MEB’in 2015 bütçesi açıklandı

Güncelleme Tarihi:

MEB’in 2015 bütçesi açıklandı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 18, 2014 11:33

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Osmanlıca dersi ile ilgili, "Belki zorunlu yapmaya da gerek yok çünkü zaten bu derslere ciddi bir talep var" dedi. TEOG ile istemediği ya da uzak okullara yerleşen öğrencilerle ilgili de, “Kamuoyunda zaman zaman çok gündeme getirilen TEOG sınavlarıyla, çocukların istemedikleri okullara yerleştirildiğine dair bir şehir efsanesi köpürtüldü” diye konuştu. Avcı, Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçesinin 2015 yılı için 5 milyar 494 milyon liraya yükseltildiğini açıkladı.

Haberin Devamı

Avcı, TBMM Genel Kurulu'nda bakanlığının 2015 yılı bütçesi üzerinde Hükümet adına konuşma yapmak üzere elinde grafiklerin yer aldığı tablolarla kürsüye geldi. Pakistan'da yaşanan olaya değinen Avcı, "Meslektaşlarımı aradım ama olayın sıcaklığı içinde çok meşgullerdi, mesajlarımızı ilettik, taziye mektuplarımızı gönderdik" diyerek Pakistan halkına başsağlığı dileklerini iletti. Bakan Nabi Avcı, konuşmasında şunları söyledi:

Zorunlu eğitimin süresini 8 yıldan 12 yıla çıkaran eğitim reformu yine hükümetlerimiz döneminde yapıldı. Bu reformlar sayesinde Türkiye'de eğitimin her kademesindeki okullaşmada ve ortalama eğitim süresinde artış sağlandı. Bu konudaki gelişmeler, İnsani Gelişme Raporu'ndaki İnsani Gelişme Endeksi'nde de karşılık buldu. Türkiye'de ortalama eğitim görme süresi 2000'li yılların başında 5,5 yıl iken 2013 yılında 8 yıla yaklaştı. 7,6 yıl.
Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sistemiyle okul, öğretmen ve müfredat merkeze alındı. Temel eğitimden ortaöğretim kurumlarına tek sınavla öğrenci yerleştirme uygulamasına son verildi. Bu sayede elemeli sınav geçiş sisteminin eğitimin bütün alanlarında yarattığı olumsuzlukların önüne geçilmesi, öğrencilerin okul harici kurumlara olan bağımlılıklarının azaltılması ve bağımlılığın velilere getirdiği ek yükün de sona erdirilmesi hedeflendi.

Haberin Devamı

Eğitim ve öğretim alanında gerçekleştirilen yeniliklerden birinin de dershanelerin özel okula dönüştürülmesi. Bu sayede okulu ikinci plana atan, öğrencileri çoktan seçmeli teste odaklı bir sürecin içine sokarak sosyal hayattan tecrit eden, veliler için ciddi mali külfetler getiren ve alternatif bir eğitim sistemi oluşturan dershanelerin yol açtığı olumsuzluklara son verilmiş olacak. Eğitim ve öğretimde özel eğitimin kapasitesini arttıracak bir sürecin başlanması sağlanacak. Özel öğretim kurumlarının nitelik ve niceliğinin arttırılması, eğitim sistemimizde kalite ve rekabet odaklı eğitim hizmetlerinin verilmesine katkı sağlayacak.

2014-2015 eğitim ve öğretim yılından itibaren diğer ortaöğretim kurumlarının tamamında olduğu gibi imam hatip liseleri de Anadolu imam hatip liselerine dönüştürüldü. Halen 1001 Anadolu imam-hatip lisesi var. Bakanlığımızın eğitim ve öğretime erişiminin arttırılması, eğitim ve öğretim niteliğinin geliştirilmesiyle kurumsal kapasitenin arttırılması yönündeki çabaları geçmişte olduğu gibi önümüzdeki yıllarda da devam edecek. Bu çabaların neticesinde eğitim ve öğretimle ilgili göstergelerle her geçen yıl önemli artışlar sağlanıyor.

Haberin Devamı

2015’te eğitimin bütçesi 5 milyar 494 milyon liraya çıktı

Bütçeden Milli Eğitim Bakanlığı yatırımlarına ayrılan payda 2002 yılına göre oransal olarak bir düşüş görülüyor. Evet ancak reel olarak bir düşüş söz konusu değil. Kümülatif olarak 2002'de 1 milyar 281 milyon 690 bin Türk lirası olan bakanlık yatırım ödeneği, 2015 yılında 5 milyar 494 milyon liraya yükseltilerek yüzde 328,65 artış sağlandı. Milli Eğitim Bakanlığı yatırımlarının 2002 yılına göre oransal olarak düşük görünmesinin nedeni, Hükümetimizin toplam kamu yatırımlarına yüksek oranda pay ayırmasıdır. Yani, toplam kamu yatırımları çok arttığından, onun içinde oransal olarak bir düşüş varmış gibi görünüyor. Pasta büyümüş... 2002 yılında bütün kamu yatırımlarına ayrılan pay 5 milyar 736 milyon lira iken, 2015 yılında 40 milyar 454 milyon 52 bin liraya yükselmiş yani yüzde 605'lik bir artış sağlanmış. Oransal olarak düşük gibi görünmesinin sebebi de bu. 880 bin öğretmenin görev yapıyor. Ocak ayından itibaren 15 bin daha alacağız. Derslik sayısında tekrar eski performansı yakaladık.

