Madem Neptün’ü seviyordu neden onu gördüğünde kafasını çeviriyordu

Pazardan beri herkes soruyor, “Sen onlarla konuştun! Gözlerinin içine baktın. Bu hikâyede biri doğruyu söylemiyor... Kim?”

Haberin Devamı

Madem Neptün’ü seviyordu neden onu gördüğünde kafasını çeviriyordu
Kübra Eken

Hiç kıvırtmadan söyleyeyim: Ben de bilmiyorum.
Adım adım bana anlatılan her şeyi sizinle paylaşıyorum, belki puzzle’ın parçalarını hep birlikte tamamlarız.
“Niye Kübra’yla daha ayrıntılı konuşmadın?” diye soranlar olmuş, hepsi gazeteye sığmadı, hurriyet.sosyal’de daha geniş hali yer alıyordu. Kübra olayla ilgili, Neptün’ün kafasına 4 kere vurduğunu söylüyor, fakat bunun dışında o geceye dair başka bir şey anlatamıyor.
Bütün bedeni sarsılmaya, titremeye ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlıyor.
Ama bu konu hariç her şeyi konuşabiliyorsunuz onunla. Her şeyi anlıyor, espriler yapıyor, hatta kendisiyle dalga geçiyor, bütün o bir-iki kelimelik yanıtlarında ince zekâsını hissediyorsunuz.
Bir de Alara deyince ağlamaya başlıyor.
Bunun dışında son derece mutlu, ailesiyle aralarında müthiş iyi bir ilişki var, bunu hissetmemeye olanak yok. Sürekli şakalaşıyorlar, dokunmatik bir aile ve çok sevgi dolular. Bunlar benim o evde bulunduğum ana dair gözlemlerim, 30 Kasım’da doğum günü var, davet ettiler, yine gitmek istiyorum.
O gün kim bilir belki Alara da gelir. Eğer Neptün izin verirse. Bana güvendiğini (daha önce eve giden psikolog ve pedagog eşliğinde) Alara’nın benim gözetimimde, annesiyle görüşebileceğini söylemişti. Bakalım... Bugün Kübra’nın yakın arkadaşı Tülay Hacıoğlu anlatıyor... Yarın bir hekim görüşü okuyacaksınız...


En yakın arkadaşı Tülay Hacıoğlu anlatıyor
‘NEPTÜN DOĞRU SÖYLEMİYOR’

Haberin Devamı

Tülay... Siz Kübra’nın lise arkadaşısınız. Hatta İngiltere’de aynı evi paylaştığı kişisiniz. Mahkemede tanıklık da ettiniz...
-Evet. Kübra benim en yakın arkadaşlarımdan biri. İlişkilerinin nasıl başladığını biliyorum. Tüm sürece tanığım. Ayrıca nikâh şahitleriyim...

Neptün doğru söylüyor mu?
-Hayır.

“Eğer vurduysam beni assınlar, yeni doğurmuş karıma asla şiddet uygulamadım” diyor...
-Ama Kübra’nın bana anlattığına göre daha önce de şiddet uyguladı. Kübra’yla birbirimize yazdığımız tonlarca mesaj var, mahkemeye sundum. “Boğazımı sıktı!” diyor. Doğru olmasa niye yazsın bunları? Doğru olmasa neden boşanma avukatı ismi istesin? Neptün’ün anlattığı gibi mutlu bir evlilikleri yoktu. Kübra ayrılmayı düşünüyordu, üstüne hamile kaldı. Evet, hiçbirimiz o gece yanlarında değildik, ama bu kadının artık bilinci yerinde ve söylüyor, “Bana vurdu!” diyor. Yalan söylemesi için bir sebep mi var?

Çocuğunu göremiyor...

-Zaten bu da kabul edilmez bir şey! Ne biçim adam ki, anneye çocuğunu göstermiyor. Tonla laf ediyor ama hep laf kalabalığı. Ben kesinlikle Neptün’e inanmıyorum. Bakın, bu yaşananlarda iki mağdur var: Anne ve çocuk...

