Üniversitenin kemik koleksiyonu

Güncelleme Tarihi:

Üniversitenin kemik koleksiyonu
Oluşturulma Tarihi: Kasım 25, 2014 01:18

Dünyanın en zengin kemik koleksiyonlarından birine sahip olan Hacettepe Üniversitesi Antropoloji Laboratuvarı, yabancı bilim insanlarının uğrak yeri oldu. Anadolu'dan çıkan iskeletlerin yüzde 80'i Hacettepe’de bulunuyor.

Haberin Devamı

Farklı çağlara ait 10 bini aşkın insan iskeleti kalıntısına sahip Hacettepe Üniversitesi Antropoloji Laboratuvarı, her yıl onlarca yabancı bilim insanının araştırmalarında önemli rol oynuyor. Üniversitenin Antropoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Selim Erdal, laboratuvarda yaklaşık 45 yerleşim yerinden 10 binin üzerinden insan iskeleti kalıntıları bulunduğunu belirtti. Erdal, kemiklerin eski toplumların nüfus yapısı, beslenme modelleri, yaşam biçimleri, popülasyon yapısındaki ilişkiler ve sağlık yapısını çözmek için kullanıldığını kaydetti.

NÜFUS BİLGİSİ VERİYOR

İnsanların yaşadığı süre içinde karşılaştığı bütün durumların iskeletlerine yansıdığını belirten Erdal, bu sayede cinsiyet, genetik fonksiyonu, grubun homojen veya heterojen yapıda olması ve nüfusun genel yapısı hakkında bilgi edinildiğini anlattı. Erdal, "Laboratuvarımız yerleşik yaşama geçişte önemli bir yere sahip Anadolu'nun iskelet popülasyonlarının çoğunun korunmasıyla ünlenmiştir. Anadolu'dan gün ışığına çıkarılmış neolitik iskelet popülasyonunu yüzde 80'ine sahip durumdayız" dedi. İskelet kalıntılarını inceleyerek yerleşik yaşamın nasıl başladığını ve insan üzerinde ne gibi etkileri olduğunu anlamaya ve çözmeye çalıştıklarını aktaran Erdal, "Kalkolitik döneme ilişkin çok malzememiz yok ama yoğun miktarda kentleşmenin başlangıcı olan Tunç çağı iskelet topluluğumuz var. Geri kalan iskelet topluluklarımızın çoğu Roman ve Orta Çağ topluluklarını temsil ediyor" şeklinde konuştu.

Haberin Devamı

DÜNYANIN DİKKATİNİ ÇEKTİ

İnsan yaşamının iskelet üzerindeki etkisinin 1960'lı yıllarda anlaşıldığını söyleyen Erdal, bunun eski insan toplumlarının yeniden canlandırma çalışmalarındaki önemine işaret etti. Erdal, Türkiye'deki arkeolojik kazıların 1960'lardan sonra arttığını ve kazanılan bu yeni bakış açısıyla kazıların daha uygun gerçekleştirildiğini belirterek, "Bu anlamda Türkiye, Avrupa ve Ortadoğu'da en önemli merkezlerden oldu. Türkiye'deki kazılardan çıkan hemen hemen her iskelet topluluğu korunuyor. Dolayısıyla bütün ulusal ve uluslararası araştırmacıların dikkatini çekiyor" diye konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!