3Y nedir?

KİMYA sorusu değil, iktidar partisinin 2001’deki programında yer alan Yolsuzluk, Yoksulluk ve Yasaklarla mücadele taahhüdünün kısaltılmışı...

Haberin Devamı

1990’ların sonuna doğru iyice yozlaşmış siyaset ortamında, millet neyi özlüyorsa onları vaat ediyordu AK Parti.
Mesela, “Kuvvetler ayrılığına hassasiyetle uyulacaktır” diyordu... Programda aynen “Milletvekili ve bakanların yargılanmalarının önündeki yasal engeller kaldırılacak; dokunulmazlık, tüm kamu görevlilerinin yargılanabilmelerinin önündeki engeller ve ayrıcalıklarla birlikte ele alınacak” denilerek şu taahhüt yapılıyordu:
“Dokunulmazlık milletvekillerinin Meclis çalışmalarındaki oy ve sözleriyle sınırlandırılacaktır.”
Yolsuzluklarla nasıl mücadele edileceği uzun uzun anlatılıyor, “İlgili başsavcılıkların yetkisi artırılacaktır” deniliyordu.


NEREDEN NEREYE?


Okuduğumda beğenmiştim. Bana parti kuruculuğu teklif eden Sayın Abdullah Gül’ü arayarak hukuku yücelten bu ilkelere yer verdikleri için kutlamıştım.
2010 yılına kadar bu yönde gidildi; AB reformlarını hatırlayın...
Bugün ise, “Nereye geldik?” diye herkesten önce düşünmesi gerekenler, tabii bizzat AK Partililerdir.
Mesela yolsuzlukları soruşturmak için savcıların yetkileri artırıldı mı, yoksa fiilen zorlaştırıldı mı?
Toplumdaki yolsuzluk algısı arttı mı, azaldı mı? TÜSİAD’ın araştırması gösteriyor ki, yolsuzlukların arttığı kanaati yaygındır.
Yolsuzluk soruşturmaları dokunulmazlık dışına çıkarıldı mı? Bu yapılmadığı gibi Meclis’teki Soruşturma Komisyonu hakkında yayın yasağı konuldu...

Haberin Devamı


SULH CEZA KARARI


Cemil Çiçek, “Yayın yasağı için ben başvurmadım, bunun için yetkim yok zaten” diyor; doğrudur bu. Nasıl Danıştay başkanı, Daire başkanlarına emir veremezse, “emir vermiyorsun” diye iktidar tarafından eleştirilmiş olması nasıl yanlışsa... Meclis başkanı da Soruşturma Komisyonu’na “yap, yapma” diye emir veremez. Yanlış olan, Komisyon başkanının sulh ceza hâkimine başvurarak yayın yasağı koydurmasıdır.
Evet, İçtüzük’ün 110. maddesine göre Soruşturma Komisyonu çalışmaları gizlidir. Fakat yayın yasağı sulh ceza hâkimi tarafından dört bakanın “kişilik, şöhret ve diğer haklarının korunması” için konuldu. Meclis tarihinde emsali yoktur, özel bir kanunla kurulan sulh ceza hâkimlikleri hakkındaki tartışmaları da artıracak bir karardır.
AİHM içtihatlarına göre, bir haberin yayınlanmasında kamu yararı varsa, yani bu haber kamu denetimi anlamına geliyorsa, “gizli” damgası taşısa bile yayınlanması engellenemez.

Haberin Devamı


TANSİYONU DÜŞÜRMEK


Başbakan Prof. Davutoğlu, siyaset bilimindeki “uzayan iktidarların güç kullanma eğilimi” teorisini, yani otoriterleşme kuramını elbette çok iyi biliyordur.
Daha fazla “paket” kanunlarla ceza ve usul hukukunun temel hükümlerini sık sık değiştirmek, yargıyı sözle ve yeni yasalarla “çekingen” hale getirmek... Polise daha fazla yetki, daha fazla TOMA...
Fakat bu gidişin toplumda tedirginliği ve gerginliği daha da artırdığı ortada... Ulusal uzlaşmayla çözülebilecek sorunlarımızın çözümü de zorlaşıyor! Böyle devam edebilir miyiz?!
Tansiyonu düşürmek, toplumun yarısındaki baskı hissiyatını gidermek... Bunun için kamu kurumlarının tarafsızlığına ve hukukun üstünlüğüne toplumda güven yaratmak... Siyasal hayatta oturup konuşabilir hale gelmek vatanımız Türkiye için artık ekmek-su gibi bir ihtiyaçtır. Tam ‘restorasyon’ yani.

Haberin Devamı


YENİ KİTAP


3Y nedir


Yaz boyu çalışarak yazdığım “Türkiye’nin Hukuk Serüveni” adlı kitabım Doğan Kitap’tan yayınlandı. Hukuk tarihimizin büyük isimlerinden Cevdet Paşa’ya ithaf ettim. Türkiye’nin fıkıhtan hukuka ve demokrasiye geçiş serüvenini, bu yoldaki başarılarını ve sorunlarını inceliyor.
Hukuk kültürümüze bir nebze katkısı olur diye seviniyorum, sizinle paylaşmak istedim.

Yazarın Tüm Yazıları