Bir sipariş, bir davet, bir ödül

Haberin Devamı

90’larda yazdığı bir mektupta, “Tabiat-ı şiiriyenizin beni ileride aruzun tantanasından da istifade edebileceğiniz kanaatine sevk ettiğini ifade etmek isterim...” diyordu, merhum İsmail Baha Sürelsan. Ben de ziyaretimde, “Aruzun musıkîsini hece ile yakalamaya çalışıyorum” diye cevap vermiştim büyük ustaya... Bu tavsiyeyi, adetâ bir sipariş kabul ettim. Şiir yazarken hep aruz veznini dinledim arka plânda.
Konak Belediyesi’nin tesadüfen elime geçen yarışma şartnamesinde ise şöyle bir cümle yer alıyordu: “Rüştü Şardağ’ı anmak ve sanatçıları yeni güfteler üretmeye özendirmek...”
Zaten bir sipariş vardı elimde, buna şimdi bir de davet eklenmişti. Madem ki Rüştü Şardağ, Türk musıkîsi ve edebiyatında “seviye, itinâ, nezaket ve edep”ti. Bu davete kayıtsız kalınamazdı... Yarışmaya katılmak her şeyin ötesinde bir vefâ borcuydu.
60’lı yıllarda yayınlanmış “Türk Musıkîsi Bestekârları Külliyatı”na uzandı elim... Notası önümde duran şarkıyı dinlemeye başladım. Şardağ’ın güftesini, Bûselik bestelemişti Sürelsan: “Beni ihmal, bana isyan, beni giryan et / Göster aşüfteliğin kendine hayran et / Kaçacakmış gibi davran yine dön sonra / Göster aşüfteliğin kendine hayran et...”
80’li yıllarda yazılmış bir güfteyi seçtim ve çıkarttım sandıktan: “Dün seni görmüşler saz meclisinde / Güzeldi ve hâlâ mağrur diyorlar / Unuttum demişsin inanmamışlar / O bulut gözleri yağmur diyorlar - Dokunsan kırılır hâtıraları / Adetâ kâse-i fağfûr diyorlar / Seneler senden de çok şey götürmüş / Belli ki sevdâdan mağdur diyorlar - Sâzende müptelâ hânende meftûn / Meclisi eyledi mâmûr diyorlar / Dedim ki fikrime bir güfte düştü / Gayrısı nağme-i tanbûr diyorlar...”
27 Kasım Perşembe akşamı ödül töreni vardı AKM’de. Şardağ’ın 20’nci ölüm yıldönümüne rastlayan gecede bence en büyük ödülü İzmir Devlet Klâsik Türk Müziği Korosu sazları eşliğinde sahne alan Devlet Sanatçısı İnci Çayırlı davetlilere verdi. Rüştü Şardağ’ın güftelerinden diğer bestekârlarca yapılmış besteler ve Şardağ bestelerinden oluşan başka bir âleme götürdü bizi.
“Benzemez kimse sana, tavrına hayran olayım” dedi önce... “Şimdi hâtırda mıdır, âşık-ı nalân acaba?” diye sordu ardından. “Sen başka ziya, başka hayâl, başka zamansın” diye iltifat, “... Ey sevgili sen elde değil bende güzelsin” diye sitem etti. Vedâlaşırken, “Uzun yıllar ötesinden hatırını sorayım mı?” diye sesleniyordu. Hocaların hocasını, “Zarafet ve ustalığın birlikte yakıştığı kim var başka?” diyerek alkışladık...
Bu vesileyle hiç de alışık olmadığımız bu “vefâlı davet”in ev sahipliğini yapan Konak Belediyesi’ne, sayın Başkan Sema Pekdaş’a, bu “vefâlı duruş”un gölgesinde tevazu ile bekleyen Şardağ Ailesi’ne, beni, birincilik ödülünün çok ötesinde bir şeyle, “Rüştü Şardağ adıyla onurlandıran” seçici kurul üyelerine, eli değen, fikri değen, gönlü değen herkese şükranlarımı sunmak isterim...

Yazarın Tüm Yazıları