Neptün’ün dediği gibi Kübra annesinin etkisi altında kalıyor olabilir mi?
-Hayır, hiç zannetmiyorum.

Ben tabii ki o geceyi sormaya çalıştım ama bu konuda hassas. Hemen ağlamaya başlıyor...
-Onları anlatacağı gün de gelecektir. Ben hastane sürecinde de onlarla birlikteydim. Kübra’nın hastanedeki tepkilerini gördüm. Neptün odaya girdiğinde gözlerini kapatıyordu, kafasını çeviriyordu. Sizce her şey bu adamın dediği gibiyse ve aralarında bir sorun yoksa bu nasıl olur? Niye kapatır insan gözlerini? Onu görmeye bile dayanamadığı için!

Birbirlerini severek mi evlendiler?

-Hayır, Kübra aşk evliliği yapmadı. Sonradan elbette bir şeyler hissetmiştir ama büyük bir aşk mı derseniz, hayır değil! Zaten 4-5 kere görüp evlenmeye karar verdiler birbirlerini. Her şey çok hızlı oldu.

Peki neden öyle acele evlendi...

-Türkiye’ye dönmek istiyordu, hayatını düzene sokmak istiyordu. O sırada, ona çok âşık olduğunu söyleyen bir Neptün çıkmıştı ortaya. Çok da ısrar ediyordu, “Evlenelim, evlenelim” diye. Kübra, “Bu adamdan bana zarar gelmez!” diye düşündü, bence profil olarak da uygun buldu. Editör, bilgili, gelişmesine yardımcı olur, işten eve gidiyor, düzenli bir yaşam... Neptün güya çok âşık olarak evlendi Kübra’yla. Fakat evlendikleri günden itibaren, hiçbirimiz o âşık adamı göremedik. Kübra’ya iyi davrandığını bile söyleyemem. Düğünden itibaren Neptün’ün tavırları değişti. Sürekli şikâyet ediyordu, o yere göğe koyamadığı kızı küçümsüyordu. E tabii şaşırdık, çünkü bu ilişki başlamadan Kübra ile Neptün’ün Facebook resimlerine bakıyorduk, bana soruyordu, “Sence nasıl?” diye. Emin olmayan Kübra’ydı aslında. Onunla tanıştığında biraz da kalbi kırıktı, karşınızda sizinle ilgilenen biri var, İngiltere’ye gelip gitmeler, bu ilgi Kübra’ya iyi geldi. Ama tabi flört etmek başka, evlenmek başka...

Uyarmadınız mı?
-Uyarmaz olur muyum? Londra’da Harvey Nichols’un merdivenlerinden aşağı iniyorduk. “Kübra” dedim, “Bana 4 kere gördüğün bir adamın evlenme teklifini kabul ettiğini söylüyorsun! Benim de “Ha tamam çok iyi” dememi bekliyorsun!” Hoşuna gitmedi bu söylediklerim. Bir daha da bu ani evlilik kararıyla ilgili yorum yapmadım.

Gerçekten o kadar az mı görüştüler...

-Evet. Her şey çok hızlı ve ani oldu. Birbirlerini tanıyarak filan evlenmediler. Hatta bir ara vazgeçmek istedi. “Ama” dedi, “Ben nasıl vazgeçerim? Evet demiş bulundum. Şimdi vazgeçersem çevre ne der, ailem ne der?” Ben de dedim ki, “Manyak mısın? İnsanlar bir kere konuşur, iki kere konuşur, üçüncüsünde zaten unutur. Bu senin hayatın, sen nerede nasıl mutlu olmak istiyorsan öyle yaşa. Tereddüdün varsa, sakın evlenme!” Fakat o kadar acele ettirdi ki Neptün, Kübra da hayır diyemeyen bir insan. Lafını geri alamadığı için evlendi...

Yazarın Tüm Yazıları