Milli Saraylar'a ait kafeleri 4 kişilik heyet denetleyecek

CHP’li üyelerin gündeme getirdikleri belgeler üzerine ön inceleme yaptıran Meclis Başkanı Cemil Çiçek, 80 liralık “brunch”ın maliyetinin 60 lira, 16 liralık Napoliten soslu spagettinin maliyetinin 14 lira olarak sunulması gibi örnekler karşısında “Meclis’in prestiji, siyasetin itibarı söz konusu” diyerek kapsamlı bir denetim istedi.

Dolmabahçe Sarayı'nın kafesi

İKİ KOLDAN DENETİM

Başkanlık Divanı’nın dünkü toplantısında alınan kararla Dolmabahçe, Beylerbeyi, Yıldız sarayları, Ihlamur Kasrı, Küçüksu Kasrı, Maslak Kasrı, Aynalı Kavak Kasrı ve Resim Müzesi’ndeki işletmeler mercek altına alındı. Divan kararıyla, Milli Saray işletmelerindeki idari ve mali konular incelenmek üzere “iç ve dış denetim kanalları kullanılarak” tahkikat yapılacak. Denetçiler arasında Sayıştay’dan uzmanların da yer alacağı, ayrıca geçmiş hesapları bu kurumun denetleyeceği belirtildi. Başkanlık Divanı üyelerinden oluşturulan 4 kişilik komisyonca da yerinde inceleme yapılması ve Milli Saray işletmelerinin bundan sonra nasıl değerlendirileceğine yönelik rapor hazırlanması kararlaştırıldı.

GAZI, SUYU, ELEKTRİĞİ MECLİS’TEN

Konu, CHP’li Başkanlık Divanı üyeleri Rıza Yalçınkaya ve Malik Ecder Özdemir’in araştırmalarıyla gündeme geldi. Yalçınkaya’nın geçen ay Divan’a getirdiği belgelerin ardından hazırlanan rapor dün değerlendirildi. İnceleme komisyonuna giren CHP’li İdare Amiri Özdemir, denetimin özellikle Dolmabahçe Saat Kulesi Kafe ile Küçüksu ve Yıldız’daki işletmelerde yoğunlaşacağını belirtti. Özdemir şunları söyledi:

“Bir kafenin 10 aylık cirosundan Meclis’e aktarılan 65 bin lira. Oysa buranın doğalgazı, elektriği, suyu Meclis’ten. Faturayı da Meclis kesiyor, vergileri Meclis üzerinden. 3 de Meclis personeli çalışıyor. Bu personelin maaş, sigorta, tazminat maliyeti bile 90 bin lirayı buluyor. Bunlar hesap edilmiyor. Milli Saraylar’da milli kepazelik; kelimenin tam anlamıyla peşkeş çekilmiş. 80 liralık brunchın maliyeti Meclis’e 60 lira gösterilmiş. Kalan 20 liraya ‘Kâr’ deniyor ve onun küçük bir yüzdesi Meclis’e veriliyor. Hiçbir sözleşmede süre yok. Doğru dürüst sözleşme de yok. Adına da ‘konsinye’ demişler. Oysa konsinye, emanet usulü alınan mal demektir. Mal satıldığında parası ödenir, satılmazsa iade edilir. Hizmet alımında bu olmaz. Hukuka, yasalara uygun olmayan, yetkileri olmayan bir konuda bürokratlar yönerge çıkararak işlemler yapmışlar. Sözde üç teklif almışlar, kendi ihale kararlarına oluru da kendileri vermişler.”

Beylerbeyi Sarayı'nın kafesi

CHP: ADRESE TESLİM

CHP’li Divan üyesi Rıza Yalçınkaya da iddialarının üç firma üzerinde olduğunu, ihale verildikten sonra kurulan veya faaliyet alanı genişletilen firmalar olduğunu söyledi. Yalçınkaya, “Kazananın dışındaki yan teklifi veren firmalar da bu işi alan firmanın ortağı. Yani adrese teslim bir iş yapılmış” dedi. Yalçınkaya, incelenmesini istedikleri işletme sahiplerinden birinin AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu’nun amcasının oğlu, diğerinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın halasının oğlu, diğerinin de Yeni Şafak Gazetesi’nin yazarı Ahmet Albayrak’ın dünürü olduğunu belirterek, ihalelerin iktidara yakın isimlere verildiğini iddia etti.