İdris Güllüce'den 'magazinsel domuz' savunması

Güncelleme Tarihi:

İdris Güllüceden magazinsel domuz savunması
Oluşturulma Tarihi: Kasım 21, 2014 13:36

ÇED’le ilgili eleştirilere tepki gösteren Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, “Dilimde tüyden başka şeyler bitti. ‘ÇED gerekli değildir’i sokakta 10 bin adama sorsanız ‘lazım değil ağabey, git işine bak’ anlar. Fakat öyle değil. Bunu kanun teklifiyle düzelteceğiz” dedi. İstanbul Boğazı’nı yüzerek geçen domuzla ilgili “Bunlar magazinsel şeyler” diyen Güllüce, bu konudaki eleştirilere "Balkanlar’daki soykırıma ilişkin kongredeydim. Bana diyor ki ‘Denizde yüzen domuz ne?’ ‘Ne domuzu, bırak şu magazini’ dedim. Arkadaş, bu hataysa kabul ediyorum" diyerek cevap verdi.

Haberin Devamı

YETKİ AYNI ŞEKİL DEĞİŞTİ

Güllüce, sabaha kadar süren bakanlığının Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki bütçe görüşmelerinde soruları yanıtladı. Bakanlığın çalışmasına göre “ÇED olumlu” ve “ÇED gerekli değildir” kararları “A sınıfı ÇED olumlu” ile “B sınıfı ÇED olumlu” olarak değiştirilecek. Projelerde “A sınıfı ÇED olumlu” kararını bakanlık, “B sınıfı ÇED olumlu” kararını valilikler verecek. Bugüne kadar 41 bin projeye “ÇED gerekli değildir” kararı verilirken, 3 bin proje için “ÇED olumlu” kararı çıktı. Bakanlığa yapılan ÇED başvurularının sadece yüzde 15’i hakkında olumsuz kararı verildi. Kentsel dönüşüm konusunda tek bir model oluşturulamadığını vurgulayan Güllüce, hangi model denilirse denilsin mutlaka bir başka sorunla muhatap kalındığını anlattı. Güllüce, kentsel dönüşümü Bakanlığın yanı sıra belediyelerin, TOKİ’nin ve özel sektörün de yaptığını dile getirerek, şunları kaydetti:

İdris Güllüceden magazinsel domuz savunması
Bunlar magazinsel şeyler

Haberin Devamı

TEK BİR MODEL YOK

“Peki hangi modeli uygulayacağınızı düşündüğünüzde prototip bir şey üretemiyorsunuz. Her yerinki bir başka şey. İstanbul’da Kadıköy’de, Bağdat Caddesi’nde 1,80’den 2,07’ye çıktığı zaman herkes orada kentsel dönüşüm yapabildi. Bir nevi orada varsılların istifade edeceği yasaya döndü. Fakat bir başka yerde bunu yüzde 30, yüzde 40, yüzde 50’de yapsanız kahir ekseriyeti yoksullar olduğu için yer de çok berbat olduğu için ‘Kalkıp buradan gidin’ diyemeyeceğiniz için de orada da imar artışına gitmeniz lazım. Hem bunu yapmayacaksınız hem o insanları ev sahibi yapacaksınız ve riskten kurtaracaksınız. Böyle bir model de yok. 6,5 milyon binayı devletin bütçesiyle karşılayarak değiştirebilme şansı yok.

"TACİZ VARDI DÜZENLENDİ"

“ÇED Yönetmeliği Avrupa Birliği ÇED direktifiyle uyumlaştırılarak, yayınlanmak üzere şu anda Başbakanlıkta. Ciddi bir değişiklik yapıyoruz. Aşağı yukarı neredeyse AB’nin birebir aynısı haline dönüştürülüyor. (Yaylada taban alanı izni konusundaki soru üzerine) Yeni bir şeye falan izin verildiği yok. Yaylalar, asırlardır var. Bunların bir kısmının kaçak olduğu belli zaten. Fakat o asırlardan beri köylünün yaylalarıydı. Bunlar bazı uygulamacılar tarafından taciz ediliyordu. O düzene sokulmuş oldu.”

