#AdaletEsitHaklarlaOlur

Fıtrat geliyorum demez, gelir.

Haberin Devamı

Nitekim yine geldi ve yine kadınları çarptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, önce;
“Kadınların ihtiyacı olan şey nedir?” diye kendi kendine sordu,
“Kadınların “Eşitlik” değil, “eşdeğer” olmaya ihtiyacı var” diye kendi kendine cevapladı.
“Kadınların ihtiyacı eşitlik değil ADALET” dedi sonra.
Ve ekledi:
"Kadın ile erkeği eşit konuma getiremezsiniz, o fıtrata terstir."
“Eşit duruma getiremezsiniz!” vurgusuna dikkat dememe gerek var mı?


#AdaletEsitHaklarlaOlur



Bayılıyorum ben bu kelime ve algı oyunlarına.
Bayılıyorum bu zaten ne düşünüyorduysa gayet açık ve dürüstçe yüksek sesle ortaya koyma becerisine.
Bu bana da aynı hakkı ve gücü veriyor çünkü.
Çünkü ben kendimi bir kadın olarak erkek kendisine eşit görüyorum ve bu eşitliğin bana verdiği adalet duygusuyla şunları söylüyorum:
Cumhurbaşkanı’nın bu söylemine ve düşüncesine katılmıyorum. Karşı çıkıyorum.
Kadınım ve erkeklerle eşitim.
Bu işin içinde fıtratla alaka görmüyorum.
Kadını ve haklarını yerle bir eden antieşitlikçi politikanın, “adalet” gibi kocaman ama içi boşaltışmış ve sadece göz boyamak için kullanılmış bir kavram içinde yedirilmesine tepki duyuyorum.
Kadın-erkek diyerek, cinsiyet belirtmenin de ekstra ayrımcı kabul edildiği çağdaş Dünya’da, insanlar arası eşitlik olmadan, adalet var denmez.
Bu söylemi Arap Dünyası pek güzel kullanmıştır, kullanmaktadır.
Gel yaşa Arap topraklarında görüntü süper kadınlar açısından. Yedikleri önlerinde yemedikleri arkalarında. Doğum kontrol hakkı yok. Sürekli doğurmaya mahkum. Beşinci aya kadar doğacak çocuğun cinsiyeti kızsa söylemezler yahu. Aldırtacak kocası diye... Dahası bunlar konuşulmaz. Konuşulmayan sessiz gerçeklerdir bunlar. Yazılı olmayan pek özgür ve adil kurallardır.
Bir tek yaşayan bilir.
Çalışma izni kocasının onayına bağlı, ehliyet kocasının onayına bağlı.
Kadını sadece çocuk doğuran, her türlü hak için kocasının iki dudağı arasındaki izne bakan bir “maddeye” indirger bu söylem.
Adalet vardır erkeğin tanımladığı şekilde.
Adalet vardır da, kadının adı yoktur o mahallede.

Haberin Devamı

Adalet dediğin eşit haklarla olur.
Da o işte o da RTE ile olmaz bunu çoktandır anlamış olmalıyız.
Evladını kaybetmiş bir anayı evladının cenazesinde yuhlatacak kadar ilahi adaletten bile korkmayan, kürtaj kararından tut, kızlı erkekli sohbete bile tahammülü olmayan bir insanın; kadına şiddet, kadın hakları ve eşitlik gibi konularda başka türlü düşünebileceğini sanmak hayli trajik.
Kral yıllardır çıplak.
Tek gerçek bu.
Asla eşitlikten yana olmayıp adalet söylemi altında zar zor korumaya çalıştığımız haklarımıza göz dikmiş bir zihniyetle yıllardır baş başayız zaten.
Zaten yıllardır bildiğimiz gerçeklerin dile bürünmüş halini görünce neden bu kadar şoka giriyoruz ben esas bunu anlayamadım gitti.
Bir insan yedisinde neyse 70’inde odur değil mi?
E tamam işte.
RTE böyle geldi, böyle gidiyor.
(Gidiyor yazmayı nasıl da sevdim...)
Sıkılıyorum artık böyle manşetlik çıkışlarla dikkat çekme çabalarından.
İyi tamam anladık deyip “Kızlar şimdi ne yapıyoruz?” kısmındayım ben çok uzun zamandır.
Eşitlik için çalışmaya, aktivistliğe, muhalefet ve strateji üretmeye, sesimizi yükseltmeye daha çok kafa yoralım.
Keza...
Kadının gücü, fıtratında var.
Yonca
“Nanik”

Yazarın Tüm Yazıları