaneye gidip, ‘bugüne kadar hiç cinsel ilişkiye girmediğine dair’ rapor isteyen Mehmet Mısırlı’ya (46) ‘deli raporu’ verildi.

 Savaş Ay, programına ünlü benzerlerini çıkardı, araya gerçek Ciguli’yi de soktu. Ciguli, benzerlik yarışmasında üçüncü oldu. (24 HAZİRAN)

 178 Alo-RTÜK hattına başvuran biri, Sütaş reklamında gol atan inek Ayraniç’in memelerinin görünmesinden şikayetçi oldu. (16 TEMMUZ)

(Teşekkürler Jeyan HEPER)

Totoche kim

BİRKAÇ
Fransız, kantinde gevezelik ederken içlerinden biri sorar;

- Gütenberg kim, biliyor musunuz?

‘Hayır’
der ötekiler.

- Güzel, siz de benim gibi gece kurslarına gitseydiniz, Gütenberg’in basım makinesini bulan kişi olduğunu bilecektiniz.

- Peki... Panmentier’i biliyor musunuz?

‘Hayır’
der ötekiler.

- Güzel, siz de benim gibi gece kurslarına gitseydiniz, Panmentier’in patatesi bulan kişi olduğunu bilecektiniz. Eğer gece kurslarına gitmezseniz, yaşam boyu işte böyle her şeye bilmiyorum demekle yetinirsiniz...

Adamın sözleri üzerine gruptan bir tanesi sinirlenir ve;

- Oldu, anlaştık!.. Gütenberg’i, Panmentier’i bilmiyoruz. Sen Totoche kim biliyor musun?

- Hayır!

- Peki, öyleyse öğren! Totoche, sen gece kurslarına giderken karınla yatan adam!..

(Teşekkürler Ahmet Akpınar)

Günün sözü

Her kim gün boyunca bir arı kadar aktif,

Bir boğa kadar güçlü,

Bir at kadar çalışkan olmasına karşın,

Akşam olunca bir köpek kadar bitkin ise,

Bir veterinere görünmelidir.

Aslında eşek olması, kuvvetle muhtemeldir.

Chang Ying Yue
Yazarın Tüm Yazıları