Rahmetli babamın doğum günüydü

Haberin Devamı



“BUGÜN, geri kalan ömrümüzün ilk günü aslında” diyen şairin, umuda remil atan iyimserliği ile, (şiir söyleyenlere sitem ederek) “Bir özlemi dindirmeye yetmezdi gücü; yetmedi de...” diyen şairin teslimiyeti arasında kaldım bu hafta.
Kaçakçıların “kıymetli eşya yüklü atlarını” mayın döşeli sınırdan geçirebilmek için kullandıkları fedakâr eşekler geldi aklıma.
“Her ailede bir tane –menzil eşeği- bulunur” derdi, babam.
Ve şöyle devam ederdi:
“... Bir gün gelir, ‘yaptıkların, zaten yapman gerekenlermiş gibi üstüne yapışır da’, ‘yapamadıklarının, yetişemediklerinin sorumlusu’ ilân ediverirler seni; işte o dem, aslında mayına bastığın andır...”
Mayına basanlar, “Bunlar onlar ki gelip gittiler / Gelüben işbu cihanda nettiler?” misali, çıktıkları seyahatin ne kadar farkındadırlar bilemiyorum ama “kalanların gücü, geri kalan ömrün ilk gününde de, sonrasında da, özlemi dindirmeye yetmiyor...”
Neyse ki, “Bir gün benden şikâyet ettiğin ne varsa özleyeceksin!” dizelerinin, ne kaçakçılar, ne kıymetli yükleri, ne atları, ne de mayınlar için yazılmadığından eminiz.
Yine de birileri, “kalan sağlar”a, sevabına, hemşire Bronnie Ware’in, hayatlarının son 3-12 haftasını birlikte geçirdiği Avustralyalı hastalarının en yaygın 5 pişmanlığından bahsediversin.
“Keşke...” parantezinde takdim olunur:
“... Başkalarının benden beklediği hayatı yaşamak yerine hayallerimi gerçekleştirme cesaretim olsaydı / ... Bu kadar çok çalışmasaydım / ... Duygularımı ifade edecek cesaretim olsaydı / ... Arkadaşlarımla bağlantılarımı kopartmasaydım / ... Kendime daha fazla mutlu olmak için izin verseydim.”
“Selâm olsun menzil eşeklerine...”

Yazarın Tüm Yazıları