Boğaziçi söz verdi: Anısını yaşatacağız

boğazİÇİ Üniversitesi Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi önceki akşam Albert Long Hall’da düzenlenen törenle açıldı. Açılış konuşmasını yapan Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu; şairliğinin yanı sıra Türkiye kültür hayatına, siyasi ve entelektüel tarihine sağladığı önemli katkılar dolayısıyla Nâzım Hikmet adında karar kıldıklarını söyledi. Ayrıca “Uzun yıllar yasaklı olduğu için hakkındaki akademik çalışmalar henüz yeterli değil. Nâzım Hikmet’in anısını yaşatmak merkezin kuruluş amaçlarındandır” diye konuştu.

AÇLIK GREVİNİN SERGİSİ AÇILDI

Açılış konuşmasının ardından Can Dündar’ın ‘Nâzım’ın Kamerasından’ belgeseli gösterildi. Daha önce törene katılacağı duyurulan Orhan Pamuk ise konuşmasını video projeksiyonla yaptı. Törende ayrıca, Zafer Toprak’ın hazırladığı ‘Entelektüel Tarihimizde Kırılma Noktası: Nâzım Hikmet’in Açlık Grevi’ başlıklı bir de sergi açıldı.

Törende açılış konuşmasını Orhan Pamuk’un yapacağı duyurulduğunda, bazı Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri Nobel’li yazara karşı yayımladıkları bildiride, “Nâzım Hikmet’in adını taşıyan bir merkezin açılışında konuşma yapmasını eleştirmişlerdi.

Açılış günü de aynı gruplar kampus içinde bildiri dağıtıp Pamuk’u protesto eden pankart açtılar.

‘ONUNKİLERE BENZER ŞİİRLER YAZDIM’

Orhan Pamuk gönderdiği konuşmasında, 1970'lerde sol fikirlere ilgi duyan pek çok genç gibi kendisinin de Nâzım Hikmet şiirlerine benzer şiirler yazmaya çalıştığını söyledi. Pamuk, "Benim şiirlerim çok kötüydü ama onun gibi olmak heyecanı vardı bende. Ben lise 2'de okurken yayımlanan Nâzım Hikmet'in hapishaneden Kemal Tahir'e gönderdiği mektuplar hayat yolunda bana çok yardımcı olmuştur. Nâzım Hikmet'in Orhan Kemal'e yazdığı mektupları da aynı heyecanla okurdum. Bu mektuplar beni toplumsal, eleştirel Türk edebiyatına da açmıştır" diye konuştu.