Haberin Devamı

"O BİR İHALE HATASI"

Taşyapı’ya pazarlık usulüyle, ihaleyle Bağdat Caddesi’nde 45 bin metrekare arsa verilmesine ilişkin soruyu Güllüce, “Bizimle ilgisi olmayan, benim bilmediğim bir konudur. Ben bilmiyorum. O bir ihale hatasıdır” sözleriyle yanıtladı. Güllüce başka bir soru üzerine, “Parsel bazında İller Bankası’nın mevcudiyetini bilmeyen bir bakanım. Eğer bu eksiklikse evet. İller Bankası’nın bütün parsel numaralarını bilecek hafızam olması mümkün değil” dedi. Güllüce, valiliklerin “ÇED gerekli değildir” kararı vermesiyle ilgili tartışmalarla ilgili de Ankara dışındaki icraatların sorumlusunun valiler olduğunu söyledi. Güllüce, “Vali bakanlıktır, orada Sağlık Bakanıdır, Maliye Bakanıdır vali. Bütün bakanlıklardır. Bizim Çevre İl Müdürlüğü onun emrinde. Vali bey ne bilir, adamın alanı değil. Hiçbir vali bayındırlığı bilmez, sağlığı bilmez, altındaki bürokratlarını çalıştırır sadece” dedi. Güllüce, sözlerini şöyle sürdürdü:

Haberin Devamı

"10 BİN ADAMA SORSAM"

“‘Valilikler niye veriyor’ dediğiniz için, orada il yönetim tarzı budur. Valilikler vermiyor, çevre şehircilik müdürlüğü veriyor, bu yanlışı düzeltelim. Orada kanunu düzenlerken ‘ÇED gereklidir’ demek Ankara’da yapacaksın bu işi, ‘ÇED gerekli değildir’ demek ilinde yapacaksın. ‘ÇED gerekli değildir’den ne anlarsınız diye sokakta on bin adama sorsanız ‘Lazım değil ağabey, git işine bak anlarım ben’ der. Ama öyle değil. Kanun teklifiyle düzelteceğiz bunu. Dilimde tüyden başka şeyler bitti. ‘ÇED gerekli değildir’ demek ‘Ne lüzumu var’ demek değil. ‘ÇED gerekli değildir’ yerine ‘Valilikçe verilir’ denilmesi durumunda bu tartışmalar olmaz.

Haberin Devamı

İstanbul Boğazı’nı yüzerek geçen domuzla ilgili “Bunlar magazinsel şeyler” diyen Güllüce, bu konudaki eleştirilere de şu yanıtı verdi:

SOYKIRIM VAR DOMUZ SORUYOR

“Evet öyle dedim, yine de diyorum. Niçin diyorum biliyor musunuz? Ben orada ne haldeydim. Balkanlar’daki soykırıma ilişkin kongredeydim. Bizim 5 milyon insanımız göçmüş, 1 milyon insanımız soykırıma uğramış. Orada insanlar ağlamışlar, fotoğraflar göstermişler. Birisi gelmiş bana diyor ki ‘Denizde yüzen domuz ne?’ Git kardeşim, şimdi magazini bırak. ‘Ne domuzu, bırak şu magazini’ dedim ben. Arkadaş, bu hataysa kabul ediyorum. O andaki haleti ruhiyemiz ciddi. Şimdi o kadar acılar, sürgünler anlatıldı, slaytlar gösterildi, birisi gelmiş sana. Ne denizi ya. Haberim de yok bir şeyden kardeşim. Dolayısıyla dedim, ‘Bırak şu magazin ciddiyete bak. Bak burada tarih var ve soykırım var.’”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!