10 yılda 2.5 milyon futbol sahası büyüklüğünde tarım arazisi yok oldu

Güncelleme Tarihi:

10 yılda 2.5 milyon futbol sahası büyüklüğünde tarım arazisi yok oldu
Oluşturulma Tarihi: Kasım 21, 2014 12:18

TÜRKİYE’de son 10 yılda, 2 milyon 573 bin futbol sahasına denk gelen 27 milyon 825 bin 64 dekar tarım arazisinin, imara, inşaata kurban gittiği ortaya çıktı.

Haberin Devamı

Antalya Ticaret Borsası (ATB), Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yola çıkarak, Türkiye’nin 2004-2013 yılları arasında kaybettiği tarım arazisi miktarını ortaya koyan bir çalışma yaptı. TÜİK verilerinden derlenen rakamlara göre Türkiye’de son 10 yılda toplam 27 milyon 825 bin 64 dekar tarım arazisinin kaybedildiğini belirten ATB Başkanı Ali Çandır, "2004 yılında 265.9 milyon dekar olan tarım arazisi varlığı, 2013 sonu itibariyle 238.1 milyon dekara düşmüş. Aradaki fark 27.8 milyon dekar. Türkiye son 10 yılda tarım topraklarının yüzde 10.46’sını kaybetmiş durumda" dedi.

Bu rakamlara göre Türkiye’nin yıllık kaybının 2.7 milyon dekar, günlük kaybının ise 7 bin 623 dekar olduğuna işaret eden Ali Çandır, "Bunun anlamı, günlük 705 futbol sahası kadar tarım toprağımız, tarım dışı faaliyetlere kurban edilmiş. Yani 10 yılda 2 milyon 573 bin futbol sahası büyüklüğünde tarım arazisi yok oldu" dedi.

EN ÇOK KAYIP, TAHIL AMBARI KONYA’DA

Araştırmada 81 ilden 62’sinde tarım topraklarında azalma yaşandığı, 19’unda ise artış olduğu belirlendi. 62 ilde yaşanan kayıp 29 milyon 555 bin 704 dekarken, 19 ildeki 1 milyon 730 bin 640 dekarlık artış nedeniyle toplamdaki Türkiye toplam kaybı 27.8 milyon dekar olarak gösterildi. En çok kayıp ise Türkiye’nin tahıl ambarı olarak nitelendirilen Konya’da gerçekleşti. Konya, tarım topraklarının yüzde 27.35’ini, yani 7 milyon 161 bin dekarını kaybetti. İkinci sırada Yozgat yüzde 24.91’ini, yani 1 milyon 991 bin dekarını kaybetti. Üçüncü sırada ise Diyarbakır yüzde 24.66’sını, yani 1 milyon 968 bin dekar tarım toprağı yok oldu.

EN ÇOK KAYIP YAŞANAN İLLER

Tarım topraklarını inşaata, imara kurban veren iller sıralamasında ilk 10 sıradaki iller Konya, Yozgat ve Diyarbakır’ın ardından şöyle:

"Kars yüzde 37.55, 1 milyon 272 bin dekar. Adana yüzde 20.22, 1 milyon 204 bin dekar. Afyonkarahisar yüzde 18.90, 1 milyon 97 bin dekar. Kahramanmaraş yüzde 18.51, 816 bin dekar. Malatya yüzde 21.30, 772 bin dekar. Edirne yüzde 20.71, 762 dekar. Tekirdağ yüzde 16.93, 654 bin dekar."

Kaybedilen tarım arazisi miktarı 600 bin ila 100 dekar arasında değişen iller ise Samsun, Mardin, Ankara, Kayseri, Çorum, Kırşehir, Bursa, Adıyaman, Osmaniye, Kütahya, Erzincan, Kırklareli, Muş, Elazığ, Hatay, Gümüşhane, Balıkesir, Antalya, Ordu, Aksaray, İzmir, Zonguldak, Sinop, Aydın, Erzurum, Kocaeli, Bitlis, Kastamonu, Düzce, Muğla, Sakarya, Bilecik, Karabük, Gaziantep, İstanbul, Hakkari ve Bolu.