Haberin Devamı

Şehir efsanesi köpürtüldü

Kamuoyunda zaman zaman çok gündeme getirilen TEOG sınavlarıyla, çocukların istemedikleri okullara yerleştirildiğine dair bir şehir efsanesi köpürtüldü. 1 milyon 300 bin öğrenci sınava giriyor ama tercih yapan 1 milyon 57 bin. Yani sisteme giren, tercih yapan çocuk sayısı 1 milyon 57 bin. Bunun 550 bini ilk 3 tercihine yerleşti. Birinci tercihine yerleşenlerin sayısı 244 bin 395, ikinci tercihine yerleşenlerin sayısı 171 bin 273, üçüncü tercihine yerleşenler 143 bin 662. Topladığınız zaman 550 bini geçiyor ilk 3 tercihine yerleşenler. Bir de hiç sisteme girmeyen, tercih yapmayan öğrencilerimiz var. Bunların 71 bini Anadolu meslek programına, 18 bin 900'ü Anadolu lisesini, 42 bin 885'i Anadolu imam hatip lisesine yerleşmiş. 'Bu imam hatipler çok zorlanıyor, çocuklar zorla imam hatibe yönlendiriliyor, İmam hatiplerin sayısı şöyle arttı, bütün okullar imam hatipleştirildi' söylemleri var. Bütün okul türlerimizin içinde meslek liseleri oranı yüzde 59, genel liselerin oranı yüzde 33, imam hatip liselerinin toplamı da yüzde 8. Ortaöğretimde okuyan öğrencilerimizin yüzde 46'5'u meslek liselerinde, yüzde 40'ı genel liselerde, yüzde 13,7'si imam hatip liselerinde okuyor. Okul türleri itibarıyla ortaokulların yüzde 90'ı normal genel ortaokullar, yüzde 9,5'u da imam hatip ortaokulu. Öğrenci sayısı olarak baktığımız zaman da ortaokullarda okuyan öğrencilerimizin yüzde 92,5'u genel ortaokullarda, yüzde 7,5'u da imam hatip ortaokullarında okuyor.

Haberin Devamı

PISA’da iyi durumda değiliz ama…

PISA'da iyi bir durumda değiliz. OECD ülkelerine göre ölçüldüğü zaman da iyi bir durumda değiliz. Bu bir züğürt tesellisi de değil. Evet, sıralamada yavaş yavaş yukarıya çıkıyoruz ama durumunu en iyi toparlayan, en iyi düzelten ülke sıralamasında, Türkiye, OECD'de matematikte, okumada, fende üçünde de en hızlı toparlayan ülke yani durumumuzu hızla toparlıyoruz, yukarıya doğru çıkıyoruz ama istediğimiz yerde değiliz. O eleştirilerinizde haklısınız. Çok daha iyi yerde olmamız lazım.

FATİH Projesi kapsamında, internet altyapısı kablolamasında kablolanan okul sayısı 8 bine yaklaştı. Yeni faz ihalesi de yapıldı. Diğer kalanlar da aynı şekilde İnternet sistemine bağlanacak. FATİH Projesi’nde yaptığımız işlerden biri de sınıflara etkileşimli tahtalar yerleştirmek. Genellikle 'akıllı tahta' deniyor. tahtanın akıllısı olmaz diye biz 'etkileşimli tahta' tabirini kullanmayı öneriyoruz. 186 bin 565 dersliğimizde etkileşimli tahtalar yerleştirilmiş 2014 yılında. Daha önceden de 84 bin 921. Bunlarla bağlantılı çalışan çok fonksiyonlu yazıcılarımız 20 bin 269. Her sınıfa yapmak gerekmiyor, okulda bir tane çok fonksiyonlu yazıcı olunca bütün okulun işlevini görüyor. 2013'te 3 bin 657, 2014'te 20 bin 269.

Haberin Devamı

185 tavsiye kararı alınan Milli Eğitim Şurası, altı gün boyunca çok verimli bir çalışma yaptı. Ancak bunlar tartışılmadı. Türkiye'de 10 yıldan beri sosyal bilimler liselerinde Osmanlıca zorunlu ders olarak zaten okutuluyor.Eski Milli Eğitim Bakanları Hüseyin Çelik, Nimet Baş ve Ömer Dinçer'e teşekkür ederim.
Oradan aldığımız birikim, deneyim, uygulamalardan çıkardığımız örneklemeler üzerinden Şura'da bunun yaygınlaştırılması konusunda, komisyonda bütün okullara, bütün ortaöğretim okullarına yaygınlaştırılması için bir tavsiye kararı önerisi geldi. Genel Kurulda bu, özellikle nitelikli öğretmen temininde karşılaşılabilecek sorunları göz önüne alarak şimdilik Anadolu imam-hatip liselerinde zorunlu olsun, diğerlerinde bir süre daha seçmeli devam etsin, gerekli altyapı sağlandıktan sonra oralarda da… Belki zorunlu yapmaya da gerek yok çünkü zaten bu derslere ciddi bir talep var. Ayrıca bizim halk eğitim merkezlerinde açtığımız kurslar var. Buralardaki Osmanlıca, Osmanlı Türkçesi kursu gören, sertifika alan vatandaşlarımızın sayısı da 175 bin bu sene itibarıyla.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!