Millete verilen söz

Öyle şeyler söyledi ki, içimde şu cümleye tercüme ettim.
Demek ki artık bir dönem kapanıyor.

* * *

Başbakan dedi ki, “Alevilere ayrımcılık yapılmayacak...”
-DEMEK Kİ ARTIK miting meydanlarında CHP Genel Başkanı’nın alevi kökeni haykırılıp, partililere yuhalatılmayacak.

* * *

-DEMEK Kİ ARTIK Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki Alevi kökenli subaylar evlerinden alınıp mahkemelerde süründürülmeyecek.

* * *

DEMEK Kİ ARTIK Ali Tatar gibi subaylar, komplolarla içeri alınmayacak, şerefleriyle oynanmayacak, intihara götürülmeyecek...
DEMEK Kİ ARTIK adalet bakanları ile başbakanlar arasındaki telefon konuşmalarında “O hâkim Alevi kökenliymiş” gibi çağdışı sohbetler dinlemeyeceğiz.

* * *

DEMEK Kİ ARTIK polis kurşunlarıyla öldürülen çocukların arkasından “O Alevi’ymiş, bizimki Sünni” gibi gaddarca mukayeselere tanık olmayacağız.
Demek ki artık bütün çocuklarımızın yasını tutacağız...

* * *

DEMEK Kİ ARTIK ülkenin tepesindeki yöneticilerin ağzından “Afedersiniz Ermeni, afedersiniz Alevi” gibi ortaçağ zihin klişeleri okumayacağız.

* * *

DEMEK Kİ ARTIK iktidarın tepesindeki kişi, kendini şeyhülislam yerine koyup, “Cemevleri ibadethane değildir” diye fetvalar vermeyecek.

Demek ki artık bir AKP’li kodamanın hamili kartına ihtiyaç olmayacak

BAŞBAKAN dedi ki, artık “Göreve getirmede liyakat esas olacak...”
DEMEK Kİ ARTIK hâkim ve savcıların, öğretmenlerin, memurların işe alınmalarında Alevi çocukların da önü açılacak.

* * *

DEMEK Kİ ARTIK ihaleler, yandaş havuz müteahhitlerine değil, bu işi en iyi fiyatla en iyi yapacak insanlara verilecek.

* * *

DEMEK Kİ ARTIK işe alınmalarda, eşinin türbanlı olması, beş vakit namaz kılması, sakal bırakması etkili olmayacak, hayat tarzı farklı insanların da önü açılacak.

* * *

DEMEK Kİ ARTIK, cebinde AKP’li bir kodamanın, “Hamili kart yakınımdır” bonservisi olmayan halk çocukları da devletin açtığı sınavların kapılarında boynu bükük kalmayacak. Yakasında parti rozeti taşıyan bir dayısı olmayanlar da savcı, hâkim, polis, öğretmen, sağlık memuru olabilecek.

* * *

Başbakan’ın Tunceli’de yaptığı konuşmayı dikkatle ve umutla dinledim.
Ve kendi kendime dedim ki:
DEMEK Kİ ARTIK bu kötü nepotizm, Türkiye’ye sadece kutuplaşma, kavga ve ıstırap getiren kin ve nefret dönemi kapanıyor.
Liyakate, eşitliğe, kardeşliğe dayalı yeni bir dönem açılıyor...

* * *

Ne yazık ki bir de şunu dedim.
Acaba gücü yetecek mi...
İnşallah samimidir...
İnşallah gücü yeter...
İnşallah 12 yıllık müesses nizam onu yemez...
İnşallah başarır...
İnşallah sözünü tutar...

* * *

Türkiye’nin son 7 yıllık olağanüstü hal durumunun sona ermesinin, kibir ve kinin tek başına iktidara geldiği bu ara rejim döneminin bitmesinin tek yolu bu...

* * *

Ürkütücü bir amok koşusu yapan, hızla parçalanmaya doğru giden Türkiye’nin kurtuluşu...
Tunceli’de millete verilen bu sözün yerine getirilmesine bağlı....
Dua edelim ki, bu sözler bir saray darbesiyle yerlebir edilmesin...