ARTAN İLLER

62 ildeki büyük kayba karşın 19 ilde ise tarım arazisi alanı arttı. Bu illerin başında 264 bin dekarla Van geliyor. İkinci sırada Isparta tarım arazilerini 243 bin dekar artırırken, sırayla Şanlıurfa 231 bin, Manisa 183 bin, Ardahan 147 bin, Bayburt 123 bin, Kırıkkale 108 bin, Eskişehir 96 bin, Çankırı 64 bin, Ağrı 52 bin dekar artırdı.

NEDEN KAYBEDİYORUZ?

Ali Çandır, ATB’nin çalışmasına ilişkin tarım topraklarının kaybedilmesi nedenlerini ise şöyle sıraladı:

"Tarım topraklarının insanların şahsi menfaatleri nedeniyle imara açılması. Plansız ve çarpık kentleşme. Yanlış tarım politikaları ve yasal düzenlemeler. Toprakların miras yasası nedeniyle küçülmesiyle tarımın rantabl olmayışı ve bu nedenle tarım topraklarının farklı sektörlere kayması. Turizm nedeniyle yapılan gereksiz büyüklükteki konaklama alanları. Toplum olarak aşırı lüks tüketim alışkanlığı."

KORUMAK HEPİMİZİN BOYNUNUN BORCU

Dünyada sorunların temelini gıda ve suya ulaşımın oluşturacağına dikkat çeken Çandır, "Tarım topraklarımızı korumak hepimizin boynunun borcudur. Topraklarımız olmadan beslenme politikalarını oluşturamayacağımız gibi, toplumumuzun besin ihtiyacının karşılanmasını da tehlikeye atmış oluyoruz. Bu durum günümüzde kendini sadece fiyatlar düzeyinde belli ediyorken, durumun böyle devam etmesi halinde gelecek kuşakları büyük tehlikeyle baş başa bırakmış olacağız. Ayrıca tarımın stratejik önemi, çevremizde yaşanan olaylar nedeniyle her geçen gün daha fazla insan tarafından görülmekte ve anlaşılmaktadır. Günümüzde bazı ülkeler tarım ve gıda ürünlerini cephane olarak görmekte ve hatta kullanmaktadır. İleride açlık, kıtlık gibi terimlerle karşılaşmak ve kötü durumlara düşmek istemiyorsak şimdiden önlemlerimizi almalıyız" diye konuştu.

SON KURBAN KONYAALTI’NDA

Türkiye’nin meyve, sebze, zeytin, narenciye, endüstri bitkileri, üzüm, incir gibi katma değeri yüksek, kıymetli ve gerçekten ihraç edilen ürünlerinin Marmara, Trakya, Akdeniz, Ege ve bir miktar Güneydoğu’da yetiştiğini belirten Antalya Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Vahap Tuncer ise şunları söyledi:

"Bunların toplam alanı da Türkiye’deki tarım arazilerinin yüzde 11’i. Türkiye tarımsal katma değerinin yüzde 70’i bu alanlarda yetişiyor. Ancak bu alanlar çok ciddi imar, sanayi ve turizm baskısı altında. Türkiye tarımda geleceğini kurtarmak ve bu anlamda söz sahibi olmak istiyorsa bu bölgelere yapılacak sanayi ve enerji yatırımlarını başka bölgelere kaydırmak, turizm tesislerini deniz- kum- güneş ötesinde çeşitlendirerek başka alanlara kaydırmak zorundadır. Bu bölgelerdeki nüfusu hızla artan kentlerde yerleşim alanlarını birinci sınıf tarım arazileri ve meyve bahçeleri üzerinde değil, marjinal tarım arazileri üzerinde değerlendirmelidir. Bu çerçevede Batı Çevre Yolu’nun açılması Konyaaltı’nda birinci sınıf 1600 dekar meyve bahçesinin elden çıkmasına yol açmıştır. Burada yapılan planlama, komşu mahallelerde de planlama baskısı ve talebini artırmıştır. Daha plan hayata geçirilmeden Bahtılı, Çakırlar, Doyran ve Karatepe bölgesindeki çiftçilerden de imar talebi gelmeye başladı. Halkta yaratılan ’şehirli olacağız, şapkayı atıp kravat takacağız’ algısının onların kurtuluşu olmadığı anlatılmalıdır."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!