Çocuk haklarını kim koruyor

Tarihte en geniş kabul gören insan hakları belgesinin, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi olduğunu biliyor muydunuz?Ya 18 yaşına kadar her insanın çocuk sayıldığını ve Türkiye’nin nüfusunun üçte birinin çocuk olduğunu? Peki ‘çocuk ombudsmanlığı’ndan haberiniz var mı?

Haberin Devamı

Yüksek Öğretimde Rehberliği Tanıtma ve Rehber Yetiştirme Vakfı, İsveç Konsolosluğu ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi bir araya gelerek, çocuk hakları sözleşmesinin imzalanmasının yıldönümünde, dikkatleri çocuk ombudsmanlığı (Kamu Denetçiliği) konusuna çekmek üzere bir sempozyum düzenledi.
Amaç; çocuk haklarının korunması için yapılan mevcut düzenlemelerin, yasaların dünyanın hiçbir yerinde yeterli olmadığını ve çocuk haklarının gerçek anlamda korunabilmesi, korunup korunmadığının denetlenebilmesi için daha aktif çalışmalar yapmak gerektiğine dikkat çekmekti.
Bu sempozyumda, İsveç’ten gelen çocuk ombudsmanı ve diğer uzmanlar deneyimlerini bizlerle paylaştı ve çocuk haklarının nasıl daha etkili bir şekilde korunabileceği konusunda yapılması gerekenlerin altını çizdi.
İsveç’in çocuk ombudsmanı kendi ülkelerinde daha birçok eksikliğin olduğunu anlatırken, Türkiye’nin İsveç’e kıyasla çok daha fazla eksiğinin olduğunu bilmek hepimizi derin bir üzüntüye soktu.Şunu gördük ki Türkiye’deki sistemler ve uygulamalar, uluslararası minimum standartlardan oldukça uzak.
Çocuk işçilerin, hem de en ağır işlerde çalıştırıldığı, kızların çocuk yaşta evlendirildiği, dayağın aile ve okullarda normal olduğu, çocuk hapishanelerinin çocuğun psikolojik ve beden sağlığına hiç uygun olmadığı, çocukların okula gönderilmediği, sokakta yaşayan çocukların sayısının oldukça fazla olduğu bir ülkede çocuk haklarının korunduğunu söyleyebilir miyiz?
Çocuğa karşı şiddet konusu sempozyumun önemli konularından biriydi. Bırakın dövmeyi, bizde şiddet olarak algılanmayan, ‘poposuna bir tane vurdum’ gibi, sıradan kabul edilen bir vurmanın bile kesinlikle yasaklanması için çalışmaların yapıldığı ve bu konuda ailelerin eğitilmesi gerektiği konuşuldu.
İsveç’in çocuk ombudsmanı basit bir soru sorarak konuyu özetledi: Yetişkinlerin dünyasında birbirine vurmak normal değilken, hatta vuran kişi yasalarca suçlu sayılırken, yetişkinler çocuğa vurunca niye suçlu sayılmıyor?

Haberin Devamı

DAHA ÇOK YOL VAR
Türkiye’de çocuk haklarını koruma ve bu bilinci oluşturmada hayli mesafe kat etmemiz gerekiyor. Bu konuda atılan adımlardan biri de, çocukların, haklarını savunabilmelerine yardımcı olabilmek ve görüşlerini rahatlıkla ifade etmelerine olanak sağlamak amacıyla bir çocuk internet sayfası açmak olmuş: www.kdkcocuk.gov.tr.
Bu sayfaya giren çocuk aşağıdaki metinle karşı karşıya geliyor: “Biz, Kamu Denetçiliği Kurumu ya da uluslararası toplumda bilinen adıyla Ombudsmanlık, 29 Haziran 2012’de hizmete başlayan yeni bir kurumuz.
Herkes gibi senin de okul, hastane, çocuk bakım kuruluşları, valilik, kaymakamlık, karakol, itfaiye ve belediye gibi idareler ile yaşadığın sorunları çözmek için varız. Eğitim, sağlık, ulaşım ve barınma gibi kamu hizmeti alırken haksızlığa uğradığında ya da öğretmen, doktor, hemşire, polis ve asker gibi kamu görevlileri ile bir sorun yaşadığında bu sorununu öncelikle ilgili idare ile paylaşmanı, sorununun hâlâ çözülmediğini düşünüyorsan bize başvurmanı beklemekteyiz.
Başvurun üzerine bizim görevimiz sorununu incelemek, gerekirse ilgili idareye önerilerde bulunmaktır.
Kurumumuz için çocuk hakları çok önemlidir. Bu nedenle yasal düzenlemelerimizde çocuk haklarına özel önem verilmiştir. Kurumumuzdaki 5 Kamu Denetçisinden biri, Serpil Çakın, çocuk hakları alanında görevlendirilmiştir.
Bize kolaylıkla
başvurabilirsin.”

