Ne etti size Haşim Kılıç?

*

Neden yükleniyorlar?
Ne yapıyor ki Haşim Kılıç?
-Resmi ideoloji adına sivil iktidara ayar mı veriyor?
-Özgürlük düşmanlığı mı yapıyor?
-İnsan haklarına aykırı düşen kararlar mı alıyor?
-Adaletsiz ve haksız bir yaklaşımla iktidarı sıkboğaz mı ediyor?
Hayır.
Yüklenmelerinin nedeni bunların hiçbiri değil.

*

İktidar çevreleri Haşim Kılıç’a yükleniyor.
Çünkü Haşim Kılıç’ın...
-Darbeciler tarafından getirilen...
-Haksız, hakkaniyetsiz ve vicdansız bir uygulama olduğu herkes tarafından kabul edilen...
-Milli iradenin Meclis’e tam olarak yansımasına engel olan...
-Yüzbinlerce yurttaşın oyunu çöp haline getiren...
“Yüzde 10’luk Seçim Barajı”na son vermek istediğini düşünüyorlar.

*

Eskiden yargıçlara...
-Hakkaniyetsizlik yaptıkları için...
-Özgürlükleri kısıtlamaya kalktıkları için...
-Siyasetin ve toplumun önünü tıkadıkları için...
-Adalete riayet etmedikleri için...
Kızarlardı.

*

Artık yargıçlara...
Darbecilerin getirdiği 30 küsur yıllık haksız, adaletsiz bir uygulamaya son vermeye kalkışacakları için kızıyorlar.

Bir İslam âlimine işte böyle haykırmak yakışır

VE nihayet Hayrettin Karaman Hocam açmış ağzını yummuş gözünü.
Zindanlara düşme pahasına zalimlere hakkı haykıran İmam-ı Azam’ın öğrencisine yakışır biçimde yazmış.

*

Demiş ki...
-Siz ey devleti yönetenler!
-“Kenar-ı Dicle’de bir kurt aşırsa bir koyunu/Gelir de adl-i ilahi sorar Ömer’den onu” diyen büyük Ömer’in makamında oturuyor değil misiniz?
-İlahi adalet bir koyunu yiyen kurdun hesabını yönetenden soracaksa... Yoksulların hakkını yiyenlerden, milyonlar sürünürken sefa sürenlerden, yoksulların hakkını bunlardan alarak onlara ulaştırmayan yöneticilerden hesap sormayacak mı?
-Bugünden tezi yok öyle tedbirler alınsın ve öyle düzenlemeler yapılsın ki... Ülkede temel ihtiyaçlarını temin edememiş bir fert kalmasın.
-Ya bu olacak veya göklerden üzerimize bela yağacaktır vesselam!

*

Allah razı olsun Hayrettin Karaman Hocam.
Devam edin böyle...
Devam edin ki...
“Yöneticilerin kusur ve kabahatlerine İslam’dan mazeretler bulan âlimler” safında olmak yerine... “Yöneticilere hakkı haykırmaktan çekinmeyen âlimler” safında yer almış olun.

Yavuz Bingöl konuşmalıdır

EĞER sözlerinin çarpıtıldığını düşünüyorsa...
Nerede, nasıl ve hangi biçimde çarpıtıldığını canlı yayına çıkıp açıklamalıdır Yavuz Bingöl...

*

Eğer kendisini iyi ifade edemediğini, yanlış anlaşılmaya meydan verdiğini düşünüyorsa...
Yine çıkıp kendisini daha iyi bir şekilde ifade etmeli ve yanlış anlaşıldığı yönleri ortaya koymalıdır Yavuz Bingöl.

*

Eğer yaptığı kıyaslamayı yanlış buluyorsa, hatalı bir kıyaslama yaptığını düşünüyorsa...
Kendisiyle röportaj yapan kişiyi töhmet altında bırakmaya tenezzül etmeden çıkıp yaptığı hatalı kıyaslama için özür dilemelidir Yavuz Bingöl.

*

Herkes şunu iyi bilsin:
Yavuz Bingöl...
-Susturulmuş, sesi kesilmiş biri değildir.
-Sesini duyuramayacak biri değildir.
-Benim programıma çıkabilir, başka arkadaşların programlarına çıkabilir... Bütün programlar emrine amadedir.
-Derdini anlatabileceği sayısız mecra önündedir.
-Hiçbir mecra kendisine kapalı değildir.
-Bu mecralarda çıkıp “Ben şunu söylemek istedim/Şunu söylemek istemedim” diyebilir.
-Çarpıtma varsa çarpıtanla hesaplaşabilir.
-Katakulli çeken varsa katakulli çekene istediği kadar saydırabilir.

*

Kısacası...
Kimse “linç edebiyatı” yapmasın.
Kimse “Ama sözleri çarpıtıldı” yalanına sığınmasın.
Bütün mecralar, bütün ekranlar, bütün programlar, bütün manşetler Yavuz Bingöl’ün emrindedir.
Buyursun.
Anlatsın derdini... Anlatsın kendisini... Ne demek istediğini açıklasın.

Sare Hanım’dan çok şık bir hareket

TAM da siyasetin insanlığı ve vicdanları körelttiğine inanacaktık ki...
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun eşi Sare Davutoğlu “Durun, hemen umudunuzu yitirmeyin” der gibi bir ziyaret gerçekleştirdi.
Annesini yitiren Selvi Kılıçdaroğlu’na taziye ziyaretinde bulundu.

*

Çok teşekkürler Sare Hanım...
İnsanlığınızla ve vicdanınızla bizi yeniden umutlandırdığınız için.

BARAJ VE KORKU

BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu şöyle demiş:
“Biz hiçbir zaman barajdan korkmadık.”

*

Doğrudur.
AK Parti, kurulduğu ilk günden beri...
Barajdan hiç korkmadı.
Her seçimde barajları yıktı geçti.

*

Zaten hiç kimse AK Parti’ye...
“Barajdan korktunuz” ya da “Barajdan korkuyorsunuz” demiyor.

*

AK Parti’ye söylenen şu:
-Siz barajdan değil, barajın kalkmasından korkuyorsunuz.
-Çünkü barajdan yararlandınız ve yararlanmaya devam etmek istiyorsunuz.