Haberin Devamı

ŞİDDET BİR DİSİPLİN ARACI!
Aile içinde ve kadına kars¸ı s¸iddete ilis¸kin ülke çapında çalıs¸malar yapılsa da bu çalışmalar, çocuklara kars¸ı s¸iddeti engellemek için yeterli değil.
Anne-babalar s¸iddeti bir disiplin aracı olarak kullanıyor. Çocuklarına sözlerini dinletemediklerinde şiddete başvuruyorlar. Çocuklarla diyalog, eğitim, disiplin konularında bilgileri yetersiz. Ne yazık ki çocuklara şiddet sadece aile içinde değil, okullarda öğretmenler tarafından da uygulanıyor.
Türkiye’nin 2010 AB I·lerleme Raporu, okullardaki s¸iddet konusuna değinirken, egˆitim kurumlarındaki s¸iddetle mücadele stratejisinin uygulanmasındaki eksikligˆi belirtmiş ve ilgili kurulus¸lara daha güçlü bir kararlılık göstermeleri çagˆrısında bulunmus¸.
Çocuk haklarının en çok ihlal edildiği diğer konular: 1. Çocukların çalıştırılması, 2. Çocuğun eğitim hakkı, 3. Çocuk gelinler, 4. Hapisteki çocuklar.
Oysa Birleşmiş Milletler’in 25 yıl önce hazırlamış olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi’ndeki kurallar, çocukları bu alanlarda korumayı hedefliyordu: “Çocuklar, ekonomik sömürüye ve her türlü tehlikeli işte ya da eğitimine zarar verecek ya da sağlığı veya bedensel, zihinsel, ruhsal gelişmesi için zararlı olabilecek nitelikte çalıştırılmasına karşı korunmalı”, “Her çocuğun eğitim hakkı cinsiyet ayrımı yapmadan korunmalı”; “Çocuklar her türlü cinsel sömürüye karşı korunmalı”; “Çocukların tutuklanması, alıkonulması veya hapsi yasa gereği olmalı ve ancak en son başvurulacak bir önlem olarak düşünülüp, uygun olabilecek en kısa süre ile sınırlı tutulmalı, özgürlüğünden yoksun bırakılan her çocuğa insancıl biçimde ve insan kişiliğinin özünde bulunan saygınlık ve kendi yaşındaki kişilerin gereksinimleri doğrultusunda davranılmalı”.
Bugünkü durum gösteriyor ki çocukların haklarını koruyamıyoruz. Peki çocuklar kendi haklarından haberdar mı?
YORET Vakfı’nın düzenlediği sempozyumun önemli konularından biri de buydu.
Hatta sempozyumun sloganıydı: “Bilmese de haklı!”
Çocuklar dayak yediğinde, zorla evlendirildiklerinde veya zorla çalıştırıldıklarında ne yapabilirler? Onların temel haklarına kim sahip çıkacak?
Haklarının ihlal edilmesi durumunda çocukların başvurabilecekleri mekanizmalar nelerdir? Bu mekanizmalar çocuklar tarafından biliniyor mu, çocuklar bunları kullanabiliyor mu?


Yazarın Tüm Yazıları